
Esas No: 2020/1053
Karar No: 2021/9
Karar Tarihi: 13.01.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1053 Esas 2021/9 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1053
Karar No : 2021/9
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Barosu
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 04/04/2019 tarih ve E:2015/4725, K:2019/2564 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 30/09/2015 tarih ve 29488 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi'nin, "Gider avansı" başlıklı 3. maddesindeki "... gider avansı..., keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri... gibi giderleri kapsar", 4/b maddesinde yer alan "Dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmış ve tanık sayısı belirlenmiş ise tanık sayısınca tanık asgari ücreti ve tebligat gideri; tanık sayısı belirtilmemiş ise en az üç tanık asgari ücreti ve tebligat gideri", 4/c maddesinde yer alan; "Dava dilekçesinde keşif deliline dayanılmış ise keşif harcı avansı ile birlikte 85 TL ulaşım gideri", 4/ç maddesinde yer alan "Dava dilekçesinde bilirkişi deliline dayanılmış ise Bilirkişi Ücret Tarifesinde davanın açıldığı mahkeme için öngörülen bilirkişi ücreti" ve 4/d maddesinde yer alan; "Diğer iş ve işlemler için 55 TL," ifadelerinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 04/04/2019 tarih ve E:2015/4725, K:2019/2564 sayılı kararıyla;
04/02/2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Harç ve Avans Ödenmesi" başlıklı 120. maddesinde, "(1) Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. (2) Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir." hükmüne; "Avansın İadesi" başlıklı 333. maddesinde ise, hükmün kesinleşmesinden sonra mahkemenin kendiliğinden, yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine karar vereceği düzenlemesine yer verildiği;
6100 sayılı Kanun'un 120. maddesinin 1. fıkrasına dayanılarak, anılan Kanun gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla hazırlanan ve 30/09/2015 tarih ve 29488 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi'nin; "Gider avansı" başlıklı 3. maddesinde, "Davacı, bu Tarifede gösterilen gider avansını dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Gider avansı her türlü tebligat ve posta ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri kapsar."; "Gider avansı miktarı" başlıklı 4. maddesinde, "(1) Davacı,
a) Taraf sayısının beş katı tutarında tebligat gideri,
b) Dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmış ve tanık sayısı belirlenmiş ise tanık sayısınca tanık asgari ücreti ve tebligat gideri; tanık sayısı belirtilmemiş ise en az üç tanık asgari ücreti ve tebligat gideri,
c) Dava dilekçesinde keşif deliline dayanılmış ise keşif harcı avansı ile birlikte 85 TL. ulaşım gideri,
ç) Dava dilekçesinde bilirkişi deliline dayanılmış ise Bilirkişi Ücret Tarifesinde davanın açıldığı mahkeme için öngörülen bilirkişi ücreti,
d) Diğer iş ve işlemler için 55 TL, toplamını avans olarak öder." düzenlemelerine, aynı Tarife'nin "Gider avansının iadesi" başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında ise, "Gider avansının kullanılmayan kısmı hükmün kesinleşmesinden sonra davacıya iade edilir." düzenlemesine yer verildiği;
Tarife'nin 3. ve 4. maddelerindeki avans miktarının dava yolunu engelleyecek ölçüde fazla belirlendiği, bu durumun Anayasa'da düzenlenen hak arama özgürlüğüne aykırılık oluşturduğu, tanık, keşif, bilirkişi ücretlerinin dava öncesi alınmasının 6100 sayılı Kanun'un amacını aştığı, gider avansından sadece posta ücretinin anlaşılması gerektiği iddialarıyla sayılan ibarelerin iptali istenilmekte ise de, Tarife'nin dayanağı olan 6100 sayılı Kanun'un 120. maddesinin lafzı ile anılan Kanun'un TBMM'ye sunulan tasarısında ve Kanunla ilgili TBMM Adalet Komisyonu Raporunda belirtilen Kanun'un genel gerekçesi ve madde gerekçesi incelendiğinde; madde ile, dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğunun düzenlendiği, maddede ayrıca, 1086 sayılı Kanun'da yer almayan, yeni bir düzenleme yapılarak, her türlü tebligat ücretleri, keşif giderleri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi giderleri karşılayacak tutarın, avans olarak davacı tarafından dava açarken yatırılması zorunluluğunun getirildiği, avans miktarının, davanın türü ve özelliklerine göre her yıl Adalet Bakanlığınca ilân edilecek tarifeye göre belirleneceği, maddede yapılan bu düzenlemeyle, gerekli masrafların zamanında yatırılmamasından dolayı davaların gecikmesinin önüne geçilmesinin amaçlandığının anlaşıldığı;
