9. Hukuk Dairesi 2020/9147 E. , 2021/4263 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıya ait mermer ocağında ocak çavuşu olarak 31.08.2015 tarihine kadar çalıştığını, iş sözleşmesine emeklilik nedeni ile son verdiğini, işyerinde sürekli fazla mesai yaptığını, hafta tatillerinde ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ancak karşılığının ödenmediğini, yılık izinlerinin kullandırılmadığını ve bu günlerin karşılığının da ödenmediğini belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti taleplerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının aslında mermer ocağını işleten taşeron olduğunu bu nedenle davanın ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini, davacı, kurum kayıtlarında sigortalı olarak görünse de aralarındaki ilişkinin taşeronluk ilişkisi olduğunu, alacaklarının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı taraf vekilleri süresinde temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti talep edip edemeyeceği hususlarına ilişkindir.
İşyerinde en üst düzey konumda çalışan işçinin görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanamaz. Bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir yönetici ya da şirket ortağı bulunması durumunda, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma talep hakkı doğar. O halde üst düzey yönetici bakımından şirketin yöneticisi veya yönetim kurulu üyesi tarafından fazla çalışma yapması yönünde bir talimatın verilip verilmediğinin de araştırılması gerekir. İşyerinde yüksek ücret alarak görev yapan üst düzey yöneticiye işveren tarafından fazla çalışma yapması yönünde açık bir talimat verilmemişse, görevinin gereği gibi yerine getirilmesi noktasında kendisinin belirlediği çalışma saatleri sebebiyle fazla çalışma ücreti talep edemeyeceği kabul edilmelidir.
Somut olayda, davacının davalıya ait işyerinde ocak çavuşu olarak çalıştığı sabit olup emsal ücret araştırmasına göre tespit edilen ücretin dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır. Tanıklar ise beyanlarında davalı işyerindeki çalışma düzeni hakkında bilgi vermiş olup, davacının üst düzey yönetici olduğundan ve söz konusu mermer ocağında davacıya emir ve talimat veren herhangi bir çalışanın bulunup bulunmadığından bahsetmemişlerdir. Fazla mesai ücretinin taraflar arasında kararlaştırılan ücretin içerisinde olduğuna ilişkin de dosyaya yazılı bir delil sunulmamıştır. Hal böyle olunca, davacının üst düzey yönetici olduğu veya yapılacak fazla mesainin taraflar arasında kararlaştırılan ücretin içerisinde bulunduğu kabul edilemeyeceğinden yazılı gerekçe ile davacının fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilmesi yerinde değildir.
Kabule göre de; davacının hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin bu alacak kalemlerinin davacının ücreti içerisinde kararlaştırıldığından bahisle reddedilmesi de yerinde olmamıştır.
3-Taraflar arasında bir diğer uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde 14 yıl 4 gün çalışması bulunan davacının çalışma süresi boyunca hiç izin kullanmadığı kabulüne göre yıllık ücretli izin karşılığı alacak hesabı yapılmıştır. Davacının çalışma süresi boyunca hiç ücretli izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, hakimin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde düzenlenen davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; Mahkemece, davacı asilin çalışma süresi boyunca ücretli izin kullanıp kullanmadığı, kullanmış ise kaç gün yıllık ücretli izin kullandığı konusunda beyanı alınmalı bundan sonra sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmelidir.
4-Dosya kapsamında iş sözleşmesine davacının emeklilik sebebi ile son verdiği sabit olup, bu durumun davalı işverene bildirilip bildirilmediği, bildirilmiş olması halinde bu bildirimin hangi tarihte yapıldığı tespit edilememektedir. Bu durumda Dairemizin yerleşik içtihatları dikkate alınarak davacının talep ettiği kıdem tazminatı alacağına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği halde fesih tarihinden itibaren faiz işletilmesi de hatalıdır.
Yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 18/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.