Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/2899
Karar No: 2021/3
Karar Tarihi: 13.01.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/2899 Esas 2021/3 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2899
Karar No : 2021/3

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sendikası

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı - …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onikinci Dairesinin 19/03/2019 tarih ve E:2018/8385, K:2019/2061 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 26/08/2014 tarihinde onaylanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Çocuk Kulüpleri Yönergesi'nin 16. maddesinin 2. fıkrası ile Çocuk Kulüpleri Örnek Bütçe Tablosu Ek-3'te yer alan "16. maddenin ikinci fıkrasına göre en fazla ödenecek ücret" ibaresi ve "Açıklama 1" sütununun iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onikinci Dairesinin 19/03/2019 tarih ve E:2018/8385, K:2019/2061 sayılı kararıyla;
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 16/06/1983 tarih ve 2842 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik "Uzman ve usta öğreticiler" başlıklı 47. maddesinde; örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ve hizmetiçi yetiştirme kurs, seminer ve konferanslarında uzman ve usta öğreticilerin de geçici veya sürekli olarak görevlendirilebileceği; öğretim tür ve seviyelerine göre uzman ve usta öğreticilerin seçimlerinde aranacak şartların, görev ve yetkilerinin, yönetmeliklerle tespit edileceği kuralına yer verildiği;
21/05/1977 tarih ve 15943 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Kurumlarında Sözleşmeli veya Ek Ders Görevi ile Görevlendirilecek Uzman ve Usta Öğreticiler Hakkında Yönetmeliğin 1. maddesinde; 1739 sayılı Kanun'un 47. maddesine göre Millî Eğitim Bakanlığı örgün ve yaygın eğitim kurumlarında ve hizmetiçi yetiştirme kurs ve seminerlerinde geçici veya ek ders görevi ile görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler hakkında bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanacağı; 5. maddesinde; uzman ve usta öğreticilerin, geçici personel olarak ve ek ders görevi verilmesi yoluyla görevlendirilebileceği; 6. maddesinde; geçici personel olan görevlendirilecek uzman ve usta öğreticilerle yapılacak sözleşmenin süresinin, bir mali yıl içinde kalmak şartıyla, en fazla 12 ay olacağı; "Sözleşmeli Uzman ve Usta Öğreticilere Verilecek Aylık Ücret" başlıklı 10. maddesinde ise; bu Yönetmeliğe göre geçici personel olarak görevlendirilecek uzman ve usta öğreticelere genel bütçeye bu ihtiyaç için konan ödenekten usulüne uygun şekilde aylık ödeneceği ve aylık ücret miktarının Yönetmeliğin 6. maddesine göre yapılacak sözleşmede belirtileceği düzenlemelerinin yer aldığı;
26/07/2014 tarih ve 29072 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Çocuk kulübü ve yetiştirme kursları" başlıklı 83. maddesinin 1. fıkrasında; "Okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumlarında; velilerin istemeleri, personel ve fiziki imkânların yeterli olması hâlinde çocukların/öğrencilerin eğitimlerinin ve sosyal gelişimlerinin desteklenmesi amacıyla eğitim saatleri dışındaki zamanlarda faaliyet göstermek üzere çocuk kulüpleri kurulabilir. Çocuk kulüplerinin kuruluş, çalışma usul ve esasları Yönerge ile belirlenir." kuralına yer verildiği;
Milli Eğitim Bakanı tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Çocuk Kulüpleri Yönergesi'nin hazırlanarak 26/08/2014 tarihinde onaylanarak yürürlüğe konulduğu; Anılan Yönerge'nin dava konusu "Kulüp giderleri" başlıklı 16. maddesinin 1. fıkrasında; " (1) Kulüp gelirlerinin;
a) % 34’ü temel giderlere,
b) % 3’ü okul öncesi eğitim kurumları ve ilkokulların ihtiyaçlarında kullanılmak üzere okulun bağlı bulunduğu il/ilçe milli eğitim müdürlüğüne,
c) % 45’i kulüpte görevlendirilen öğretmen, usta öğretici ve koordinatör öğretmene,
ç) % 12’si kulüp yönetim kurulu başkanı, müdür yardımcısı ya da müdür yardımcısı olmayan okullarda müdür yardımcısı yerine görevlendirilen üye öğretmene,
d) % 2’si kulübün yazışma ve muhasebe islerinde görevlendirilen personele,
e) % 4’ü kulübün temizlik, bakım ve beslenme işlerini yürütmekle görevli personele ayrılır.