Hukuk muhakemelerinin genel bir ilkesi olarak ve 6100 sayılı Kanun'un 324. maddesinde belirtildiği gibi, tarafların ikamesini talep ettikleri deliller için belirlenen avans miktarını mahkeme veznesine yatırmak zorunda oldukları, bu ilke doğrultusunda Tarife'nin 3. ve 4. maddelerinde; gider avansının kapsamının ve dava dilekçesinde dayanılan delillere göre avans miktarının belirleneceğinin düzenlendiği, anılan maddelerin, Tarife'nin dayanağı olan Kanun hükmünün konuluş amacına paralel hükümler içerdiği;
Bu durumda, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi'nin iptali istenen hükümlerinin, Tarife'nin dayanağı olan 6100 sayılı Kanun'un amacına uygun olduğu ve dava konusu düzenlemelerde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 6100 sayılı Kanun'un 120. maddesindeki gider avansı ile ilgili düzenlemenin 324. maddedeki delil ikamesi için alınacak avans kuralı ile birlikte değerlendirilmesi ve dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması gerektiği, delil ikamesi için alınacak avans ile dava şartı olan gider avansının birbirinden ayrılması ve delillerin ikamesi için alınacak avansın gider avansı içinde yer almaması gerektiği, asgari ücretle çalışan bir kişinin aylık maaşını aşan meblağların gider avansı şeklinde ödenmesinin Anayasa'nın 141. maddesinde düzenlenen "davaların en az giderle ve mümkün olduğunca süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir." kuralına ve adil yargılanma hakkına aykırı olduğu belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114, 115, 120 ve 324. maddelerindeki hükümlerden; gider avansının davanın önşartlarından olduğu, gider avansının yatırılmaması halinde usulden davanın reddine karar verileceği; delil ikamesi avansına ilişkin giderin mahkemeye yatırılmaması halinde ise o delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı, davanın diğer delillere göre esastan sonuçlandırılacağı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Kanun'da gider avansının hangi kalemlerden oluştuğu sayma suretiyle belirlenmediğinden, işin doğası gereği yargılamanın sürdürülebilmesi için mutlaka karşılanması gerekli olan, tebligat gideri gibi zorunlu giderleri kapsadığında tereddüt bulunmamaktadır. Ancak, delil ikamesi için yapılacak giderlerin gider avansı içerisinde mütalaa edilmesi mümkün değildir. Aksi yorum, Kanun'un 324. maddesi hükmünü anlamsız hale getirir.
Keşif, bilirkişi ve tanık gibi hususlar Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre delil niteliğinde olduğundan, bunlara ilişkin giderlerin de niteliği itibarıyla delil ikamesi harcına tabi olması zorunludur. Aksi bir yorumla bu kalemlerin gider avansı kapsamında değerlendirilmesi; hak arama özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracağı gibi hakkın özünün korunmasına da engel olacaktır. Bir davacı gösterdiği delillerin bir kısmından vazgeçse bile geriye kalan delillerle haklılığını ispat edebilecekse bu hakkından yoksun bırakılmaması gerekir.
Bu nedenle; keşif gideri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi delil ikamesi avansına tabi hususların gider avansı kapsamında değerlendirilerek avans miktarlarının belirlenmesine ilişkin Tarife'nin dava konusu 3. maddesi ile 4. maddesinin; tanık giderlerine ilişkin (b) bendi, keşif giderine ilişkin (c) bendi ve bilirkişi giderine ilişkin (ç) bendinde hukuka uyarlık bulunmadığından, davacının temyiz isteminin kısmen kabul edilerek, Daire kararının anılan kısımlar yönünden bozulması, kalan kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 04/04/2019 tarih ve E:2015/4725, K:2019/2564 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak,13/01/2021 tarihinde, dava konusu Tarife'nin 3. maddesi, 4. maddesinin (b), (c) ve (ç) bentleri yönünden oyçokluğu, diğer kısımları yönünden oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde, gider avansı dava şartlarından sayılmış; 115/2. maddesinde, dava şartlarında noksanlığın bulunması halinde davanın usulden reddedileceği; 120. maddesinde, davacının, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceği kurala bağlanmıştır.
