9. Hukuk Dairesi 2015/16830 E. , 2015/21571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, iş kolları yönetmeliğinin 15. sıra nolu iş kolunda kurulu bulunan Nakliyat İş Sendikasının başvurusu üzerine T.C. ..."nın müvekkil iş yerlerindeki iş kolunun tespitine yönelik 21/12/2014 tarih, 29212 sayılı resmi gazetede yayınlanan iş kolu tespitinin gerek iş kolu tespitinin gerek iş kolu tespitine isteyen sendikanın hukuki menfaatinin bulunmaması ve hatalı değerlendirme yapılması nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, mahkemenin yetkisizliğinine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı dava dilekçesinde özetli ; iş kolları yönetmeliğinin 15. sıra nolu iş kolunda kurulu bulunan Nakliyat İş Sendikası başvurusu üzerine T.C. ..."nın müvekkil iş yerlerindeki iş kolunun tespitine yönelik 21/12/2014 tarih, 29212 sayılı resmi gazetede yayınlanan iş kolu tespitinin gerek iş kolu tespitini isteyen sendikanın hukuki menfaatinin bulunmaması ve hatalı değerlendirme yapılması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, yetkili mahkemenin iş yeri merkezinin bulunduğu Gebze Kocaeli Mahkemeleri olduğunu savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, HMK hükümleri uyarınca davanın davalı ikametgah mahkemesinde açılmasının gerekeceği, davalı T.C. ...nın dava dilekçesinde adresin Ankara merkezi olarak bildirdiği, tespite konu işyerlerinin Türkiye"nin çeşitli yerlerinde bulunduğu ancak iş kolu tespitine itiraz davasının davalı ikametgah mahkemesi olan Ankara İş Mahkemesinde görülmesinin zorunlu olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın Ankara Nöbetçi İş mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- İş kolu tespitinde birim olarak işyerinin alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 sayılı Yasanın 2.maddesinin gerekçesinde iş yeri tanımı teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olduğu belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması halinde bunların tek işyerimi yoksa bir birinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amaçta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir. Öte yandan teknolojik ve ekonomik gelişmeler bir işyeri çerçevesinde mal ve hizmet üretimi, pazarlama ve müşterilere sunulması yönünden çok yönlü bir yapısal değişikliği gerektirmesi nedeniyle bir işyerinin amacının gerçekleşmesinde işlerin görülmesi işyerinin kurulu bulunduğu “yerin” dışına taşmış, özellikle “işveren kurulan iş organizasyonu” içerisinde işyeri niteliğinde olmayan irtibat bürolarına veya yurt genelinde Veya ilin içinde işlerin yürütüldüğü örgütlenmeye kadar genişletmek gereksinimi duyulmuştur. Bu bağlamda 2.maddede “iş yeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür” hükmü getirilmiştir (Bu konuda ayrıntılı bilgi için Bkz.Esener, Turhan: İş Hukuku Bası 3 Ankara 1978 sh 83-84; Ekonomi, Münir: İş Hukuku, Ferdi İş Hukuku C 1, İstanbul 1987 sh 59; Çelik, Nuri: İş Hukuku Dersleri Bası 21, İstanbul 2008 sh 56-57; Narmanlıoğlu, Ünal: İş Hukuku II Ferdi İş İlişkileri Bası 3 İzmir 1998 sh 121; Süzek Sarper; İş Hukuku Bası 4 Ankara 2008 sh 173-178; Mollamahmutoğlu Hamdi İş Hukuku Bası 3 Ankara 2008 sh 191-201; tüm genişliği ve ayrıntılarıyla Yenisey/Doğan, Kübra: İş Hukukunda İşyeri ve İşletme, Yayınlanmış Doçentlik Tezi, İstanbul 2007 sh 23-37).
