13. Hukuk Dairesi 2018/4446 E. , 2019/3747 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ..."nın ... Projesinden 07.05.2010 tarihinde imzaladığı sözleşme ile konut satın aldığını, sözleşmede teslim süresinin 30 ay olarak belirlendiğini, ancak konutun projesinde ve diğer belgelerde belirtildiği üzere doğalgaza dönüşümlü kalorifer ısıtmalı, mutfak dolapları takılı, odaların tabanı halıfleks kaplamalı, elektrik tesisatlı ve aydınlatması tamamlanmış, çevre düzenlemesi yapılmış bir şekilde teslim edilmesi gerekirken halen teslim edilmediğini, sözleşme gereği yapılması gereken bir çok işin yapılmadığını, eksik işlerin tespit dosyasında belirlendiğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile alacağın değerinin tam ve kesin olarak belirlendiği aşamada HMK 107 gereğince arttırılmak üzere şimdilik 1000,00 TL kira alacağı ile eksik yapılan imalat nedeni ile 1000,00 TL maddi tazminatın teslim tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, konutların deprem nedeni ile 25.11.2011 tarihi itibari ile geçici teslim tutanakları ile teslim edilmeye başlandığını, davacının konutunu teslim almamasından dolayı kendilerine bir kusur yüklenemeyeceğini, ayrıca davacının ayıp ihbarında bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 1.000,00 TL kira alacağı, 1.000,00 TL eksik imalat bedeli olmak üzere toplam 2.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı ile eksik imalat bedelinin davalıdan tahsiline ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan satış sözleşmesinin “gayrimenkulün teslimi ve kullanılması” başlıklı kısmında gayrimenkulün inşaat süresi 30 ay olarak düzenlenmiştir. Her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, alacaklı, temerrüde düşen borçludan TBK.125. vd. (BK. 106. vd.) maddeleri çerçevesinde aynen ifa ve gecikmeden dolayı uğradığı zararının veya aynen ifayı reddederek müspet zararının yahut sözleşmeyi feshederek menfi zararının tazminini seçimlik olarak isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta davacı, sözleşmeyi ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemektedir. Bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK. 125. vd. (BK. 106 vd.) maddelerine göre fiili teslim tarihine kadarki süre için davacı zararını talep etmekte haklıdır. Mahkemece, fiili teslim tarihi olarak tanık beyanı esas alınmak suretiyle ve taleple bağlı kalınarak kira tazminatına hükmedilmiştir. Ne var ki, Mahkemece fiili teslim tarihi belirlenirken, site yönetiminden gelen davacının 01.07.2013 tarihi itibariyle dairesinde oturduğuna ilişkin yazıya neden itibar edilmediği kararda tartışılmamıştır. Öte yandan davacının eksik iş bedeli talebi yönünden Mahkemece, 4.000,00 TL tutarın uygun olduğu yönünde görüş bildiren bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş olmakla beraber söz konusu eksik ve kusurlu imalatların neler olduğu, bunların açık ya da gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, Kanununda öngörülen ayıp ihbar sürelerine uyulup uyumadığı gibi hususlar gerek bilirkişi raporunda gerekse kararda tartışılmamıştır. O halde mahkemece, davacının 01.07.2013 tarihi itibariyle dairesinde oturduğuna ilişkin site yönetimi yazısı ile dosyadaki diğer taraf delilleri ile birlikte değerlendirilerek fiili teslim tarihinin belirlenmesi ve bu tarih esas alınmak suretiyle kira tazminatının hesaplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi, eksik işler yönünden bir değerlendirme yapılarak bunların açık ya da gizli ayıp teşkil edip etmediğinin ve buna bağlı olarak ayıp ihbar sürelerine uyulup uyulmadığının belirlenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.