Yine 6100 sayılı Kanun'un "Delil İkamesi İçin Avans" başlıklı 324. maddesinde, "(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. " hükümlerine yer verilmiştir.
Anılan hükümlerden, gider avansının dava şartlarından biri olduğu, gider avansının yatırılmaması halinde usulden davanın reddine karar verileceği; delil ikamesi avansına ilişkin giderin mahkemeye yatırılmaması halinde ise o delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı, davanın diğer delillere göre esastan sonuçlandırılacağı anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Kanun'da gider avansının hangi kalemlerden oluştuğu sayma suretiyle belirlenmediğinden gider avansının; yalnızca işin doğası gereği yargılamanın sürdürülebilmesi için mutlaka karşılanması gerekli olan, tebligat gideri gibi zorunlu giderleri kapsadığında tereddüt bulunmamaktadır. Ancak, delil ikamesi için yapılacak giderlerin gider avansı içerisinde mütalaa edilmesi mümkün değildir. Aksi yorum, 6100 sayılı Kanun'un yukarıya alınan 324. maddesi hükmünü anlamsız hale getirecektir.
Zira bir davanın açıldığı sırada, davanın karara bağlanabilmesi için yargılama (tahkikat) aşamasında hangi delillere ihtiyaç duyulduğunu belirlemek mümkün değildir. Davada delilleri taraflar sunar, ancak hükme esas alınacak delilleri takdir etmek mahkemenin yetkisinde olan bir husustur. Davada tanık dinlenilmesine, keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına davanın niteliğine göre mahkeme karar verir. Bir kısım davaların; tarafların dava, savunma ve cevap dilekçelerinde açıkladıkları ve taraflarca tartışma konusu edilmeyerek kabul edilen olgu veya hususların hükme esas alınmak suretiyle sonuçlandırılması mümkün olabilir. Bir kısım davalarda ise; tarafların iddialarına ilişkin delillerin üçüncü kişiler veya kamu idareleri nezdinde bulunması mümkün olup, bu kimselerden veya idarelerden istenmesi suretiyle bu delillere ulaşılabilir. Sözü edilen bu gibi durumlarda, ortaya çıkacak yargılama gideri sadece tebligat giderlerinden ibaret bulunmaktadır.
Keşif bilirkişi avansı, tanık dinlenilmesi için gider karşılığını, bu delillere dayanılması gerekmeyen davalarda, davanın açıldığı aşamada davacının mahkeme veznesine yatırmasını temin etmek haksız bir biçimde davacıya ait nakit bir değerin depo edilerek tarafından kullanılmasını engelleme anlamına gelmektedir.
Keşif, bilirkişi incelemesi ve tanık dinlenilmesi gibi hususlar Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre delil niteliğinde olduğundan, bunlara ilişkin giderlerin de niteliği itibarıyla tahkikat safhasında delil ikamesi avansına tabi olması zorunludur. Aksi bir yorumla bu kalemlerin gider avansı kapsamında değerlendirilmesi; hak arama özgürlüğünün kısıtlanması sonucunu doğuracağı gibi hakkın özünün korunmasına da engel olacaktır. Bir davacı gösterdiği delillerin bir kısmından vazgeçse bile geriye kalan delillerle haklılığını ispat edebilecekse bu hakkından yoksun bırakılmaması gerektiğinde kuşkuya yer bulunmamaktadır.
Bu nedenle; keşif gideri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi delil ikamesi avansına tabi hususların gider avansı kapsamında değerlendirilerek avans miktarlarının belirlenmesine ilişkin Tarife'nin dava konusu 3. maddesi ile 4. maddesinin; tanık giderlerine ilişkin (b) bendi, keşif giderine ilişkin (c) bendi ve bilirkişi giderine ilişkin (ç) bendinde hukuka uyarlık bulunmadığından, davacının temyiz isteminin kısmen kabul edilerek, Daire kararının anılan kısımlar yönünden bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
