14. Hukuk Dairesi 2014/2204 E. , 2014/5777 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Anamur Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/04/2013
NUMARASI : 2012/376-2013/296
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.06.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi; davalı ve karşı davacı H.. Ö.. vekili tarafından davacı aleyhine 07.12.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne dair verilen 19.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava elatmanın önlenmesi, karşı dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, paydaşı olduğu dava konusu 655 parsel sayılı taşınmaza davalının muz bahçesi yapmak suretiyle elattığını belirterek davalının müdahalesinin önlenmesini talep etmiştir.
Davalı S.. Ö.., davanın reddini savunmuştur.
Davalı H.. Ö.., cevap ve karşı dava dilekçesi ile, dava konusu taşınmazın geldisi olan 204 parsel daha önce dava dışı A. K. adına kayıtlı iken A. K."ın vefatı ile mirasçılarının aralarında harici parselasyon yaparak her bir mirasçının kendine ayrılan yeri kullandığını, daha sonra mirasçılardan dava dışı N. A."ın 204 parselde veraseten intikal edecek payının 918,00 m2"sini 07.12.2001 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile kendisine sattığını, davacının ise daha sonradan muvazaalı olarak bu yeri N. A."dan aldığını belirterek asıl davanın reddini karşı davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın 918,00 m2"sine isabet edecek payının iptali ile kendi adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl davanın davalılardan S.. Ö.. yönünden davanın reddine, H.. Ö.. yönünden kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Kararın davalı ve karşı davacı H.. Ö.. tarafından temyizi üzerine, Dairemizce dava dışı N. A."ın 655 parseldeki payanın 918,00 m2"sini 22.07.1997 tarihinde satış vaadi sözleşmesi ile davalı Hayriye"ye satmayı vaat ettiği halde, aynı payı 11.08.2004 tarihinde davacıya tapuda devretmiş olduğu, davalı ve karşı davacının son tapu maliki davacının kötü niyetli olduğunu ileri sürdüğünden davacının hukuki durumunun tartışılıp değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılamada, mahkemece hiç bir araştırma yapılmadan asıl davanın reddi ile, karşı davanın kabulüne dava konusu 655 parselde 04.11.2010 tarihli bilirkişi raporunda D ile gösterilen ve 918,00 m2"lik kısma karşılık gelen 943,64/9408 payın iptali ile davalı ve karşı davacı H.. Ö.. adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 5578 sayılı Kanunla değişik 8. maddesi ile; Tarım arazileri, doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre, nitelikleri mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırılmış; belirlenen parsel büyüklüğünün mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektardan küçük olamayacağı, tarım arazilerinin bu büyüklüklerin altında ifraz edilemeyeceği, bölünemeyeceği veya küçük parsellere ayrılamayacağı, kural olarak tarım arazilerinin, belirlenen büyüklükteki parsellerden daha küçük parçalara bölünemeyeceği, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların üçüncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği veya rehnedilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Bu nedenle; yukarıda belirtilen bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinde oluşmuş hisselerin üçüncü şahıslara satılması devredilmesi yasaklanmakta olup bölünemez büyüklükte ve birlikte mülkiyetin söz konusu olduğu tarım arazilerinin, paydaşlarının veya iştirakçilerinin tamamının birlikte katılımı ile üçüncü kişiye satışı yapılabilir, devredilebilir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; 07.12.2001 tarihli satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz belirlenen tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup görüşü
alındıktan sonra tescilin mümkün olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. 07.12.2001 tarihli satış vaadi sözleşmesine konu payın arazinin büyüklüğü itibariyle belirlenen tarımsal niteliğine göre satışının mümkün olmadığının anlaşılması halinde asıl davanın kabulü ile karşı davanın davanın reddine; aksi halde ise tarafların gösterecekleri deliller toplanarak daha önceki bozma ilamında belirtildiği üzere davacı M.. K.."nin dava konusu taşınmazı kötüniyetle kazanıp kazanmadığının TMK"nın 1023 ve 1024. maddeleri çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 05.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.