9. Hukuk Dairesi 2014/8520 E. , 2015/23772 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile asgari geçim indirimi alacağı, fazla mesai ücreti ve bayram tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- HMK 107. maddesinin gerekçesine göre belirsiz alacak davasının, kısmen eda davasıyla birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkan dahilindedir. O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir.
Bunun tam eda davasından farkı, belirlenebilen miktarın talebi yerine, kısmi bir miktarın istenebilmesidir. Örneğin belirsiz bir alacak için alacaklı tarafından belirsiz alacak davası açıldığında ve 100,00 TL için tahsil, kalan miktarı için ise alacağın tespiti istendiğinde kısmi eda külli tespit davasından söz edilir. Zira alacaklı işveren veya resmi kurum kayıtlarında geçen belirleyebildiği miktarı davaya konu etmek yerine, farazi bir miktar için talepte bulunmuştur. Sözü edilen davanın kısmi davadan farkı ise, alacaklının kısmi dava açtığını belirtmeksizin belirsiz alacak davasından söz ederek taleplerde bulunmasına dayanır. Yukarıda açıklandığı üzere belirsiz bir alacak için alacaklının açıkça kısmi dava açtığını belirterek talepte bulunması veya belirsiz alacaktan söz edilmeksizin kısmi taleplerde bulunulması halinde davanın kısmi dava olarak açıldığı kabul edilir. Kısmi eda külli tespit davasının açıldığı anda alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Ancak faiz başlangıcı açısından tahsil amaçlı belirsiz alacak davasından farklı bir durum vardır. Kıdem tazminatı dışındaki alacaklarda, davadan önce temerrüt olmadığı taktirde davaya konu edilen miktarlar için faiz başlangıcı olarak dava tarihi kabul edilmelidir.
Dava dilekçesi ile alacağın kalan kısmının sadece tespiti istenmiş olmakla, belirlenen bakiye alacak miktarına ilerde talep edildiği tarihten itibaren faiz yürütülmesine karar verilmelidir.
Somut olayda, davacı tarafından açılan dava, belirsiz alacak davası türlerinden kısmi eda, külli tespit davası niteliğinde olduğundan genel tatil alacağı ve fazla mesai ücret alacağının ıslahla arttırılan miktarlarına ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, bu alacakların tamamına dava tarihinden faiz yürütülmesi hatalı olup bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK"nun geçici 3/2. Maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Sonuç:
Hüküm fıkrasının 1 numaralı bendinin fazla çalışma ve bayram tatil alacağına ilişkin paragraflarının çıkartılarak yerlerine;
- 9.856,59 TL. net fazla çalışma alacağından 4.000,00 TL. sinin dava tarihi olan 23.03.2012 tarihinden, 5.856,59 TL. sinin ıslah tarihi olan 25.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
- 2.237,93 TL. net bayram tatili alacağından, 1.000,00 TL. sinin dava tarihi olan 23.03.2012 tarihinden, 1.237,93 TL. sinin ıslah tarihi olan 25.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, “paragraflarının yazılmasına, hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 01/07/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.