9. Hukuk Dairesi 2015/11218 E. , 2015/23440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, maddi tazminat ile cezai şart alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı işçinin davalı şirkette icmal personeli olarak çalışırken bir kısım evrakı SGK’ya eksik ve hatalı olarak göndermesi üzerine şirketin maddi zarara uğradığını, davacının iş akdinin sona ermesinden sonraki 1 yıl içinde başka bir işyerinde çalışması halinde cezai şart kararlaştırıldığını, davacının bu şarta uymadığını, benzer bir işyerinde çalışmaya başladığını iddia ederek maddi tazminatı ve cezai şart alacaklarının davalı işçiden tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle davanın reddini talep etmiştir.
C) Yargılama safahatı ve Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemenin ilk kararı Dairemizin 17.03.2014 tarih ve 2012/3884 E. 2014/8603 K. sayılı ilamı ile "...Anayasanın 141 inci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 26.05.2008 gün ve 2007/20517 Esas, 2008/12483 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda davacı işveren cezai şart alacak talebinde bulunmuştur. İlk derece Mahkemesi’nce bu talebe ilişkin hiçbir değerlendirme ve gerekçe oluşturulmadan ret kararı verilmesi hatalıdır " gerekçesi ile sair temyiz itirazları incelenmeden bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı yasal süresi içerisinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Mahkemenin maddi tazminat talebinin reddine ilişkin " maddi tazminata ilişkin önceki karar bozma dışında kaldığından, maddi tazminat talebinin reddi gerekmiştir. " şeklindeki gerekçesi bozma kararımızda sair temyiz itirazlarının incelenmediği açıkça belirtildiğinden yerinde değil ise de, davacı taraf iddia ettiği maddi zarardan davalının sorumlu olduğunu ispatlayamadığından Mahkemenin gerekçedeki hatası bozma sebebi yapılmamıştır.
2- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
3- Davacının maddi tazminat dışındaki talebi rekabet yasağının ihlali sebebiyle kararlaştırılan tazminatın ödetilmesi isteğine ilişkindir.
Taraflar arasında ki iş akdinin 3.13 maddesi “İcmal Personeli, hizmet akdinin sona ermesinden itibaren 1 yıl içerisinde .... ili sınırları içerisinde sağlık alanında hizmet veren başka bir kuruluş bünyesinde üst düzey yöneticilik yapmamayı kabul ve taahhüt eder. Bu hükme aykırı fiili halinde İcmal Personeli 3000 EURO cezai tazminat ödemeyi kabul eder.” hükmünü haizdir.
Ayrıca rekabet yasağının belirlenmesinde ticari sırrın ne olduğu uzman mahkemelerce değerlendirilmesi gereken ve piyasa şartlarıyla sıkı sıkıya bağlı bulunan ticari bir konudur. Kaldı ki, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 4. maddesiyle kanun koyucu, çok açık bir şekilde 818 sayılı Kanun"un 348. maddesinden kaynaklanan davaların mutlak ticari davalardan olduğunu öngörmüştür. Mutlak ticari davalar herhangi bir unsurun veya hukuki sebebin davanın ticari niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardandır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 29.02.2012 Tarih 2011/11-781 Esas- 2012/109 Karar sayılı ilamında da hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen 818 sayılı Kanun’un 348. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken uyuşmazlıklara ilişkin davaların 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3. maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığı ve mutlak ticari davaların görülme yerinin ise, açık biçimde ticaret mahkemeleri olduğu belirtilmiştir.
Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her safhasında re" sen nazara alınmalıdır.
Somut olayda davacı şirket, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra gerçekleşen eylemi sebebiyle rekabet etmemeye dayalı cezai şart istemekte olup rekabet yasağının iş sözleşmesinin bitiminden sonraki bir tarihte ihlal edildiği iddia edildiğinden İş Mahkemesi görevli değildir. Mahkemece rekabet yasağı talebinin bu davadan tefriki ile Ticaret Mahkemesi" ne görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu talep açısından esastan ret kararı verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 29.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.