9. Hukuk Dairesi 2014/10563 E. , 2015/22582 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ nın 141. Maddesinde “ yargı kararlarının gerekçeli yazılması” emredilmiştir.
Bu Anayasal zorunluluğunun yansıması sonucu düzenlenen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/c maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının “ Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,”içermesi, zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Ayrıca davanın nasıl açılacağı 6100 Sayılı HMK. nun 118 vd. maddelerinde detaylıca belirtilmiş, 124/1. maddesinde özellikle “ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.” hükmü ile taraf değişikliğine sınırlama getirilmiştir.
Hem 1086, hem de 6100 Sayılı Usul Kanunlarında açık yasal düzenleme olmadığı taktirde kamusal niteliği olmayan hallerde davaya “ dahili dava “ yolu ile davalı ithali mümkün değildir. Bu husus Yargıtay’ ın tüm Dairelerinin ve Hukuk Genel Kurulu’ nun kararlılık kazanmış yerleşik uygulamasıdır.
Somut olayda;
Davacı davasını ... DÜZENLİ aleyhine açmış, yargılama sırasında ....’ ni davaya dahil etmiştir.
Davalı ... DÜZENLİ ile dahili davalı .... arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı gibi dava alacak davası olup, kamusal bir halde yoktur.
.... vekili dahili dava yolu ile husumet yöneltilemeyeceğini belirterek açıkça itiraz etmiştir.
Bu nedenle ....’ne dahili dava yoluyla husumet yöneltilmesi HMK. nun 124. Maddesine aykırıdır.
Ayrıca, Mahkemenin gerekçeli kararında gerekçe olarak aynen “ …Emsal ücret araştırması yapılmıştır. SGK kayıtları celbedilmiştir. İşyeri dosyası ibraz edilmiştir. Tarafların tanıkları usulünce celp edilip, dinlenmiştir. Dosya üzerinden uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Fesih tarihi konusunda anlaşmazlık yoktur. Tarafların dinlenen tanıkları davacının davalılar tarafından birlikte istihdam edildiğini beyan etmişlerdir. Mahkememiz her iki davalının da birlikte sorumlu olduğu kanaatine varmıştır. Yapılan ödemelerin makbuz mahiyetinde olduğu düşünülmüştür. Bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir “ açıklaması yapılmıştır.
Mahkemece toplanan delillerden söz edilmiş ise de delillerin ne olduğu yazılmamış, delillere ilişkin bir tartışılma yapılmamış, hangi sebeple iddiaya değer verildiği ve davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ücret talepleri ve yıllık ücretli izin alacağının hesabına esas unsurları ile kabulün gerekçesine ilişkin hiçbir açıklama yapılmamış, hangi kalemde ne tür bir ödeme yapıldığı, nasıl bir mahsup yapıldığı açıklanmamış, özellikle birlikte istihdamın nasıl olduğu açıklanmamıştır.
Mahkemece gerekçe olarak yazılan hususlar Anayasa’nın ve HMK. nun anladığı anlamda gerekçe değildir.
Bu nedenlerle Mahkemenin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 ve HMK. nun 297. maddesine aykırı şekilde hiçbir gerekçe içermeyen ve HMK. nun 124. Maddesine aykırı şekilde ....’ne dahili dava yoluyla husumet yöneltilerek verilen kararının bozulması gerekmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.06.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.