Abaküs Yazılım
2. Daire
Esas No: 2020/2270
Karar No: 2021/87
Karar Tarihi: 07.01.2021

Danıştay 2. Daire 2020/2270 Esas 2021/87 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/2270
Karar No : 2021/87

KARŞILIKLI OLARAK KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYENLER :
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay İkinci Dairesinin 30/06/2020 günlü, E:2018/3347 K:2020/2000 sayılı kararının; taraflarca karşılıklı olarak, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca, dilekçelerinde yazılı nedenlerle düzeltilmesine karar verilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Dava; … Tasfiye İşletme Bölge Müdürlüğünde ambar memuru olarak görev yapmakta iken, 14/08/2001 ile 29/05/2006 tarihleri arasında görevinden uzaklaştırma tedbiri uygulanan davacı tarafından, görevden uzak kaldığı süre içerisinde maaşından yapılan kesintinin ve fazla çalışma ücretinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteğiyle yaptığı başvurunun reddine dair 11/09/2014 günlü (Mülga) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Diyarbakır Tasfiye İşletme Müdürlüğü işleminin iptali ile anılan parasal hakların, işlem tesisi tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…., K:… sayılı kararı ile davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, anılan karar Danıştay Beşinci Dairesinin 22/03/2016 günlü, E:2015/6605, K:2016/1599 sayılı kararıyla onanmıştır. Davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulması üzerine Danıştay İkinci Dairesinin 20/04/2017 günlü, E:2016/12868, K:2017/3325 sayılı kararı ile; davacının Diyarbakır Tasfiye İşletme Bölge Müdürlüğünde görev yapmakta iken, Habur Hudut Kapısı Mülki İdare Amirliğinin 14/08/2001 tarihli yazısı ile görevden uzaklaştırıldığı, bu arada davacı hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, daha sonra davacının 29/05/2006 tarihli yazı ile görevine tekrar başladığı, davacının … Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada zaman aşımı süresinin dolması sebebiyle düşme kararı verildiği ve bu kararın 17/09/2012 tarihinde kesinleştiği, davacının görevden uzak kaldığı süre içerisinde mahrum kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle başvuruda bulunduğu, bu başvurunun … günlü, … sayılı işlem ile reddedilmesi üzerine anılan işlemin iptali ile parasal kayıpların işlem tesisi tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle 13/11/2014 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçe ile bakılmakta olan davanın açıldığı; idareye belli konuda işlem tesisi için yükümlülük getiren yasa kuralına karşın, idarenin bu yükümlülüğünü yerine getirmeyerek hareketsiz kaldığı durumlarda ya da zaman içerisinde maddi ve/veya hukuksal koşulların değişmesi nedeniyle idarenin yeni bir değerlendirme yapmasını gerektiren konularda, ilgililerin ileriye dönük şekilde hukuki sonuçlarından yararlanmak üzere 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesi uyarınca haklarında yasanın öngördüğü işlemin yapılması için her zaman idareye başvurmaları ve isteklerinin reddedilmesi halinde de 10. maddede öngörülen usule uygun olarak idari yargıda dava açmalarının mümkün olduğu, davacının görevden uzak kaldığı süre içerisinde mahrum kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle 03/07/2014 tarihinde yaptığı başvuru, 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında bir başvuru olduğundan, başvurunun reddine ilişkin 11/09/2014 günlü işlemin 22/09/2014 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi üzerine, 13/11/2014 tarihinde açılan davanın yasal süresi içinde açıldığı, davanın süre aşımı yönünden reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : Danıştay İkinci Dairesinin 20/04/2017 günlü, E:2016/12868, K:2017/3325 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda verilen ... İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K… sayılı