İşyerinin özelliğini veren temel öğe teknik amaçtır. Mal ve hizmetin kazanç amacıyla yahut başka bir amaçla üretilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla hizmet üretimi veya mal üretimi tek başına teknik bir amaç olabilir. Sonuç olarak işyeri teknik bir amacı gerçekleştiren temelde örgütsel bir birlikteliktir. İşyeri sürelikli bir organizasyon içerisinde örgütlenmeyi gerektirir. Organizasyon özünde maddi ve maddi olmayan öğelerin yanında emeğin varlığını da içinde barındırır.
Aynı işverene ait iki üretim birimi aynı teknik amacı elde etmek için örgütlenmişse yahut bu yerlerde aynı teknik amacın farklı üretim amaçları gerçekleşiyorsa amaçta birlik sağlanmıştır.
Farklı üretim birimlerinin tek bir işyeri sayılması için aynı arazi sınırları içinde bulunmaları gerekmemektedir. Fakat birimler arasındaki uzaklık işlerin tek elden yürütümünü engelleyecek boyutta olmamalı çünkü farklı birimler arasında amaçta birlik bulunsa dahi yönetimde birliğin sağlanmasının zorluğu tartışmasızdır.
Toplu İş Hukuku anlamında işyerinin işçilerin dayanışmadan kaynaklanan ortak menfaatleri oluşmasına olanak sağlayan ve faaliyetlerini sürdürebileceği bir sürekliliğe sahip ve işverene de asıl işin girdiği iş kolunda sendikal muhatap yaratacak bir birim olması gerekmektedir. Alman ve Fransız Hukukunda işyerinin neresi olduğu ve sınırlarının belirlenmesi sosyal tarafların özerkliğine terk edilmiştir. Oysa hukukumuzda işyeri mutlak ve tartışmasız olarak kabul edilmektedir. İşyeri kavramı fonksiyonel bir kavramdır ( Doğan, Yenisey: sh 443,447). İşletme ise genel olarak iktisadi bir amacın gerçekleşmesi için aynı işverene ait birden fazla işyerinin örgütlenmesi ile oluşmuş bir ünite olarak tanımlanmaktadır. İşyerini işletmeden ayıran temel ölçütlerden biri izlenen amaçtır. İşletme mutlaka ekonomik bir amaç gütmesi gerekmez. İşyeri işletmenin genel olarak bağımsız bir bölümü olarak düşünülmesi gerekir. Ticaret Hukukundaki işletmeden farklı bir amaç gütmektedir. Çünkü ticari işletmelerde işçi çalıştırma zorunluluğu bulunmamaktadır.
İşyeri ve işletme ayrımında organizasyon kavramıyla bir ayrıştırmaya gitmek de mümkün değildir. Çünkü işletmenin de işyerinin de aynı organizasyon içerisinde örgütlenmesi mümkündür. Ancak işletmenin işyerine göre büyüklüğü aynı şekilde organizasyondaki büyüklüğünü gerektireceği kaçınılmazdır. Öte yandan işverenin ötesinde işletmenin profesyonel bir yönetim kadrosu oluşturacağı da gerçektir.
Temel sorun 4857 Sayılı Yasadaki işyeri kavramının genişliğinin Toplu İş Hukukuna yansımamasıdır. İşletme ve işyeri ayrımının bu bağlamda sorun çıkarması kaçınılmazdır.
Özetleyecek olursak işyerindeki faaliyet hangi teknik amacı taşıyorsa asıl iş odur. İşyeri organizasyonu içerisinde asıl işin gerçekleşmesini sağlayan diğer işler ise yardımcı işlerdir. Mal ve hizmetler için yatırım araçları ve işçi sayısı bu konuda ölçüt olabilir. Ancak bir işyerinde başka bir işverene ait ayrı bir işkolunda faaliyet var ise ayrı iş kolundan söz edilebilir.
Somut olayda davacının Başakşehir/İstanbul adresinde kurulu bulunan işyerinin şirket merkezi olduğu açıklanmıştır . Taraflar arasındaki uyuşmazlık ANKARA, ANTALYA , Gebze/KOCAELİ, İZMİR, BURSA ‘daki işyerlerinin ayrı birer işyeri mi yoksa bağlı işyerleri olarak mı tespit edilmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece ilk olarak davacıya ait ihtilafa konu işyerlerinin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda ayrı işyerleri mi bağlı işlerleri mi olduğu tespit edilmelidir .
2-Mahkemece bu tespit neticesi bağımsız işyeri olduğu kanaatine varılan yerler bakımından yetkili mahkemenin tespiti ayrıca değerlendirilmelidir.
İşkolu kavramı, sendikaların faaliyet alanlarını belirleyen temel öğedir. İşkolu kavramı ile, birbirine benzer işler bir hukuki kalıp altında toplu iş hukukuna sunulmaktadır. İşkolu tespiti yapılırken ise, birim olarak işyerinin esas alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesinin gerekçesinde, işyeri, teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olarak tanımlanmıştır.
İşkolu tespit tarihinde yürürlükte bulunan 6356 sayılı yasanın 5 Maddesi uyarınca “Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Bakanlıkça yapılır. Bakanlık, tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, kararın yayımından itibaren on beş gün içinde dava açabilir. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi hâlinde Yargıtay uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.”
5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 5. maddesine göre “İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.” İş Mahkemelerinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olduğundan, anlaşma ile bertaraf edilemeyeceği gibi genel yetki kuralları da uygulanmaz. Bu halde, yetki itirazı ilk itirazlardan olmadığından, taraflar yargılama bitinceye kadar yetki itirazında bulunabileceği gibi, mahkeme de yargılamanın her aşamasında kendiliğinden yetkisizlik kararı verebilir.
Açıklanan kanuni düzenlemelere göre, işkolu tespitine itiraz davalarında, işyerinin bulunduğu yer iş mahkemesi kesin yetkilidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-ç maddesine göre de, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması hususu dava şartlarındandır. Yine 6100 sayılı Kanun"un 115/2. maddesine göre de, dava şartı yokluğu durumunda mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir.
T.C.... tarafından 29.12.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan tespite göre, ......"nde yapılan incelemede ......... .... Cad. No:.... ......./İSTANBUL, ......Cad. ......Plaza .../.... ANKARA, .... .... .... Sok. No: .... ...../KOCAELİ, ...... No: ... ...../KOCAELİ, ...... Bul. ......... İş Merkezi No:..../..... ANTALYA adreslerinde bulunan işyerlerinde alt işverenlik sözleşmesi ile müşteriler ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde kara ve hava taşıma hizmetlerinin yürütüldüğü, bu nedenle yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliğinin 15 sıra numaralı "Taşımacılık" işkolunda,
........Bul. No:..... ....... .... Blok Kat: 4 İZMİR, ..... Mah. ...... Cad. ...... İş Merkezi No: ... .... Blok D: .. BURSA adreslerinde bulunan işyerlerinde alt işverenlik sözleşmesi ile müşteriler ile yapılan anlaşmalar çerçevesinde deniz taşıma hizmetlerinin yürütüldüğü, bu nedenle yapılan işlerin İşkolları Yönetmeliğinin 16 sıra numaralı "Gemi yapımı ve deniz taşımacılığı, ardiye ve antrepoculuk" işkolunda,yer aldığına dair işkolu tespit kararı verilmiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere, işkolu tespitine itiraz davalarının, işyerinin bulunduğu yer iş mahkemesinde görülmesi gerekir. Mahkemece, yetkisiz olunan işyerleri yönünden davanın ayrılarak, her bir işyerinin adresi itibariyle yetkili iş mahkemesine gönderilmesi ve bundan sonra işin esasının incelenmesi gerekmektedir.
3- Dava işkolu tespitine itiraz davası olup tespiti yapılan iş kolunda yer alan sendikaların dava sonucundan etkilenecek olmaları sebebiyle davaya dahil edilmesi gereklidir. Mahkemece tespit kararından etkilenecek işyerlerinde örgütlenmiş veya işkolu tespit kararında işyerinin girdiği işkolu olarak gösterilen sendikaların davaya dahil edilerek göstereceği deliller ve karşı deliller toplanıp birlikte bir değerlendirme yapılmalıdır. Davanın sadece bakanlığa karşı görülmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.