
Esas No: 2021/21692
Karar No: 2022/1164
Karar Tarihi: 02.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/21692 Esas 2022/1164 Karar Sayılı İlamı
2. Ceza Dairesi 2021/21692 E. , 2022/1164 K."İçtihat Metni"
Basit yaralama suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 29 ve 62. maddeleri gereğince 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/03/2014 tarihli ve 2012/1091 esas, 2014/115 sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin itirazının reddine ilişkin mercii İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/06/2014 tarihli ve 2014/137 değişik iş sayılı kararı ile;
Basit yaralama ve mala zarar verme suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 151, 29 ve 62. maddeleri gereğince iki kez 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun'un 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/03/2014 tarihli ve 2012/1091 esas, 2014/115 sayılı kararının, sanık müdafii tarafından yapılan itirazının reddine ilişkin mercii İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/06/2014 tarihli ve 2014/137 değişik iş sayılı kararı ile kesinleşmesini müteakip, adı geçen sanığın denetim süresi içerisinde 18/11/2016 tarihinde işlediği kasıtlı bir suçtan mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanarak, 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 151, 29 ve 62. maddeleri gereğince iki kez 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemenin 11/12/2018 tarihli ve 2018/291 esas, 2018/691 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 26/07/2021 gün ve 94660652-105-34-13590-2019-KYB sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/09/2021 gün ve 2021/96871 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre,
1- İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/06/2014 tarihli ve 2014/137 değişik iş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede,
a) Soruşturma sırasında yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun'un 253/4. maddesinde yer alan “Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya talimatı üzerine adlî kolluk görevlisi, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. ....” şeklindeki düzenlemeye nazaran, dosya kapsamı itibariyle sanık ...'ın üzerine atılı, katılan sanık ...'a yönelik basit yaralama suçunun 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesine göre uzlaşmaya tâbi olduğu, her ne kadar katılan sanık ... kolluk ifadesinde uzlaşmak istemediğini beyan etmişse de; katılan sanık ...'a ve adı geçen sanığa soruşturma aşamasında uzlaşma teklif formu imzalatılmadığı, uzlaşmanın mahiyeti, kabul veya reddinin sonuçları hakkında bilgi verilmemekle birlikte, Cumhuriyet savcısı tarafından kolluk görevlilerine, taraflara uzlaşma önerisinde bulunulmasına dair bir talimatın da bulunmadığı, soruşturma aşamasında da sanığa uzlaşma teklif edilmediği, bu hâliyle işlem tarihi itibariyle Kanun ve yönetmelik hükümlerince belirlenen usûle aykırı olarak yapılan uzlaştırma işleminin geçerli olmadığı gibi, kovuşturma sırasında 16/03/2013 tarihinde talimat ile alınan ifadesinde katılan sanık ...'un, uzlaşmak istediğini beyan ettiği anlaşılmakla, 5271 sayılı Kanun'un 253 ve 254. maddelerinde 6763 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik de nazara alınarak, dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilerek uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiği gözetilmeksizin, belirtilen nedenle itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde,
b) Katılan sanık ...’un aşamalardaki savunmalarında, olayda zarar gören ... plakalı aracın kendisine ait olmadığını, suç tarihinde çalışmakta olduğu ... Gıda Ltd. Şti. isimli şirkete ait olduğunu, şirketin aracı tamir ettirdiğini, araç kaskolu olduğu için aracın zararının kasko şirketi tarafından kendisinin çalıştığı şirkete ödendiğini, ancak buna ilişkin fatura ibraz edemediğini, araçta ne kadarlık hasar olduğunu bilmediğini beyan ettiğinin ve dosya içerindeki 11.02.2014 tarihli cevabi yazıya göre sigorta şirketi tarafından ... Gıda Ltd. Şti. isimli şirkete bu olay nedeniyle bir ödeme yapıldığının anlaşılması karşısında, katılan sanık ...’ın üzerine atılı mala zarar verme suçundan asıl zarar gören ... Gıda Ltd. Şti. isimli şirket duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak, katılan sanık ...’ın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, iddia hakkı kısıtlanmak suretiyle, 5271 sayılı Kanun'un 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması nedeniyle katılan sanık ...’ın üzerine atılı mala zarar verme suçu yönünden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
2- İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemenin 11/12/2018 tarihli ve 2018/291 esas, 2018/691 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Sanık ...'ın üzerine atılı basit yaralama suçu ile birlikte işlediği mala zarar verme suçunun, 5237 sayılı Kanun’un 168/1. maddesi gereğince etkin pişmanlık hükümlerine tâbi olduğu, ancak 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 3. fıkrasında “Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez” şeklinde düzenlenen “...etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar...” kısmının madde metninden çıkarılarak, etkin pişmanlık hükümlerine tâbi suçların da uzlaştırma kapsamına alındığı, bu halde karar tarihinde yürürlükte bulunan hali ile 5271 sayılı Kanun'un 253/3-son cümlesindeki "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz" hükmünün uygulama olanağının bulunmadığı, sanığın üzerine atılı uzlaşma hükümlerine tabi basit yaralama suçu bakımından uzlaştırma işlemleri yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarih, 2018/291 esas ve 2018/691 karar sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, katılan sanık ...’un aşamalardaki savunmalarında, olayda zarar gören ... plakalı aracın kendisine ait olmadığını, suç tarihinde çalışmakta olduğu ... Gıda Ltd. Şti. isimli şirkete ait olduğunu, şirketin aracı tamir ettirdiğini, araç kaskolu olduğu için aracın zararının kasko şirketi tarafından kendisinin çalıştığı şirkete ödendiğini, ancak buna ilişkin fatura ibraz edemediğini, araçta ne kadarlık hasar olduğunu bilmediğini beyan ettiğinin ve dosya içerindeki 11.02.2014 tarihli cevabi yazıya göre sigorta şirketi tarafından ... Gıda Ltd. Şti. isimli şirkete bu olay nedeniyle bir ödeme yapıldığının anlaşılması karşısında, katılan sanık ...’ın üzerine atılı mala zarar verme suçundan asıl zarar gören katılan sıfatını alabilecek şekilde atılı suçtan zarar gören ve davaya katılma hakkı bulunan ... Gıda Ltd. Şti’nin CMK'nın 260/1. maddesi uyarınca yasa yollarına başvurma hakkının bulunduğu, ... Gıda Ltd. Şti’ne kovuşturma evresinde yöntemine uygun şekilde 5271 sayılı CMK'nın 234/1-b-1. maddesi uyarınca duruşma gününü bildiren tebligatın yapılmadığı, bu nedenle sanık hakkında açılan davadan usulüne uygun olarak haberdar edilmediği ve davaya katılabilmesi için olanak tanınmadığının anlaşılması karşısında, yasa yollarına başvurma hakkı bulunan ve yokluğunda verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın müşteki kuruma tebliği gerektiğinden İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/03/2014 tarihli mala zarar verme suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının usulüne uygun kesinleşmediği ve denetim süresinin de işlemeye başlamadığı, denetim süresinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/12/2018 tarihli mala zarar verme suçundan açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de; bu kararın da yok hükmünde olduğu anlaşıldığından, kanun yararına bozmaya konu yapılamayacak olması nedeniyle (İSTANBUL) 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 11.12.2018 tarihli ve 2018/291 esas ve 2018/691 karar sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2-İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/06/2014 tarih ve 2014/137 Değişik İş sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
a-Soruşturma sırasında yürürlükte bulunan 5271 sayılı Kanun'un 253/4. maddesinde yer alan “Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya talimatı üzerine adlî kolluk görevlisi, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. ....” şeklindeki düzenlemeye nazaran, dosya kapsamı itibarıyla sanık ...'ın üzerine atılı, katılan sanık ...'a yönelik basit yaralama suçunun 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesine göre uzlaşmaya tâbi olduğu, her ne kadar katılan sanık ... kolluk ifadesinde uzlaşmak istemediğini beyan etmişse de; katılan sanık ...'a ve adı geçen sanığa soruşturma aşamasında uzlaşma teklif formu imzalatılmadığı, uzlaşmanın mahiyeti, kabul veya reddinin sonuçları hakkında bilgi verilmemekle birlikte, Cumhuriyet savcısı tarafından kolluk görevlilerine, taraflara uzlaşma önerisinde bulunulmasına dair bir talimatın da bulunmadığı, soruşturma aşamasında da sanığa uzlaşma teklif edilmediği, bu hâliyle işlem tarihi itibariyle Kanun ve yönetmelik hükümlerince belirlenen usûle aykırı olarak yapılan uzlaştırma işleminin geçerli olmadığı gibi, kovuşturma sırasında 16/03/2013 tarihinde talimat ile alınan ifadesinde katılan sanık ...'un, uzlaşmak istediğini beyan ettiği anlaşılmakla, TCK’nın 86/2. maddesindeki kasten yaralama suçunun da uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması karşısında; 5560 sayılı Yasanın 25. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun'un 254. maddesi uyarınca aynı Yasanın 253. maddesindeki yöntem izlenerek dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilip uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b-Katılan sanık ...’un aşamalardaki savunmalarında, olayda zarar gören ... plakalı aracın kendisine ait olmadığını, suç tarihinde çalışmakta olduğu ... Gıda Ltd. Şti. isimli şirkete ait olduğunu, şirketin aracı tamir ettirdiğini, araç kaskolu olduğu için aracın zararının kasko şirketi tarafından kendisinin çalıştığı şirkete ödendiğini, ancak buna ilişkin fatura ibraz edemediğini, araçta ne kadarlık hasar olduğunu bilmediğini beyan ettiğinin ve dosya içerindeki 11.02.2014 tarihli cevabi yazıya göre sigorta şirketi tarafından ... Gıda Ltd. Şti. isimli şirkete bu olay nedeniyle bir ödeme yapıldığının anlaşılması karşısında, katılan sanık ...’ın üzerine atılı mala zarar verme suçundan asıl zarar gören ... Gıda Ltd. Şti. isimli şirket duruşmadan haberdar edilip iddia ve delillerini sunma ve davaya katılma olanağı sağlanarak, katılan sanık ...’ın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, iddia hakkı kısıtlanmak suretiyle, 5271 sayılı Kanun'un 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması nedeniyle katılan sanık ...’ın üzerine atılı mala zarar verme suçu yönünden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi nedenleriyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (İSTANBUL) 16. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen 11/06/2014 tarihli ve 2014/137 Değişik İş sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 02/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