f) Hesaplamalar Örnek Bütçe Tablosu EK-3’e göre yapılır." kuralına yer verildikten sonra, aynı maddenin 2. fıkrasında; "Ödemeler aylık; ek gösterge dâhil en yüksek Devlet memuru brüt aylığının kulüpte görevlendirilen öğretmen, usta öğretici ve koordinatör öğretmenlerden resmî görevi bulunanlar için % 80’ini, resmî görevi bulunmayanlar için % 140’ını, kulüp yönetim kurulu başkanı için % 75’ini, yönetim kurulu üyesi için % 50’sini, kulübün yazışma ve muhasebe işleri ile temizlik, bakım ve beslenme islerini yürüten personel için % 40’ını geçemez." kuralına ver verildiği;
Söz konusu Yönerge ekinde yer alan "EK-3 Çocuk Kulüpleri Örnek Bütçe Tablosu"ndaki "Gider Kalemleri Ayrıntı Tablosu"nda Yönetim Kurulunun Başkan ve Üyeleri, öğretmen, usta öğretici ve koordinatör öğretmen, temizlik bakım ve beslenme işlerini yürüten personel ve bunların kadro durumları ile brüt ücretlerinin yer aldığı; iptali istenen sonraki sütunda; "16. maddenin ikinci fıkrasına göre en fazla ödenecek net ücret" tutarlarına yer verilerek, Açıklama 1 kısmında; 16. maddenin ikinci fıkrasına göre en fazla ödenecek net ücret tutarlarının "En Yüksek Devlet Memuru Brüt Aylığına Göre" oranlarına yer verildiği ve Açıklama 2 kısmında da; gelir ve damga vergileri ile SGK prim ve diğer kesintilerin hesaplanacağının belirtildiği;
Dava konusu Yönerge'nin 16. maddesinin 2. fıkrası ile Çocuk Kulüpleri Örnek Bütçe Tablosu Ek-3'te yer alan "16. maddenin ikinci fıkrasına göre en fazla ödenecek ücret" ibaresi ve "Açıklama 1" sütununda yer alan düzenlemelerde hukukun genel ilkelerine, üst hukuk normlarına, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, öncelikle brüt ücret üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi hesaplanarak net ücret ödemesi yapıldığı, belirlenen ücretten gelir vergisinin ile damga vergisi mahsup edilmesi sonucunda net ücretin ödenmesi gerekirken, Yönerge'nin 16/2. maddesindeki hüküm nedeniyle, belirlenen tavana göre ödeme yapılarak kalan miktarın okulun temel giderlerine aktarıldığı, söz konusu düzenlemelere göre yapılan ödeme biçiminin Anayasa ve yasalara aykırılık teşkil ettiği, hak edilen ücretin bu şekilde temel giderlere aktarılmasının çalışanlara angarya yüklediği ve kesilen ücretin zorla çalıştırma yasağına, eşitlik ve hakkaniyet ilkesine de aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Anayasa'nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ve 24. maddesi dikkate alındığında idari yargı yerlerince idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden yargısal denetime tabi tutularak incelenmesi ve kararların gerekçeli olarak yazılarak dayandığı hukuki sebepler ile hükmün kararlarda belirtilmesi gerekmektedir.
