Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5643
Karar No: 2021/4180
Karar Tarihi: 17.02.2021

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2020/5643 Esas 2021/4180 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2020/5643 E.  ,  2021/4180 K.

    "İçtihat Metni"



    BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin, davalı şirket bünyesinde, Haziran 2014-05.02.2018 tarihleri arasında anjiyo sorumlusu olarak, radyoloji bölümünde çalıştığını, çalışma döneminin büyük bölümünde çalışma saatlerin 08:00-18:00 olmasına rağmen, icaplar nedeni ile (ayda 10’dan fazla icaba kaldığını) saat mevhumu olmaksızın, ulusal bayram genel tatil günleri de dahil olmak üzere çalıştığını (müvekkilinin anjiyo sorumlusu olmasına rağmen, çalışma döneminde 2 yıldan fazla asıl işine ek olarak genel yoğun bakımda hemşire olarak çalıştığını), ayrıca mola kullanmamasına rağmen, mola kullandığına dair müvekkiline zorla belge imzalatıldığını, son brüt ücretinin 5.873,00-TL olduğunu, yemek masrafının da işveren tarafından karşılandığını, müvekkilinin, radyasyon bölümünde, radyasyona maruz kalarak çalışmasına rağmen, bu durumun Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmediğini, ekonomik ve sosyal haklarının davalı tarafından ihlal edildiğini, icaplar nedeni ile 4857 sayılı İş Kanununu ve hem de radyasyona maruz kalarak çalışmasından dolayı, 3153 sayılı Kanun’un 1. maddesi’nde öngörülen sürenin üzerinde çalışmalarından doğan ücretlerin ödenmediğini ve fesih ihbarnamesinde belirtilen diğer nedenlerden dolayı, iş sözleşmesinin davacı tarafından, 05.02.2018 tarihinde haklı nedenle feshedildiğini, zorunlu arabulucuya başvuru yapıldığını, ancak herhangi bir anlaşmaya varılamadığını, davacının haklı feshine rağmen kıdem tazminatının ödenmediğini, davalı şirkette giriş ve çıkışta yüz okuma sistemi olduğunu, müvekkilinin çalışmış olduğu süreye ilişkin ilgili döküm anların davalı şirkete müzekkere yazılarak istenilmesini talep ettiklerini, 3153 sayılı Kanun uyarınca radyoloji, radyum ve elektrikle tedavi ve diğer fizyoterapi müesseseleri hakkındaki tüzüğün 24. Maddesi kapsamında davacıya ödenmesi gereken şua izninin yalnızca bir bölümünün 2017 yılında kullandırılmış olduğunu, şua izin alacaklarının ödenmesi gerektiğini iddia ederek, kıdem tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve şua izni davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının 03.06.2014 tarihinde davalı şirkete ait hastanede sağlık memuru olarak çalışmaya başladığını, davacının çalışmaya başladığı dönemde de hastanede anjiyo bölümü henüz kurulmadığını, anjiyo bölümünün kurulmasının, Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün, 19.06.2015 tarihli yazısı ile uygun görüldüğünü, akabinde 15.07.2015 tarihinde, ... Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü’nün faaliyet izin belgesi ile davacının sonradan çalıştığı anjiyo bölümünün izninin alındığını, bunun üzerine de KVC merkezi açıldığını ve anjiyo cihazı kurulduğunu, ilk hastanın 20.07.2015 tarihinde tedavi altına alındığını, dolayısı ile 20.07.2015 tarihinden önce hastanede anjiyo bölümü bulunmadığını, davacının belirtmiş olduğu ücretinin doğru olmadığını, davacının ücretinin bordrolarında görünen tutar olduğunu, ücretlerinin banka kanalı ile yapılması durumunda, işçinin maaşından daha fazla ücreti olduğu iddiasının da ancak yazılı bir delil ile mümkün olabileceğini, davacının ücretinin yatırıldığı banka şubelerine müzekkere yazılmasını talep ettiklerini, davacının kıdem tazminatı talep etmesinin yasal dayanağının bulunmadığını, iş akdinin tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, davacının ihtarına ... 1. Noterliği’nin, 07.02.2018 tarih ve 01961 Yevmiye Numaralı İhtarı ile cevap verildiğini, bu cevapta da bahsettiği üzere davacının iş akdini feshetmesi haklı bir nedene dayanmadığını, şua izni talep etmesinin yasal dayanağı bulunmadığını, davacının kullanmış olduğu şua izin belgelerinin sunulduğunu, davacının radyoloji bölümünde çalıştığı süre içerindeki şua izinlerini kullandığını, yalnızca radyoloji ile ilgili bir işte fiilen görev alan işçinin şua izni alacağı oluştuğunu, davacının da anjiyo teknikeri olarak çalıştığı şua izinlerini kullandığını, hastanede ilk yıllarda sağlık memuru olarak çalıştığını, bu dönemdeki çalışmalarının, haftanın 5 günü 10:00-17:30 saatleri arasında, cumartesi günleri de 08:30-14:00 saatleri arasında çalıştığını, her gün 60 dakika yemek molası olduğunu, ayrıca sabah ve öğleden sonra olmak üzere 15’şer dakikalık çay molası olduğunu, davacının fazla çalışma yapmadığını, fazla çalışma yaptığı zamanlarda ücretinin banka kanalı ile ödendiğini, bunun bordrolarında ve kayıtsız şartsız olarak tahsil ettiği banka ödemeleri ile sabit olduğunu, ulusal bayram ve genel tatil izinlerinin tamamını kullandığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde sadece acil servis ve yatan hastalar kısmının açık olduğunu, bu bölümlerde sadece nöbetçi personel kaldığını, davacının bugünlerde çalışmasının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu :
    İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden esastan reddine karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu :
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Fazla çalışma ücretlerinin hesabı yönünden taraflar arasında uyuşmazlık vardır.

    Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
    Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş-çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.
    İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
    Somut uyuşmazlıkta davacı fazla mesai alacağı olduğunu iddia etmiş, davalılar ise davacının fazla mesai yapmadığını, istisnai olarak fazla mesai yaparsa karşılığı ücretin bordrolarda tahakkuk ettirilerek ödendiğini savunmuşlardır. Davalılar tarafından dosyaya sunulan bir kısmı imzalı, bir kısmı imza içermeyen bordrolar incelendiğinde bordrolarda fazla mesai tahakkukları bulunduğu görülmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde ise bu tahakkukların mahsup ya da dışlanmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca fazla mesai tahakkuku yapılan bordroların imzalı olması halinde yapılan fazla mesai ödemelerinin dışlanması, bordroların imzasız olması ve fazla mesai tahakkuku içermesi halinde bankaya ödemenin yapılması durumunda ise mahsup yapılması gerekmektedir. Raporun hatalı hesaplama içerdiği, dışlama ya da mahsup yapılmadığı anlaşılmakla belirtilen hususlar dikkate alınarak, fazla mesai tahakkuklarının dışlanması yada mahsup edilmesi yönünde tekrar irdeleme yapılarak fazla mesai alacağı ile ilgili bir karar verilmesi gereklidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi