11. Ceza Dairesi 2017/353 E. , 2020/3738 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura kullanma
HÜKÜM : Sanık hakkında 2010-2011 takvim yıllarında işlenen suçtan; mahkumiyet
2012 takvim yılında işlenen suçtan; beraat
I-2010-2011 takvim yıllarında işlenen suçlar sebebiyle kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik, sanık müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/18470 esas numaralı iddianamesi ile sanık hakkında 25.11.2013 tarihli vergi suçu mütalaası ve eklerine uygun olarak sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarından dava açılmış olması, sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarının birbirinden bağımsız ve ayrı suçlar olmasına karşın mahkemece tek suç kabul edilerek “sahte fatura düzenleyerek kullanma” şeklinde tek hüküm kurulması, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre hükümlerde eleştiri dışında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış; sanık müdafinin temyiz nedenleri eleştiri dışında yerinde görülmediğinden hükümlerin ONANMASINA,
II- 2012 takvim yılı ile ilgili olarak beraat hükmüne yönelik, katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-Sanık hakkında sahte fatura düzenleme ve kullanma suçundan açılan kamu davasında, Başkent Mükellefler Grup Başkanlığının 15.11.2013 tarihli 248/26 sayılı vergi tekniği raporunda sanığın 2012 yılında fatura aldığı mükellefler hakkında olumsuz tespitler bulunarak özel esaslara tabi olduklarının bildirilmesi, buna karşın sanığın savunmalarında sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarını kabul etmemesi karşısında maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından;
a)Faturaları düzenleyen mükellef/mükellefler hakkında tanzim edilen vergi inceleme raporlarının ilgili vergi dairesinden getirtilmesi,
b)Aynı mükellefler hakkında ilgili takvim yılında “sahte fatura düzenleme suçundan” dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise dosyaların getirtilerek incelenmesi ve ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
c) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için; faturaları düzenleyen mükellefe ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığına ilişkin belgelerin getirtilmesi, faturaları düzenleyen mükellef ile kullanan mükellefin ticari defter ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/18470 esas numaralı iddianamesi ile sanık hakkında 25.11.2013 tarihli vergi suçu mütalaası ve eklerine uygun olarak sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarından dava açılmış olması, sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarının birbirinden bağımsız ve ayrı suçlar olmasına karşın mahkemece tek suç kabul edilerek 2012 yılı için tek beraat hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümleri BOZULMASINA,
30.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.