5. Ceza Dairesi 2017/5873 E. , 2019/4477 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanma (10"ar kez)
HÜKÜM : Zincirleme biçimde icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Suç tarihlerinde sanıklardan ..."ün Bitez Belediye başkanı, ..."ın ise aynı belediyede fen ve imar işleri amiri olarak görev yaptıkları, Bitez beldesi, 18c-23a-2c pafta, 116 ada, 1 parsel üzerinde yapılan 10 bloktan oluşan toplam 23 adet bağımsız bölüm imar mevzuatına, imar planı ve eklerine, ruhsat ve eklerine aykırı yapıldığı halde, bu yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanununa uygun herhangi bir işlem yapılmadığı, ayrıca Bitez beldesi, 14 pafta, 138 ada, 2 parsel üzerinde yapılan 6 bloktan oluşan toplam 28 adet bağımsız bölümün, pansiyon ruhsatı bulunmasına rağmen konut olarak kullandırıldığı, ruhsatın turizm imarı esas alınarak daha fazla inşaat hakkı verilerek düzenlendiği, yüksekliğin olması gerekenden daha fazla olduğu, bodrum katların açığa çıkarılarak bağımsız bölüm haline getirilmesine izin verildiği, bu suretle de imar mevzuatına, imar planı ve eklerine, ruhsat ve eklerine aykırı yapılan bu yapılar hakkında 3194 sayılı İmar Kanununa göre encümen kararı alınıp Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu halde, yasal işlemi tamamlayıcı başkaca bir işlem yapılmayarak görevlerini kötüye kullandıkları iddiası ile açılan kamu davasında; sanıklar ve müdafilerin, suça konu taşınmazlarla ilgili yapı ruhsatlarının mevzuata uygun olduğu, 116 ada, 1 parsel üzerinde kayıtlı taşınmaz yönünden ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından verilen izin üzerine Belediye tarafından yapı kullanma izni verildiği, keza bu yapılarla ilgili olarak yıkım kararı alınarak idari para cezası uyguladıkları, yıkım için yeterli ekipman olmadığından ... Valiliği, Karayolları Bölge Müdürlüğü ve DSİ Bölge Müdürlüğüne müracaat ettikleri ancak olumsuz yanıt aldıkları, bu iş için yapılan ihalelere ise yeterli katılım olmadığından yıkımı gerçekleştiremedikleri yönünde savunmada bulunarak yüklenen suçu kabul etmemeleri ile 116 ada, 1 parsel üzerindeki yapılarla ilgili olarak yapı ruhsatının imar mevzuatına uygun olmadığı hususunun dava konusu yapılmaması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, 116 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından izin verilip verilmediği, izin verilmiş ise Bitez Belediyesi tarafından yapı kullanma izni verilip verilmediği hususlarının araştırılması, 138 ada, 2 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden mahallinde keşif icrası suretiyle suça konu taşınmaz üzerindeki yapılarla ilgili yapı ruhsatının mevzuata uygun olarak verilip verilmediği, ruhsatın mevzuata uygun olması halinde yapıların ruhsat ve eklerine uygun olup olmadığı hususlarında bilirkişi raporu alınması, ayrıca suça konu yapılarla ilgili olarak yıkım işi için belediyede yeterli ekipman bulunup bulunmadığı, bulunmadığının belirlenmesi halinde ise ... Valiliği, Karayolları Bölge Müdürlüğü ve DSİ Bölge Müdürlüğünden ekipman istenip istenmediğinin ve bu hususta ihale yapılıp yapılmadığının araştırılması sonrasında 116 ada, 1 parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin isnadın TCK"nın 257/2, 138 ada, 2 parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin isnadın ise TCK"nın 257/1 ve 257/2. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi suretiyle her bir sanığın sorumluluğu karar yerinde ayrı ayrı değerlendirilip tartışılarak neticesine göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hükümler kurulması,
Sanıklar hakkında dava dışı başka yapılarla ilgili olarak benzer eylemlerden dolayı Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığının 21/06/2007 tarihli iddianamesi ile açılan kamu davasında Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/99 Esas, 2013/235 Karar sayılı ilamı ile sanıklar hakkında verilen zincirleme görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine ilişkin kararın Dairemizin 10/12/2015 tarihli, 2015/6355 Esas ve 2015/17247 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, temyiz incelemesine konu bu davada ise 138 ada 2 parselde kayıtlı taşınmaza ilişkin 09/06/2006 tarihli yapı ruhsatına dair isnadın söz konusu iddianamenin düzenlenme tarihinden önce olması sebebiyle zincirleme suç hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gereken bir eylem olarak kabulünün zorunlu olması karşısında, söz konusu dosyanın aslının veya onaylı örneğinin dosya arasına getirtilmesi sonrasında 138 ada 2 parsele ilişkin eylemle ilgili sanıklara verilecek cezalarda TCK"nın 43. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dosyada verilen cezaların mahsup edilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Kabule göre de;
TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken, söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3/1. maddesindeki "Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur." şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki cezanın alt ve üst sınırları arasında takdir hakkının kullanılması, temel cezanın ve aynı Kanunun 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin hak ve nesafete uygun bir şekilde tayin edilmesi gerekirken, belirtilen ilkelere ve TCK"nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesine aykırı olarak temel cezaların ve zincirleme suçtan artırım oranlarının alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle sanıklar hakkında fazla ceza tayini,
Yüklenen suçu TCK"nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanıklar hakkında, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince, ayrıca, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık ... hakkında TCK"nın 58. maddesinin uygulanmaması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı TCK"nın 53. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin Kararının değerlendirilmesi lüzumu,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 18/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.