
Esas No: 2021/21758
Karar No: 2022/2744
Karar Tarihi: 21.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/21758 Esas 2022/2744 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın tapalı branşmanlarda bağlantı parçalarını ekleyerek karşılıksız su kullanması suçundan 10 ay hapis cezası verdi. Yüksek Adalet Bakanlığı, mahkemenin zincirleme suç hükümlerini uygulamaması nedeniyle kararı kanun yararına bozma talebiyle Yargıtay'a gönderdi. Yargıtay, sanık için ayrı ayrı bildirimler yapılarak gerçek zararların belirlenmesi gerektiğini ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 163/3 ve 168/5. maddelerine göre zararların ödenmesi durumunda kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğini belirtti. Kanun maddeleri gereğince, soruşturma aşamasında katılan kurumun gerçek zararı hesaplatılmalı ve sanığa bildirim yapılmalıdır. Bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararı tamamen tazmin edilirse, kamu davası açılamayacağı gibi kovuşturma da yapılmaz. Belirtilen gereklilikler göz önünde bulundurulmadan verilen kararın kanun yararına bozulması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 163/3 ve 168/5. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
Karşılıksız yararlanma suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 163/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/02/2018 tarihli ve 2017/501 esas, 2018/267 sayılı kararı ile aynı suçtan adı geçen sanığın 5237 sayılı Kanun’un 163/3 ve 62/1. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ALİAĞA 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2018 tarihli ve 2017/748 esas, 2018/284 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 05/10/2021 gün ve 94660652-105-35-3960-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01/11/2021 gün ve 2021/124722 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosyalar kapsamına göre, sanığın su aboneliği olmadan farklı tarihlerde tapalı branşmanı açıp bağlantı parçası eklemek suretiyle karşılıksız su kullanması şeklinde gerçekleştirdiği eylemlerinden dolayı Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/02/2018 tarihli ve 2017/501 esas, 2018/267 sayılı kararı ile mahkûm edildiği, bu eylemin suç tarihinin 22/04/2016, iddianame tarihinin ise 31/07/2017 olduğu, anılan dosyanın istinaf edilmeksizin kesinleştiği, yine aynı sanık hakkında Aliağa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/02/2018 tarihli ve 2017/748 esas, 2018/284 sayılı kararı ile mahkûmiyetine hükmedildiği ve anılan dosyada suç tarihinin 18/05/2016, iddianame tarihinin ise 11/10/2017 olduğu, her iki suçun da 31/07/2017 tarihli ilk iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği ve hukuki kesinti olmadığı, anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu ve suç tarihlerinin yakınlığı dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararının icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, dosyaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
6352 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 05/07/2012 tarihi sonrasında işlenen karşılıksız yararlanma suçlarında 5237 sayılı TCK’nın 163/3. ve 168/5. maddelerine göre soruşturma aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığınca katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararı bilirkişiye hesaplattırılıp, sanığa miktar da belirtilip usulüne uygun süre verilmek suretiyle “bilirkişinin hesapladığı kurumun cezasız ve vergili gerçek zararını soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin etmesi durumunda hakkında kamu davası açılmayacağına” dair bildirimde bulunulması gerektiği ve bildirim sonrası verilen sürede kurumun gerçek zararının soruşturma tamamlanmadan önce tamamen tazmin edilmesi halinde bu bir dava şartı olduğundan 5237 sayılı TCK’nın 168/5. maddesine göre kamu davasının açılamayacağı ve eğer soruşturma aşamasında bu ihtar işlemi yapılmamış olmasına rağmen sanık tarafından kovuşturma aşamasında katılan kurumun zararının tamamen karşılanması halinde bu ödemenin soruşturma aşamasında yapılmış gibi kabul edilerek sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden düşme kararı verilmesi gerekeceği nazara alınarak belirtilen şekilde her iki dosya için de (yani 22/04/2016 ve 18/05/2016 tarihli kaçak su tutanakları için ayrı ayrı olmak üzere) katılan kurumun vergili ve cezasız gerçek zararları bilirkişiye hesaplattırılıp sanığa her iki dosya için de ayrı ayrı bildirim yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hususu da belirlenmiş olup, bu yönden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 21/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
