12. Hukuk Dairesi 2020/7026 E. , 2020/9053 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; muacceliyet ihbarı yapılmadığı ve dayanak belgelerin dosya kapsamında bulunmadığı şikayeti ile icra emrinin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince; kesin borç ipoteğinde icra emri gönderilebilmesi için İİK’nın 150/ı maddesinde öngörülen koşulların oluşmasına gerek olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği, borçlunun istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
Takip dayanağı; 04.10.2018 tarih 30394 yevmiye nolu ipotek akit tablosu incelendiğinde; davalı lehine 2.500.000,00 TL bedel mukabilinde, 1. derecede, faizsiz ve fekki bildirilinceye kadar müddetle ipotek tesis edilmiş olduğu ve ipoteğin kesin borç ipoteği (karz ipoteği) olduğu anlaşılmıştır. İpotek akit tablosundaki “fekki bildirilinceye kadar süre ile” açıklaması ise muacceliyet koşulu olmayıp, ipoteğin süresiz olarak yapıldığını göstermektedir.
Kural olarak alacağın muacceliyetinin, bir ihbarın yapılmasına bağlı olduğu durumlarda, alacaklının hem asıl borçluya hem de borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine, muacceliyet ihbarında bulunmadan icra takibi yapması mümkün değildir. (M.K. 802 md., TMK. 887 md.) Zira, Borçlar Kanunu"nun 117/2.maddesinde yer alan borcun ifa edileceği gün (vade tarihi) sözleşmede yer almamıştır. Bu durumda, borçlunun temerrüdünün ne zaman gerçekleştiğinin saptanmasında Borçlar Kanunu"nun 117/2.maddesinin(818 Sayılı BK"nun 101/1.maddesi); “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur” hükmü dikkate alınmalıdır.
İİK’nun 149. maddesinde; "İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, borçlunun kendi borcu sebebiyle yine kendisine ait taşınmazını, alacaklıya kesin borç ipoteği şeklinde ipotek ettirdiği, anılan ipoteğin süresiz olarak kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, alacaklının, borçluya takip öncesi ihbarda bulunması zorunluyken, ihbar olmaksızın, borçlu aleyhine ipoteğe dayalı ilamlı takip başlatılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, borçlu bu konuda süresiz şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurularak icra emrinin iptali istenebilir.
O halde, mahkemece, şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddesi uyarınca, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi’nin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin 04.11.2019 tarih ve 2019/1503 E. - 2019/1513 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve Konya 1. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 25.07.2019 tarih, 2019/525 E. - 2019/717K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi"ne, kararın bir örneğinin de, Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 22/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.