17. Hukuk Dairesi 2014/22472 E. , 2016/5470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili tarafından süresinde, davalı ... vekili tarafından süresi dışında temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacıların murisi ..."ın 17/10/2006 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu vefat ettiğini, bu trafik kazasında kazayı yapan kişinin davalılardan ... olduğunu, ..."ın diğer davalı ... adına kayıtlı araç ile seyir halinde iken ve diğer bir davalı ... AŞ"nin kargo taşıma işi ile ilgili yükleri sevkettiği araç ile bu kazayı yaptığını, müteveffanın ölümü ile birlikte müvekkillerinin yoksun kaldığı maddi destek tazminatının tahmini hesaplarına göre 100.000,00 TL"nin üzerinde bir rakam olduğunu, maddi tazminat taleplerinin 40.000,00 TL olduğunu, daha sonra bu rakamın yükseltileceğini, manevi üzüntü nedeniyle de 30.000 TL talep ettiklerini, bu nedenlerle 40.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasını talep etmiştir.
Davalı ... vekili, . Asliye Ceza Mahkemesi tarafından düzenlenen raporda davalı müvekkilinin tali kusurlu olduğunun belirlendiğini, meydana gelen olayda müvekkil davalının kullandığı aracın ... adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin araçta şöför olarak çalıştığını, müvekkilinin maddi ve manevi hiçbir sorumluluğunu olmadığını belirterek açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, öncelikle husumet itirazında bulunmuş, kazanın meydana gelişinde araç sürücüsünün kusurlu olmadığını, müteveffanın ağır kusurunun fiille zarar arasındaki illiyet bağını ortadan kaldıracak nitelikte olup kazada başlıca etken olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... A.Ş, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kazanın 2006 tarihinde olduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle usulden ve esastan reddine karar verilmesinin gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacının maddi tazminat davasının kısmen kabülü ile 25.899,12-TL "nin 17/10/2006 tarihi olan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."a verilmesine, 155,61-TL "nin 17/10/2006 tarihi olan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."a verilmesine, 1.007,91-TL "nin 17/10/2006 tarihi olan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..."a verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının manevi tazminat davasının kabulü ile, her bir dava için ayrı ayrı 3.000 TL olmak üzere toplam 30.000-TL manevi tazminatın 17/10/2006 tarihi olan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm; davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... A.Ş. vekili tarafından süresinde, davalı ... vekili tarafından süresi dışında temyiz edilmiştir.
1- Mahkeme hükmü davalı ... vekiline, 11.07.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi kanunda öngörülen yasal süre geçirildikten sonra, 23.09.2014 tarihinde harç yatırılarak temyiz defterine kaydedilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay’ca da bu yolda karar verilebileceğinden, süresinden sonra verilen davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2014 yılı için 1.890,00 TL"dir. Davacı ... için 155,61 TL ve davacı ... için 1.097,91 TL olarak hükmedilen maddi tazminat miktarları itibari ile kesinlik sınırı altında olup anılan davacılar için maddi tazminat yönünden kurulan hükme ilişkin davalılar vekillerinin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
3- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
4- Dava, trafik kazası nedeniyle detekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... vekili yargılama sırasında husumet itirazında bulunmuş, davalı sürücünün müvekkili şirketin çalışanı olmadığını ve ayrıca işleten de olmadığı için kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur. Davalı sürücü ..."ın ceza yargılama dosyasında mevcut hazırlık evrakında bulunan ifadesinde şu anda Yurtiçi Kargo"da çalışmakta olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalı ..."nun işletenlik sıfatının tespiti bakımından herhangi bir araştırma yapılmamıştır. O halde yapılacak iş; anılan davalı ..."nun ticari defter ve kayıtları incelenerek davalı malik ... ile aralarında sözleşmesel bir ilişkinin olup olmadığının araştırılması, yine davalı ..."ın kayıtlarının araştırılarak kaza tarihinde çalıştığı iş yerinin tespit edilmesi ve araştırma sonucuna göre davalı ..."ya husumet yöneltilip yöneltilmeyeceğine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
5- Davalı ... A.Ş vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a) Dosyadaki mevcut davalı ... şirketi birleşik sigorta poliçesi ve kara taşıtları paket sigorta poliçesinde manevi tazminatın teminat altına alınmamış olmasına ve trafik sigorta poliçesinin ise manevi tazminatı kapsamayacağına göre davalı ... şirketinin manevi tazminattan sorumlu tutulması doğru değildir.
b) Davalı ... şirketinin manevi tazminattan sorumlu olmamasına göre, bu davalı aleyhine kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesi ve yine manevi tazminat kabulüne göre manevi tazminat yönünden yargılama giderinin bu davalı aleyhine hükmedilmesi isabetli değildir.
c) Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Somut olayda, davacı vekili, davalı ... şirketine davadan önce başvuruda bulunduklarını ileri sürmemiş, buna ilişkin herhangi bir belge dosyaya ibraz etmemiştir. Bu durumda mahkemece, davalı ... şirketine davadan önce usulüne uygun başvuru yapıldığı iddiası olmadığına göre, başvuru yapılmadığı dikkate alındığında davalı ... şirketinin en erken dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile, tazminat alacağının tamamı için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde kaza tarihinden faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... ve davacı ... için maddi tazminat yönünden kurulan hükme ilişkin davalılar vekillerinin temyiz dilekçesinin reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının ve (5) numaralı bendin a,b,c fıkralarında açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.844,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."tan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... A.Ş, ... ve Yurtiçi Kargo"ya geri verilmesine 04/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.