
Esas No: 2021/20391
Karar No: 2022/3660
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/20391 Esas 2022/3660 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/20391 E. , 2022/3660 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Aliağa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili ile davalı ... Ltd.Şti. vekili ve davalı ... vekili tarafından talep edilmiş, davacı vekilince duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23/02/2022 Çarşamba günü taraflar adlarına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı borçlular ... ve ...hakkında takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, borçluların mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazlarını diğer davalı üçüncü kişilere devrettiklerini belirterek bu tasarrufların iptalini talep etmiş, diğer üçüncü kişiler ile ilgili dava ile davalı ...’nın davası tefrik edilmiştir.
Mahkemece, taşınmazın tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında, ipotek bedelleri dikkate alındığında önemli oransızlık olmadığından ve satışın gerçek olduğu anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince, takibe konu icra dosyalarından, davalı 3. kişi olan ...'nın davalı borçlular gibi ... oturduğu, 1'er ay arayla birden fazla taşınmazın (aynı tapu senedinde 2 taşınmaz olmak üzere 2 ayrı satışta toplam 4 taşınmazın aynı kişiye satılması) satılmasının tanışıklık olduğunu gösterdiği, Yargıtay içtihatlarına göre aynı akit tablosunda birden fazla taşınmazın aynı kişiye satılmasının, tarafların birbirini tanıdığını gösterdiği, İİK'nun 280/1 maddesinde yer alan emare olduğu, yapılan ödemelerin rayiç değerlerin çok altında olduğu gerekçesi ile davacı banka vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1-b-3 maddesi uyarınca, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Yargıtay 17. hukuk Dairesinin 03/02/2021 tarih 2020/3203 Esas 2021/2097 Karar sayılı ilamı ile davacı ... vekilinin diğer temyiz itirazların reddine, davalı borçlu ve üçüncü kişinin Aliağa’da oturuyor olmalarının, satış tarihi itibari ile ilçenin 85.000 nüfusa sahip olması, yine aynı tarihte birden fazla taşınmaz alımının tek başına muvaazayı gösterdiğine ilişkin bir karine ve uygulama olmaması, borçlunun akrabalarına ait olan ... Petrolcülük ....A.Ş.'nin borçlu ile aynı alanda faaliyeti ve aralarında ticari ilişki olduğuna dair delil bulunmaması nedeni ile mahkemenin bu gerekçelerinin yerinde görülmediği, dava konularından 16 ve 17 nolu bağımsız bölümlerin tapuda toplam 40.000,00 TL ye alındığı,
taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin 395.000,00 TL ödenerek kaldırıldığı, davalı üçüncü kişi bu taşınmazlar için 435.000,00 TL ödeme yaptığı, bilirkişilerin taşınmazların toplam değerini 840.000,00 TL olarak belirlediği dolayısıyla her iki değer arasında bir mislini aşan bir fark olmadığı İİK’nın 278/3-2. maddesine göre iptal koşulları oluşmadığı gerekçesiyle bu taşınmazlar ile ilgili talebin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle bozulmuş, bozmadan sonra Bölge Adliye Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı ..., ... Geri Dönüşüm Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nın 277 ve devamı maddelerine ilişkin olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1- Davalı ... Ltd.Şti. hakkında İzmir Bölge Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 16/06/2020 tarih 2019/662 Esas, 2020/656 Karar sayılı ilamı ile dava konusu tasarrufların bu borçlu tarafından yapılmadığı, tefrik kararı sonrası ilk derece mahkemesince hatalı dosyada taraf olarak bırakıldığından, hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiş ve bu kararda kesinleşmiş olduğundan, karar başlığında isminin yer alması maddi yanılgıya dayalı kabul edilmiş bu yanlışlık mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden mümkün olduğundan anılan davalının temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3- Dava konusu İzmir ili, Aliağa ilçesi, 6750 parsel, zemin kat, 16 nolu bağımsız bölüm zemin kat, 17 nolu bağımsız bölüm, 529 ada, 1 parselde bulunan 5 ve 6 nolu bağımsız bölüm olmak üzere 4 taşınmaz yönünden yargılama yapılmış, Bölge Adliye Mahkemesi taşınmaz satışlarının düşük bedel ile yapıldığı ve üçüncü kişi Sultan’ın borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu gerekçesi ile davanın tümden kabulüne karar verilmiş,Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 03/02/2021 tarihli bozma ilamı ile üçüncü kişi Sultan’ın İİK’nın 280/1. maddesi kapsamında borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olmadığı, dava konusu 16 ve 17 nolu bağımsız bölüm satışlarında ivazlar arasında bedel farkı olmadığı, bu taşınmazlar ile ilgili talebin reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Ancak dava konusu 5 ve 6 nolu bağımsız bölümler ile ilgili olarak ivazlar arasında oransızlık olduğundan davanın kabulünde isabetsizlik görmemiştir. Bir başka ifade ile 5 ve 6 nolu bağımsaz bölümler ile ilgili davanın kabul kararı onanmış, davacı alacaklı lehine usulü hak oluşmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konularından 5 ve 6 nolu bağımsız bölümlerle ilgili olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile ve usulü kazanılmış hak ilkesi bertaraf edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
4. İİK’nın 282. maddesine göre tasarrufun iptali davalarında borçlu ve işlem yaptığı 3. kişi mecburi dava arkadaşıdır. Davanın esastan reddi halinde davalı üçüncü kişi ve borçlu lehine tek olarak nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir somut olayda, Davalı borçlu ...’da vekil ile temsil edilmesine rağmen sadece davalı üçüncü kişi ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Ltd. vekilinin temyiz dilekçesinin reddine ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine ( 3 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin
temyiz itirazlarının kabulüne (4 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile bölge mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalı ... ve ... Geri Dönüşüm Ltd.Şti.'ye geri verilmesine 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.