14. Hukuk Dairesi 2014/1507 E. , 2014/2402 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Urla Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/07/2012
NUMARASI : 2012/268-2012/597
Davacılar tarafından, davalı aleyhine 11.04.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacılar, .. ada ..parselin tapu kaydında murislerinin “H. oğlu M.. D..” şeklinde yazılı isminin “A. K. oğlu M.. D..” olarak, “H. C. kızı N. D.” şeklinde yazılı isminin “C. kızı N.. D..” olarak, .. ada ..parselin tapu kaydında “H.C.kızı N.. D..” şeklinde yazılı isminin “C. kızı N.. D..” olarak düzeltilmesini istemiştir.
Davalı idare vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı idare vekili kadastro tespit tutanağına göre “A. K. oğlu M.. D..” ile “H. oğlu M.” adında iki ayrı kişiye tespit yapıldığını, mahkemece bu iki kişinin aynı kişi olup olmadığına yönelik yeterli araştırma yapılmadığını ileri sürerek temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının, davacıların murisi “C. kızı N.. D..” ismi ile ilgili .. ada .. ve .. parsellerde yapılan düzeltme yönünden temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin.. ada .. parselde “A. K. oğlu M.. D..” ismi ile ilgili yapılan düzeltmeye yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Bu davalar, taşınmazın aynına ilişkin bulunduğundan 6100 sayılı HMK’nın 12. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgileri ilgili olarak düzeltme isteyebilir. Ayrıca bu davaların, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak dava açan kişinin aktif dava ehliyeti vardır.
Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
2-Nüfus Müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
5-Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında davanın kabulü yoluna gidilmelidir.
Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
Tapu Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
.. ada .. parsele ilişkin kadastro tespiti tutanaklarının incelenmesinden, 1/2 (nısıf) hissenin Nisan 931 tarihli ve 3 nolu tapu kaydı ile H. oğlu M. adına,1/2 (nısıf) hissesinin ise 13.12.1954 tarihli ve 57 nolu tapu kaydı ile K. oğlu M.. D.., M.oğlu K.D. H. C. kızı N.. D.. adına tespit edildiği, daha sonra M. oğlu K. D."ın vefatı ile geriye A.D., M.. D.., M. D. ve A. K."nun kaldığı, toplam dört paydan her biri birer pay hak sahibi olan mirasçılarından A. K."nun ve A. D."ın hisselerini diğer mirasçı K. oğlu M.. D.."a 16.12.1960 tarihli ve 42 nolu işlem ile sattıkları ve böylelikle 12/24 paya H. oğlu M.in, 7/24 paya A. K.oğlu M.. D.."ın 1/24 paya A. K. kızı M. D."in ve 4/24 paya H. C. kızı N.. D.."ın malik olduğu anlaşılmaktadır. Dayanak kayıtların incelenmesinden A. K."ın babasının isminin Mehmet annesinin isminin Şerife karısının isminin H. B. olduğu; H. oğlu M."in ise babasının isminin Hasan, annesinin isminin S. kızı H., karısının isminin Lütfiye, kardeşlerinin isimlerinin Zehra ve Halil oldukları anlaşılmaktadır.
Bu durumda dayanak kayıtlardaki çelişkilerin giderilerek kayıt maliki “H.oğlu M.” ile davacının murisi “A.K. oğlu M.. D..”ın aynı kişi olup olmadığı yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda mahalli bilirkişiler ve tarafların göstereceği tanıklar eşliğinde mahallinde keşif yapılarak kesin olarak belirlenmelidir. Aynı kişi olduklarının kesin olarak tespiti halinde davanın kabulü, aksi halde davanın reddine karar vermek gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bent uyarınca davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.