kararıyla; maaş kesintileri yönünden; 657 sayılı Kanun'un 143. maddesinin bir bütün olarak değerlendirilmesinde, göreve iade edilmiş olan davacının, görevden uzaklaştırıldığı 14/08/2001 tarihinden, göreve başladığı 29/05/2006 tarihine kadar kesilen maaşının davacıya yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği, tesis edilen dava konusu işlemde maaş kesintisi yönüyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığı; dava konusu işlemin, fazla çalışma ücreti kısmı yönünden; davacının görevden uzaklaştırıldığı süre boyunca çalışmasının olmadığı, çalışma yapılmaksızın fazla çalışma ücreti ödenmesinin mevzuat gereği mümkün olmadığı, davacının fazla çalışma ücreti isteminin reddine ilişkin kısmında hukuka aykırılık olmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin, davacının görevden uzaklaştırıldığı ve yeniden görevine başlatıldığı tarihler arasında maaşından eksik ödenen maaş kesintisine ilişkin kısmı yönüyle iptaline, davacının görevden uzaklaştırıldığı 14/08/2001 tarihinden, göreve yeniden başladığı 29/05/2006 tarihine kadar kesilen maaşının hesaplanarak, başvurunun reddine karar verilen 11/09/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine; dava konusu işlemin fazla çalışma ücretinin ödenmesine yönelik kısmı ile davacının, fazla mesai ücretine faiz alacağı işletilmesine ve maaş kesintilerine, kesinti yapılan dönemlerden itibaren faiz işletilmesine ilişkin talepleri yönünden davanın reddine hükmedilmiştir.
Kararın, iptal ve kabule ilişkin kısmının davalı İdare tarafından; redde ve faiz başlangıç tarihine ilişkin kısmının davacı tarafından karşılıklı olarak temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İkinci Dairesince verilen 30/06/2020 günlü, E:2018/3347 K:2020/2000 sayılı kararla; davalı İdarenin temyiz isteminin reddi ile kararın iptal ve kabule ilişkin kısmının onanmasına; harç pulu eksikliğinin verilen sürede davacı tarafından tamamlanmadığı gerekçesiyle de davacının temyiz istemi yönünden kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEBİNDE BULUNANLARIN İDDİALARI :
1- Davalı Ticaret Bakanlığının İddiaları: 657 sayılı Kanun'un 143. maddesinde memurun tekrar göreve başlatılması zorunlu olan hallerin düzenlendiği ve tahdidi şekilde belirtildiği, bu hallerin yorum yoluyla genişletilemeyeceği, zamanaşımı sebebiyle düşme hali ile hüküm giyilmemiş olması halinin anılan maddede belirtilen haller içerisinde bulunmadığı veya maddede sayılan hallere eşdeğer bir durum olarak kabulünün mümkün bulunmadığı ileri sürülerek, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

2- Davacının İddiaları : Harç pulu eksikliğinin, kendilerine tanınan sürede tamamlandığı; görevden uzak kaldığı dönemde yapılan maaş kesintilerinin hesaplanarak, maaşların kesildiği dönemden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, idareye yapılan başvurunun reddine karar verilen tarihten itibaren faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğu; fazla çalışma ücretlerinin de faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği, zira fazla çalışma yapamamasının kendisinden kaynaklanmadığı ileri sürülerek, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

TARAFLARIN CEVAPLARI :
1-Davacının Cevabı : Cevap verilmemiştir.
2-Davalı Ticaret Bakanlığının Cevabı : Davacının karar düzeltme isteminin Yasadaki sebeplerden herhangi birisine uymadığı, kararın Kanuna uygun olduğu ileri sürülerek karar düzeltme isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının karar düzeltme isteminin kabul edilerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı, Diyarbakır Tasfiye İşletme Bölge Müdürlüğünde ambar memuru olarak görev yapmakta iken, sahte evrak tanzimi iddiasıyla Habur Hudut Kapısı Mülki İdare Amirliğinin 14/08/2001 günlü yazısı ile görevden uzaklaştırılmış, 29/05/2006 günlü işlem ile görevine iade edilmiştir.
