17. Hukuk Dairesi 2016/4192 E. , 2016/6882 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinden doğan rücuen tazminat alacağına dayalı itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalının anız yakmak için tarlayı ateşe verdiği sırada ateşin büyümesi sonucu tarlanın yan tarafından başka bir tarladan yükleme yapan davacı ... şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı çekici ile dorsenin çıkan yangın neticesinde tamamen yandığını, davalının kusuru neticesinde ortaya çıkan yangın sonucunda sigortalının hasarlanan aracı için 30.10.2012 tarihinde ödenen 141,600,00 TL"nin rücuen tazmini amacı ile İcra müdürlüğü"nün 2013/841 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davalının tarlasını temizlemek amacıyla kontrollü şekilde anız yakarken yolun karşısında bulunan tarlaya aniden çıkan rüzgar neticesinde sıçradığını ve yolun karşısına geçmesinin engellenemediğini, bu bağlamda yangının komşu tarlalara sıçramamasının gerekli önlemleri aldığını gösterdiğini, yumuşak zeminli tarlaya izinsiz şekilde giren ve fazla yükleme nedeniyle çıkamayan sigortalı aracın sürücünün kusuru nedeni ile yandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile İcra Müdürlüğü"nün 2013/841 E. Sayılı dosyasındaki takibin 35.400,00 TL asıl alacak, 357,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.757,88 TL üzerinden asıl alacağa % 9 oranı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanmak suretiyle sürdürülmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta poliçesinden doğan rücuen tazminat alacağına dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı, davalının anız yakmak için tarlayı ateşe verdiği sırada ateşin büyümesi sonucu tarlanın yan tarafından başka bir tarladan yükleme yapan kasko sigorta poliçesi ile sigortalı çekici ile dorsenin çıkan yangın neticesinde tamamen yandığını, davalının kusuru neticesinde ortaya çıkan yangın sonucunda sigortalısına ödediği bedelin rücuen tahsilini talep etmektedir.
Mahkemece olayda tarafların kusuruna ilişkin aldırılan yangın bilirkişisi ve ziraat mühendisinin 22.04.2014 tarihli raporu ve 31.10.2014 tarihli ek raporunda olayda her iki tarafın da kusurlu olduğu belirtilmiş, kök ve ek raporların hüküm vermeye elverişli nitelikte bulunmadığı, taraf vekillerinin beyan ve itirazlarının gereği gibi karşılanmadığı, tarafların kusur durumlarının ve gerekçelerinin ayrıntılı şekilde irdelenmediği, oluşan zarar yönünden de herhangi bir hesaplama yapılmamış olduğu gerekçesiyle yangın konusunda uzman kimya mühendisi, makine mühendisi ve sigorta hukuku uzmanı bilirkişiden oluşan heyetten 12.02.2015 tarihli yeni bir heyet raporu aldırılmıştır. Hükme dayanak yapılan bu raporda yangının ilerleme hızı ile TIR olarak adlandırılan aracın hızı karşılaştırıldığında yangının TIR"ın bulunduğu tarlaya sıçradığı ve araca yaklaşmaya başladığı anda TIR şöförü tarafından aksi yönde hareket ettirilmesi halinde yangından kaçabileceği ve gerek aracın gerekse römorktaki mısırın kurtulabileceğinin tartışmasız olduğunun, bu nedenle oluşan hasarda asıl olarak tarlaya sıçrayan yangının değil, yangına rağmen aracın hareket ettirilip olay yerinden götürülmeyişi olduğunun anlaşıldığını ve davacıya sigortalı araç sürücüsünün %75 ve yasak olmasına rağmen anız yakma işlemini yapması ve yeterli önlem almayarak yangının kontröllü kalmasını sağlamaması nedeniyle davalının %25 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş ve hasar gören araçtaki gerçek zarar miktarı hesaplanarak kusur oranına göre hüküm altına alınmıştır.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporlarında tarafların farklı oranlarda kusurlu oldukları bildirilmiş olup bu haliyle raporlar arasında çelişki bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, çelişkinin giderilmesi açısından uzman bilirkişi heyetinden mevcut çelişkilerin giderilmesi yönünden tarafların itirazlarını değerlendiren, ayrıntılı, denetime açık ve doyurucu yeni bir rapor aldırıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.