9. Hukuk Dairesi 2014/28861 E. , 2015/22537 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, yıllık ücretli izin alacağı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalılardan ..... avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı işçinin yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığı gibi karşılığı olan ücretlerin de ödenmediğini, fazla mesai yapmasına, ulusal bayram genel tatillerde çalışmasına rağmen fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek yıllık ücretli izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalılar Cevabının Özeti:
Davalılardan ..... vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalılardan ..... vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece; davalılardan ..... yönünden açılan davanın davalı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu, aralarında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin asıl manada kurulmadığı, davacının tek işvereninin ..... olduğu gerekçesi ile ..... adına açılan husumet yönünden reddine karar verilmiş, diğer davalı ..... yönünden fazla mesai alacakları kabul edilmiş, yıllık ücretli izin ve ulusal bayram genel tatil alacağına ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili ile davalılardan ..... vekili yasal süresi içerisinde temyiz etmişlerdir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Uyuşmazlık davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı kabul edilmesine rağmen, muvazaalı işlemin tarafı olan alt işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ısrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraflardan zararının tazminini isteyebilir. Muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez. Kısaca kişi kendi muvazaasına dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.
Somut olayda Yerel Mahkemece davalı şirketler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu ve davacının başlangıçtan beri asıl işveren ..... Şirket işçisi olduğu kabul edilerek hüküm altına alınan işçilik alacaklarının adı geçen davalıdan tahsiline, muvazaalı işlemin diğer tarafı olan ve işveren sıfatı olmayan diğer davalı şirket yönünden davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Ancak aleyhine açılan dava husumetten reddedilen davalı şirket muvazaalı işlemin tarafıdır. Adı geçen davalı şirket kendi muvazaasından yararlanmaz. HGK."nun 03.12.2008 T. 2008/9-704 E, 2008/730 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere davalılar arasında muvazaa bulunması nedeniyle maddi sorumluluk açısından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekir. Davalı ..... yönünden husumet yokluğu gerekçesi ile davanın reddi hatalıdır.
3- Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Dairemizin yerleşik uygulamasına göre, bir işçinin günde en fazla fiilen 14 saat çalışabileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda 24 saat çalışıp 24 saat dinlenme usulüyle yapılan çalışmalarda bir hafta 3 gün diğer hafta ise 4 gün çalışma yapılacağından, yukarıda bahsedilen 63 üncü madde hükmü gereğince, haftalık normal çalışma süresi dolmamış olsa dahi günlük 11 saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılması nedeniyle, bu çalışma sisteminde işçi ilk bir hafta (3x3=) 9 saat takip eden hafta ise (4x3=) 12 saat fazla çalışma yapmış sayılmalıdır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 41’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, fazla çalışma saat ücreti, normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlasıdır.
Somut olayda dosya içeriğine ve sunulan bordrolara göre davalı işyerinde her ay yapılsın ya da yapılmasın Ocak 2008 ayından itibaren ise 22 saat fazla mesai ücreti ödendiği görülmektedir.
Dairemiz uygulamasına göre imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
Davacı işçinin 23.7.2010 tarihine kadar 24 saat çalışıp 24 saat dinlendiği, bu tarihten fesih tarihine kadar ise 12 saat çalışıp 24 saat dinlendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Yerel Mahkemece gerekçeli kararda; davacının 23.07.2010 tarihinden sonra 12 saat çalışıp 24 saat dinlendiği dönemde fazla mesai yapmadığı, 23.07.2010 tarihine kadar 24 saat çalışıp 24 saat dinlenme şeklinde çalıştığı, bu çalışma düzeninde her ay 22 saatin üzerinde fazla mesai yapıldığı, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre 22 saati aşan kısımların hesaplanıp hüküm altına alındığı açıklanmıştır.
Hükme esas bilirkişi raporunun incelenmesinden; davacının 24 saat çalışıp 24 saat dinlendiği, bu çalışma düzeninde fazla mesai yapmayacağı, 12 saat çalışıp 24 saat dinlendiği dönemde ise haftalık 12,5 saat fazla mesai yaptığı belirtilmiş, fazla mesai hesabı davacının temel ücretinin % 50’si üzerinden yapılmış ise de bu kabul dosya kapsamına uygun düşmemekte ve Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında belirttiği hususlarla çelişmektedir.
Mahkemece yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda davacının hesaplamaya esas ücreti normal çalışma saat ücretinin yüzde elli fazlası esas alınmalı, fazla mesai yaptığı kabul edilen çalışma döneminde Ocak 2008 tarihinden sonra aylık 22 saat fazla mesai ücreti ödemesi hesaplanan fazla mesai ücretinden mahsup edilmeli, buna göre fark fazla mesai ücreti hesaplanmalı ve hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceme ve hatalı değerlendirme ile alacakların kabulü bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.