Davacı hakkında … Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada, Mahkemenin … günlü, E:…, K:… sayılı kararı ile kamu davasının düşürülmesine karar verilmiş ve karar 17/09/2012 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı, İdareye yaptığı 14/05/2014 tarihli başvurusunda, görevden uzak kaldığı dönem içinde maaşından yapılan 1/3 kesintinin ve fazla çalışma ücretinin işlemin yapıldığı tarihten itiberen işleyecek yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesini istemiş, davalı idarece Strateji Geliştirme Başkanlığının görüşü dikkate alınarak herhangi bir ödeme yapılamayacağının … günlü, … sayılı yazı ile bildirilmesi üzerine; anılan işlemin iptali ile parasal hakların görevden uzaklaştırma işleminin tesisi tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle temyizen incelenmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" başlıklı 35. maddesinde "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." hükmü; "Yargı yolu" başlıklı 125. maddesi, son fıkrasında ise, " ...İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." hükmü mevcuttur.
Diğer taraftan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 140. maddesinde, "Haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan Devlet memurları da 138 inci maddedeki yetkililer tarafından görevden uzaklaştırılabilirler." hükmüne; 141. maddesinde, "Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler. 143 üncü maddede sayılan durumların gerçekleşmesi halinde, bunların aylıklarının kesilmiş olan üçte biri kendilerine ödenir ve görevden uzakta geçirdikleri süre, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmı, üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirilir." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
1- Davalı İdarenin karar düzeltme isteminin incelenmesinde;
Danıştay dava daireleri ile idari veya vergi dava daireleri kurulları tarafından verilen kararların düzeltme yolu ile yeniden incelenebilmelerini gerektiren nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesinin 1. fıkrasında gösterilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, anılan daire ve kurulların kararın düzeltilmesi isteminde ileri sürülen nedenlerle bağlı oldukları belirtilmiş bulunmaktadır.
Davalı İdare tarafından karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin, Mahkeme kararının; "dava konusu işlemin, davacının görevden uzaklaştırıldığı 14/08/2001 tarihinden, yeniden göreve başlatıldığı 29/05/2006 tarihine kadar maaşından yapılmış olan 1/3 oranındaki kesintilerin ödenmemesine ilişkin kısmı yönünden iptaline" kısmını onayan Danıştay İkinci Dairesinin 30/06/2020 günlü, E:2018/3347 K:2020/2000 sayılı kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.
2- Davacının karar düzeltme isteminin incelenmesinde;
Dosyanın incelenmesinden, … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının, redde ve faiz başlangıç tarihine ilişkin kısımları yönünden davacı tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 25/09/2018 tarihli yazısıyla "dosyanın işleme konulabilmesi ve tekemmül ettirilebilmesi için verilmesi zorunlu olan 74,80-TL harç pulu noksanlığının 15 (on beş) gün içinde tamamlanması gerektiği, aksi halde temyiz isteminden vazgeçmiş sayılacağı" hususunun, 03/10/2018 tarihinde davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, anılan miktarın 10/10/2018 tarihinde İstanbul BİM Vezne ve Ön Bürosuna ödendiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar temyiz aşamasında, davacı tarafından harç pulu eksikliğinin verilen sürede tamamlanmadığı gerekçesiyle davacının temyiz istemi yönünden kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiş ise de; anılan eksikliğin davacıya tanınan süre içerisinde tamamlandığı görülmekle; kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun düzeltilmesi talep edilen kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan 54. maddesinin 1/c fıkrasına uygun bulunduğundan, davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay İkinci Dairesinin 30/06/2020 günlü, E:2018/3347 K:2020/2000 sayılı kararının; Mahkeme kararının, redde ve faiz başlangıç tarihine ilişkin kısımlarına yönelik temyiz edilmemiş sayılmasına ilişkin kısmı kaldırılarak, uyuşmazlık bu kısım yönünden yeniden incelendi:
a- Mahkeme kararının, fazla çalışma ücretinin faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi isteminin reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
b- Kararın; davacının görevden uzak kaldığı dönemde maaşından yapılan kesintilere, kesintilerin yapıldığı tarihlerden itibaren faiz işletilmesi isteminin reddi ile söz konusu kesintilerin, bu konuda idareye yapılan başvurunun reddine karar verilen 11/09/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin kısmına gelince;
Yukarıda metnine yer verilen Anayasa'nın "Mülkiyet Hakkı" başlıklı 35. maddesinde, bu hakların, ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlanabileceği öngörülmüştür.
