9. Hukuk Dairesi 2015/18327 E. , 2015/23684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı vekili, davacının bakiye süre ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece davanın dava şartı olan hukuki yarar şartının noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir.
Karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla,dosya incelendi,gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı Talebinin Özeti:
Davacı vekili,davacının 09/12/2011 tarihinde 01/01/2012 başlangıç tarihli iş akdi imzalandığını, sözleşmenin bir yıl süreli olduğunu, sözleşmenin bitiş tarihinin 31/12/2012 olduğunu, davacının bahsi geçen sözleşme gereğince 01/01/2012 tarihinde işe başladığını, iş akdinin işveren tarafından haklı bir sebep olmaksızın ve bir yıllık süre dolmadan 27/04/2012 tarihinde feshedildiğini, iş akdinin 4.maddesi gereğince davacının ücretinin aylık net 15.000 TL olduğunu, yine sözleşmenin 4. maddesi gereğince sözleşmenin işveren tarafından süresinden önce feshedilmesi halinde sözleşmenin fesih tarihi ile sözleşmenin bitiş tarihi olan 31/12/2012 tarihi arasındaki süre için her ay net 10.000 TL tazminat ödenmesi gerektiğini, iş akdinin işveren tarafından feshedilmesi üzerine iş akdinin 4.maddesine dayanarak 8 aylık tazminat alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini bunun üzerine itirazın iptali için ... İş Mahkemesinde dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu ileri sürerek ve davasının belirsiz alacak davası olduğunu belirterek, iş akdinin feshedildiği tarih ile iş akdinin bitiş tarihi arasındaki 8 aylık süre için hesaplanacak olan ücret (maaş) alacağının tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan iş akdinin 4 üncü maddesindeki düzenlemeye göre davacının seçimlik bir hakkının bulunduğunu, buna göre davacının seçim hakkını kullanarak tazminat alacağının tahsili için davalı aleyhinde icra takibi başlattığını, davacının ayrıca kalan süre için ücret alacağını talep edemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, talep edilen alacağın davanın açıldığı anda hesaplanabilir ve belirlenebilir olduğu, davacının bu alacağı belirsiz alacak davası yoluyla talep etmesinde hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Davaya konu işçilik alacağının belirsiz alacak davasına konu olup olamayacağı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, iş akdi 27/04/2012 tarihinde feshedilmiştir. Fesih tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 325 inci maddesi uyarınca bakiye süre ücret alacağının hesaplanmasında, hakim hesaplanan bakiye süre ücret alacağından davacının işi yapmamasından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir işle kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat ettiği gelirleri mahsup etmek, hesaplanan ücretten bu miktarları indirmek durumundadır. Hakime tanınan bu indirim yetkisi talep edilen alacağı belirsiz kılmaktadır. Dolayısıyla davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı vardır. Mahkemenin aksi yöndeki tespit ve değerlendirmesi hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir.
Öte yandan, dava şartı olan hukuki yarar tamamlanabilir dava şartlarındandır. Talep edilen alacağın belirli olduğu kabul edilse dahi, mahkemece davanın hukuki yarar yokluğundan (dava şartı noksanlığından) usulden reddine karar verilebilmesi için, 6100 sayılı HMK"nun 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı tarafa dava şartı eksikliğini gidermesi için bir başka ifadeyle belirsiz olan alacağını belirli hale getirebilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Mahkemece her ne kadar davacı vekiline talep edilen alacağı belirli hale getirmesi için süre verilmişse de süre verilmesine dair ara karar usule uygun değildir. Ara kararda verilen kesin süre içinde alacağın belirli hale getirilmemesi durumunda ne gibi hukuki sonuçlar doğacağı, davacının bu durumda hangi yaptırımlarla karşılaşabileceği belirtilmemiştir. Karar bu açıdan da hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01/07/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.