Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/23065 Esas 2019/4952 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/23065
Karar No: 2019/4952
Karar Tarihi: 16.04.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/23065 Esas 2019/4952 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı tarafından açılan menfi tespit davası reddedilmiştir. Davacı, davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibinin sulh yoluyla sonlandırıldığını ve bu anlaşma gereğince borcu ödediğini ancak daha sonra davalının kendisine \"eski eşi\" dediği kişinin davalı ile işlem yaparak ödeme yapıldığını ileri sürerek davalının borçlu olduğunu iddia etmiştir. Ancak mahkeme, delillerin davacının borçlu olmadığı yönünde olduğunu ve yeterince ispatlanmadığını göstermiştir. Bu nedenle, davacının talebi reddedilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise HUMK’nun 440/III-1 maddesi belirtilmiştir.
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2016/23065 E.  ,  2019/4952 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalı tarafından aleyhine başlatılan icra takibi sonrası tarafların bir araya gelerek sulh yoluyla uyuştuklarını ve bu anlaşma gereğince dava dışı ... ’e 9.500,00.-TL davalının avukatına ise 3.000,00.-TL avukatlık ücreti ödemesi yapıldığını, dava dışı ...’nın davalının eski eşi olup esasında icra takibine konu taşınmaz satışı işlemlerinde hep bu kişiyle muhatap olunduğundan ödemenin bu şahısa yapıldığını ancak ödemenin üzerinden yaklaşık bir yıl geçtikten sonra bu ödeme yok sayılarak icra dosyasında davalı tarafça hacze girişildiğini, yine talep edilen faiz oranının da yüksek olduğunu ileri sürerek bu borca ilişkin menfi tespite karar verilmesini istemiştir.
    Davalı davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece; davanın reddine, karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, davacının menfi tespit talebine ilişkindir. Mahkemece; red hükmüne gerekçe olarak, çekişmeye uygun delillerin çözümlenmesi kapsamında iddianın ispatlanması yolunda mevcut deliller gereğince davacının borçlu olmadığına ilişkin iddiasının takip dosyasının aksine yazılı ve üstün kuvvetteki deliler ile aksinin ispatlanması gerekirken ispatlanamadığı ve yeterli olmadığının gösterildiği anlaşılmıştır.
    Dosyanın incelenmesinde; davacının dava dilekçesinde ifade ettiği anlatımına ilişkin belge ve delilleri bu dilekçe ekinde mahkemeye sunduğu görülmektedir. Bu delillerden özellikle 13.08.2013 tarihli ibraname, ... 1. Noterliğinin 07.09.2009 tarih ve 11119 yevmiye numaralı vekaletnamesi ve icra dosyası dahi tartışılmak suretiyle somut olayın bireyselleştirilmesi sağlanarak sonuca gidilmeyerek yukarıda yazılı, genel ve soyut ifadeden öteye geçmeyen ve bu anlamda bir gerekçe ihtiva etmeyen sebeplere dayanarak davanın reddi cihetine gidilmesi hatalı olup, ilk derece yargılama makamınca bu şekilde eksik incelemeye dayalı ve gerekçesiz olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.