Davaya konu idari işlemin hukuka uygunluk denetimini yapmakla görevli idari yargı merciince, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde sayılan unsurlar yönünden, işlemin hukuka aykırı olup olmadığına dair yargısal denetim yapılması ve bu denetim sonucunda varılan kararın gerekçeli olarak ortaya konulması gerekmekte iken, Daire kararında, davacının iddia ve taleplerine yönelik olarak ilgili mevzuatın yorumu ve iptali istenen düzenlemelerin hukuka uygunluk denetimi yapılmaksızın, yani uyuşmazlıkla ilgili herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olduğundan, temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin temyize konu 19/03/2019 tarih ve E:2018/8385, K:2019/2061 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 13/01/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

X-Anayasa'nın "Duruşmaların açık ve kararların gerekçeli olması" başlıklı 141. maddesinde, "...Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır..." hükmü yer almış,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, idari işlemlerin; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden yargısal denetime tabi tutulacağı vurgulanmış; 24. maddesinde ise, kararda bulunacak hususlar sıralanarak (e) bendinde kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesinin ve hükmün kararda belirtileceği kuralına yer verilmiştir.
Anayasa'nın 141. maddesinin 3. fıkrası ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ve 24. maddesi dikkate alındığında, idari yargı yerlerince idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden yargısal denetime tabi tutularak incelenmesi ve kararların gerekçeli olarak yazılarak dayandığı hukuki sebepler ile hükmün kararlarda belirtilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında sıklıkla değinilen Anayasa'nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş ancak bu maddede gerekçeli karar hakkından açıkça söz edilmemiştir. Anayasa'nın 36. maddesine "adil yargılanma" ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının kapsamına gerekçeli karar hakkının da dâhil olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)'nin birçok kararında yer almıştır. Dolayısıyla Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsadığının kabul edilmesi gerekir (Anayasa Mahkemesi, Abdullah Topçu, B. No:2014/8868, 19/4/2017, p. 75).
Bu bağlamda, AİHM içtihatlarına göre, genel olarak her bir karar açık, konuyla ilgili herkesin, mahkemenin neden belirli bir kararı verdiğini anlamasına imkan verecek şekilde olmalıdır (AİHM, Seryavin ve diğerleri/Ukrayna p.57-61).
Mahkeme kararlarının, hüküm fıkrası ve hükmün dayandığı gerekçe ile bir bütün olduğu, gerekçesiz karar verilmesinin mümkün olmadığı açık olduğuna göre, gerekçenin hem temyiz incelemesini yapacak merci açısından, hem de kararı uygulayacak olan idare açısından yeterli açıklıkta olması gerektiğinde kuşku yoktur.
Yargılama hukukunda, yargı (hüküm), uyuşmazlığı çözmekle görevli ve yetkili yargı yerinin yargılama sürecinin sonunda ulaştığı "sonuç"tur. Gerekçe, yargıcın çözümlemek durumunda olduğu uyuşmazlığa uygulanması gereken soyut hukuk kuralının saptanmasında, yorumlanmasında ve tüm ayrıntılarıyla ortaya konulup nitelendirilen maddi olaya uygulanmasında izlemiş olduğu yöntemi gösteren ve bu özelliği sebebiyle, yargılamanın nesnelliği ile varılan yargının doğruluğu konusunda davanın taraflarına güven, üst yargı yerine de denetleme olanağı veren açıklamadır.
Bu durumda, davaya konu idari işlemin hukuka uygunluk denetimini yapmakla görevli idari yargı merciince, 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde sayılan unsurlar yönünden, işlemin hukuka aykırı olup olmadığına dair yargısal denetim yapılması ve bu denetim sonucunda varılan kararın gerekçeli olarak ortaya konulması gerekmekte iken, Daire kararında, davacının iddia ve taleplerine yönelik olarak ilgili mevzuatın yorumu ve iptali istenen düzenlemelerin hukuka uygunluk denetimi yapılmaksızın, yani uyuşmazlıkla ilgili herhangi bir gerekçeye yer verilmeksizin davanın reddine karar verilmiş olduğundan, Daire kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi