7. Hukuk Dairesi 2015/5476 E. , 2016/5405 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı; ...de emekli olduğu 14/09/2012 tarihine kadar çalıştığını, işe başladığı tarihten itibaren .... Sendikasına üye olduğunu, ... Köy Hizmetleri Müdürlüğünde işe başladığı 1992 tarihinden kadrolu işçi statüsüne geçirildiği 2001 yılına kadar geçici/mevsimlik işçi statüsünde çalıştırıldığını, bu dönemde her yıl yeni bir geçici/mevsimlik iş sözleşmesi ile işe başladığını ve yıl sonunda işten ayrıldığını, 2001 yılında aynı müdürlükte kadrolu/daimi işçi statüsüne geçirildiğini, ancak geçici/mevsimlik işçilikte geçen sürelerinin kıdem hesabında dikkate alınmadığını, sanki işe yeni başlamış bir işçi gibi başlangıç derece ve kademesinden işe başlatıldığını, Köy Hizmetleri Müdürlüğü nezdinde geçici/mevsimlik işçi olarak işe başladığı tarihten daimi/kadrolu statüye geçtiği tarihe kadar ki hizmet süreninin hesaplanarak belirlenecek derece ve kademenin tespitine, bu derece ve kademe üzerinden emekli olduğu tarihten geriye yönelik 5 yıllık süre içerisinde ödenen ve ödenmesi gereken ücret farkı, akdi ikramiye farkı, yasal ikramiye farkı ile yıpranma prim farkının tespiti ile oluşacak farktan şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL nin faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; işçiler arasında eşitlik ilkesine aykırı düzenleme yapılmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacının derece ve kademe intibakının doğru olup olmadığı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının mevsimlik işçilikte geçen 4 yıl 216 günlük hizmet süresine göre mevcut derece ve kademesine 4 derece 10 kademe eklenmiş ise de, istek dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşmelerinin 98 ve 99. maddelerindeki düzenlemelere göre her iki yılda bir 1 (bir) derece kazanılacağından davacı 4 yıl 216 günlük hizmet süresine göre 2 derece ve 90 günün üstünde kalan 216 gün için 2 (iki) kademe daha eklenmek sureti ile 6 kademeye hak kazanacaktır. Hal böyle olmasına rağmen yanılgılı değerlendirme ile 2 derece yerine 4 derece eklenmek sureti ile davacının mevcut derecesinin 2 derece fazla belirlenmesi ve fark alacaklarının da buna göre hesaplanması hatalı olmuştur.
3-Davacı dava ve ıslah dilekçesinde her alacak için ne miktar talep ettiğini açıkça yazmamış, toplam alacak miktarını açıklayarak talepte bulunmuştur. Mahkemece davacıya hangi alacak için ve miktar talepte bulunduğu açıklattırılmadan talep gibi toplam miktara hükmedilmiş olması bozma nedenidir.
4-Davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılmadığı, buna bağlı olarak alacakların tümüne dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
HMK"nun 107.maddesinde davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde, alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği, karşı tarafın verdiği bilgi veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda, davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabileceği, ayrıca kısmi eda davasının açılabildiği hallerde, tespit davası da açılabileceği ve bu durumda hukuki yararın var olduğunun kabul edileceği, 109.maddesinde ise talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmının da dava yoluyla ileri sürülebileceği, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamayacağı, kısmi dava açılması halinde dava açılırken talep konusunun kalan kısmından açıkca feragat edilmiş olması hali dışında talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği bildirilmiştir.
Görüldüğü gibi her iki dava çeşidininde açılabilirlik şartı alacağın konusunun miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmamasıdır. Her iki dava çeşidinde de (alacak miktarınını tespiti davası dışında) dava açan alacağın asgari bir miktar ve değerini belirterek talepte bulunmaktadır.
Dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde davacı neye karar verilmesi istiyorsa onu açık şekilde yazar. Tespit davalarında davacı bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine karar verilmesini ister, kısmi davada davacının dava dilekçesinde kısmi dava açtığını açıkça bildirmesi gerekir, belirsiz alacak davasında ise alacağın miktarının belirlenmesi açıkça talep edilmelidir.
Talep sonucu açık değilse mahkeme talep sonucunu açıklattırmalıdır. Bundan başka, talep sonucunun açık olmaması halinde, onu dava dilekçesinin diğer bölümlerinde yazılanların ışığında bir yoruma tabi tutarak davacının açtığı davanın belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi dava mı olduğunu belirlemek hakimin ödevidir.
Somut olayda, davacı vekili davasını açıkça ve ayrıca belirtmek sureti ile belirsiz alacak davası olarak açmamış, aksine mevsimlik işçilikte geçen hizmet süresi de dikkate alınmak sureti ile derece ve kademesinin tespitine ve buna bağlı olarak fark ücret, ilave tediye, ikramiye ve yıpranma primi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş alacaklarının bir kısmını dava konusu etmiştir. Görüldüğü üzere dava, kısmi dava olarak açılmıştır. Davacı ıslah dilekçesinde faiz talep etmediği halde ıslah ile artırılan miktarada ıslah tarihinden faiz yürütülmüş olması bozma nedenidir.
5-İlave tediye alacağı kaynağını 6772 sayılı Yasa"dan alan bir alacak olup yasada açık bir düzenleme bulunmadığından bu alacağın talepte dikkate alınarak yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, en yüksek banka mevduat faizi yürütülmesi, davacı dava dilekçesinde alacaklara uygulanmasını talep ettiği ve faizin türünü açıkca yazmadığından yasal faiz talep ettiğinin kabulü ile talep dikkate alınarak ücret, akdi ilave tediye, yıpranma primi fark alacaklarına yasal faiz yürütülmesi gerekirken, en yüksek banka mevduat faizi yürütülmüş olması bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 03.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.