Mülkiyet hakkına yönelik müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için; kanuna dayanması, kamu yararı amacı taşıması ve ayrıca ölçülülük ilkesi gözetilerek yapılması gerekmektedir. Ölçülülük ilkesi gereği kişilerin mülkiyet hakkının sınırlandırılması halinde elde edilmek istenen kamu yararı ile bireyin hakları arasında adil bir dengenin kurulması gerekir. Bu adil denge, davacının şahsi olarak aşırı bir yüke katlandığının tespit edilmesi durumunda bozulmuş olacaktır.
Buna göre kamu makamlarının para borçlarını makul olmayan bir gecikme ile ödedikleri durumlarda para alacağında meydana gelen değer aşınmalarının davacılar üzerinde şahsi olarak aşırı bir yük oluşturması halinde müdahale ölçülü olmadığından, mülkiyet hakkının ihlal edildiğini kabul etmek gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yoluyla önüne gelen bir uyuşmazlıkta, 07/02/2019 günlü, Başvuru No:2015/4812 sayılı kararında; ceza kovuşturması nedeniyle görevden uzaklaştırılan başvurucunun mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilen maaş kesintilerinin, yapıldığı tarihlerden ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçen süredeki enflasyon oranları dikkate alındığında; önemli ölçüde değer kaybına uğradığı, söz konusu değer kaybının oranı gözetildiğinde müdahaleyle başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiği, bu sebeple söz konusu müdahalenin kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengeyi başvurucu aleyhine bozduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının görevden uzaklaştırıldığı dönemde alamadığı 1/3 oranındaki kesinti tutarlarının, davacıya statüsü gereği ödenmesi gerektiği ve Anayasa'nın 35. maddesinde tanımlanan mülkiyet hakkı kapsamında olduğu, bu kapsamda maaş ödemelerine yapılan haksız bir müdahalenin mülkiyet hakkına yapılan müdahale olarak değerlendirilmesi gerekeceği açıktır.
Söz konusu idari ve yargısal sürece bir bütün olarak bakıldığında, hakkındaki ceza kovuşturması nedeniyle 14/08/2001 - 29/05/2006 tarihleri arasında görevinden uzaklaştırılan davacının, mülkiyet hakkı kapsamında olan maaşından, (1/3) üçte bir oranında kesinti yapıldığı ve söz konusu bu kesintilerin de temyizen incelenmekte olan işbu davada verilen 29/01/2018 tarihli karar ile davacıya ödenmesine karar verildiği, yargısal sürecin devam ettiği, ödemelerde oluşan bu gecikmenin de belirtilen sürelerin uzunluğu dikkate alındığında makul görülemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla; davacının maaşından (1/3) oranındaki kesintilerin yapıldığı tarih ile (2001/Ağustos ila 2006/Haziran arasındaki dönem itibarıyla) davacıya ödemenin yapılacağı tarih arasındaki döneme ilişkin olarak, her bir kesinti ile ödeme tarihi arasındaki dönem için ayrı ayrı hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödemesi gerekirken; davacının İdareye yaptığı başvurunun reddine karar verilen 11/09/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVALI İDARENİN KARAR DÜZELTME İSTEMİNİN REDDİNE;
2. DAVACININ KARAR DÜZELTME İSTEMİNİN KABULÜ İLE; … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının;
a- Fazla çalışma ücretinin faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi isteminin reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
b- Davacının görevden uzak kaldığı dönemde maaşından yapılan kesintilere, kesintilerin yapıldığı tarihlerden itibaren faiz işletilmesi isteminin reddi ile söz konusu kesintilerin, bu konuda idareye yapılan başvurunun reddine karar verilen 11/09/2014 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Davalı İdare tarafından bu aşamada yapılan giderlerin davalı idare üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin 3622 sayılı Kanun'la değişik 3. fıkrası uyarınca bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 07/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi