
Esas No: 2016/2529
Karar No: 2021/67
Karar Tarihi: 14.01.2021
Danıştay 13. Daire 2016/2529 Esas 2021/67 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/2529
Karar No:2021/67
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Telekom Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ... Üniversitesi Rektörlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından 26/08/2015 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen ... ihale kayıt numaralı "... Üniversitesi Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Güvenlik Sistemi Cihazı Alımı" ihalesine ilişkin olarak davacı şirket tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusunun süre yönünden reddine dair Kamu İhale Kurulu'nun (Kurul) ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce; uyuşmazlıkta, 31/08/2015 tarihli ihale komisyonu kararı ile, ihalenin davacı şirket üzerinde bırakılmasına karar verildiği, başka bir istekli tarafından idareye yapılan şikâyet başvurusu üzerine, 01/10/2015 tarihli ihale komisyonu kararı ile davacı şirketin teklifinin değerlendirme dışı bırakıldığı, ihale komisyonu kararının 02/10/2015 tarihinde onaylanarak EKAP üzerinden davacı şirkete tebliğ edildiği, davacı şirket tarafından bu tarihten itibaren on gün içinde en geç 12/10/2015 tarihinde (idareye şikâyet başvurusunda bulunmadan) doğrudan davalı idareye itirazen şikâyet başvurusunda bulunulması gerekirken, bu süre geçtikten sonra 26/10/2015 tarihinde itirazen şikâyet başvurusunda bulunulduğu, başvurunun süresinde yapılmadığı, bu itibarla, itirazen şikâyet başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kesinleşen ihale kararının bildirimine ilişkin yazıda, "Bu kararın bildiriminden itibaren 10 gün içinde idaremize şikâyet başvurusunda bulunulabilir." ifadesine yer verildiği ve bu bildirime dayanılarak idareye şikâyet başvurusunda bulunulduğu, idarenin kendilerini yanlış yönlendirmesi nedeniyle süresi içerisinde yanlış merciye müracaat edildiği, itirazen şikâyet başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacı şirket tarafından en geç 12/10/2015 tarihine kadar Kamu İhale Kurumu'na itirazen şikâyet başvurusunda bulunulması gerekirken bu süre geçtikten sonra 26/10/2015 tarihinde yapılan başvurunun süresinde olmadığı, idare tarafından kendilerinin yanlış yönlendirildiği iddiasının yerinde olmadığı, 4734 sayılı Kanun'da düzenlenen ihale sürecine ilişkin şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularına dair hükümlerin kamu düzeninden olduğu, bu hükümlerin bilinmediği yönündeki iddiaların kabul edilemeyeceği, dava konusu işlemin hukuka uygun olarak tesis edildiği, İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı şirket tarafından ileri sürülen iddiaların mesnetsiz olduğu, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
... Üniversitesi Rektörlüğü Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından 26/08/2015 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen ... ihale kayıt numaralı "... Üniversitesi Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Güvenlik Sistemi Cihazı Alımı" ihalesinin, 31/08/2015 tarihli ihale komisyonu kararı ile davacı şirketin uhdesinde bırakıldığı, bu işleme karşı ihaleye katılan diğer bir istekli tarafından yapılan şikâyet başvurusunun, idarece haklı bulunması üzerine 01/10/2015 tarihli ihale komisyonu kararı ile davacı şirketin teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verildiği, bu işlemin 02/10/2015 tarihinde davacı şirkete tebliğ edilmesi üzerine, 12/10/2015 tarihli dilekçe ile idareye şikâyet başvurusunda bulunulduğu, bu başvurunun idarece 16/10/2015 tarihinde reddedilmesi üzerine 26/10/2015 tarihinde itirazen şikâyet başvurusunda bulunulduğu, anılan başvurunun süre yönünden reddine dair Kamu İhale Kurulu'nun (Kurul) ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu; "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş; Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin korunması" başlıklı 40. maddesine, 03/10/2001 tarih ve 4709 sayılı Kanun'un 16. maddesiyle eklenen ikinci fıkrasında ise, "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." kuralı yer almıştır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 54. maddesinin birinci fıkrasında, ihale sürecindeki hukuka aykırı işlem veya eylemler nedeniyle bir hak kaybına veya zarara uğradığını veya zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia eden aday veya istekli ile istekli olabileceklerin, bu Kanun'da belirtilen şekil ve usul kurallarına uygun olmak şartıyla şikâyet ve itirazen şikâyet başvurusunda bulunabilecekleri; ikinci fıkrasında, şikâyet ve itirazen şikâyet başvurularının, dava açılmadan önce tüketilmesi zorunlu idarî başvuru yolları olduğu; 55. maddesinin birinci fıkrasında, ihale sürecindeki işlem veya eylemlerin hukuka aykırılığı iddiasıyla bu işlem veya eylemlerin farkına varıldığı veya farkına varılmış olması gereken tarihi izleyen günden itibaren 21. maddenin (b) ve (c) bentlerine göre yapılan ihalelerde beş gün, diğer hâllerde ise on gün içinde ve sözleşmenin imzalanmasından önce, ihaleyi yapan idareye şikâyet başvurusunda bulunulacağı; dördüncü fıkrasında, belirtilen süre içinde bir karar alınmaması durumunda başvuru sahibi tarafından karar verme süresinin bitimini, süresinde alınan kararın uygun bulunmaması durumunda ise başvuru sahibi dâhil aday, istekli veya istekli olabilecekler tarafından idarece alınan kararın bildirimini izleyen on gün içinde Kurum'a itirazen şikâyet başvurusunda bulunulabileceği; 56. maddesinin birinci fıkrasında, idareye şikâyet başvurusunda bulunan veya idarece alınan kararı uygun bulmayan aday, istekli veya istekli olabilecekler tarafından 55. maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen hâllerde ve sürede, sözleşme imzalanmadan önce itirazen şikâyet başvurusunda bulunulabileceği kurala bağlanmıştır.
İhalelere Yönelik Başvurular Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesinin üçüncü fıkrasında, "Şikâyet başvurusu üzerine idarece alınan kararla bir hak kaybına veya zarara uğradığını ya da zarara uğramasının muhtemel olduğunu iddia edenler bu hususa ilişkin başvuruyu itirazen şikâyet başvurusu olarak doğrudan Kuruma yaparlar." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa'nın 40. maddesine eklenen ikinci fıkranın gerekçesinde bu değişikliğin, bireylerin yargı ya da idarî makamlar önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık ve imkân sağlanması amacıyla ve son derece dağınık mevzuat karşısında kanun yolu, mercii ve sürelerin belirtilmesinin hak arama, hak ve hürriyetlerin korunması açısından zorunluluk hâline gelmesi nedeniyle yapıldığına değinilmiştir.
Anayasal düzenlemeler ve değinilen gerekçeden, Devletin, kurumları vasıtasıyla tesis edilen her türlü işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak yargı yeri veya idarî makamlar ile başvuru süresinin gösterilmesinin bir anayasal zorunluluk hâline getirildiği anlaşılmaktadır. Anayasa'nın bağlayıcılığı karşısında, bu zorunluluğa; yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının uymakla yükümlü oldukları sonucuna ulaşılmaktadır.
Anayasal düzenlemeler, kural olarak doğrudan uygulanacak hükümlerden olmayıp, yasalarda gerekli düzenlemeler yapılarak yaşama geçirilirler. Ancak, öğretide ve Anayasa Mahkemesi'nin kimi kararlarında, yürürlüğe konulması gereken yasal düzenlemede yer verilmesi gereken konuların Anayasa metninde açıkça kurala bağlandığı durumlarda, bir özel yasa ya da yürürlükteki yasalarda değişiklik yapılması gerekmeksizin Anayasa hükümlerinin doğrudan uygulanacağı kabul edilmektedir. Nitekim, Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasının doğrudan uygulanması gerektiğini, 08/12/2004 tarih ve E:2004/84, K:2004/124 sayılı kararında; 5225 sayılı Kanun'da, başvurulacak kanun yolu ve süresinin özel olarak düzenlenmemiş olmasının, Anayasa'nın 40. maddesine aykırılık oluşturmadığını belirterek benimsemiş ve kararında; bireyler hakkında kurulan işlemlere karşı kanun yolları, başvurulacak merciiler ile sürelerin belirtilmesi yönünden Devlet'e verilen görevin bir zorunluluk içerdiğine, bu zorunluluk nedeniyle her yasada özel bir düzenleme yapılması gerekmediğine değinerek, Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasının doğrudan uygulanır nitelik taşıdığını kabul etmiştir.
Tüm bu açıklamalar sonucunda; Devlet'in, işlemlerinde, bireylerin hangi kanun yolları ve merciilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğunu öngören Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasının, ayrı bir yasal düzenlemenin varlığını gerektirmeyen, doğrudan uygulanabilir nitelik taşımasından dolayı, yasama, yürütme ve yargı organlarının, idare makamlarının ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının işlemlerinde, bu işlemlere karşı başvurulacak idarî merciileri ve kanun yolları ile sürelerini belirtmesinin zorunlu olduğu ortaya çıkmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, 31/08/2015 tarihli ihale komisyonu kararına karşı ihaleye katılan diğer bir istekli tarafından yapılan şikâyet başvurusu üzerine, idarece alınan düzeltici işlem kararı uyarınca, davacı şirketin teklifinin değerlendirme dışı bırakılmasına yönelik 01/10/2015 tarihli ihale komisyonu kararının 02/10/2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, kararın bildirimine ilişkin yazıda, "Bu kararın bildiriminden itibaren 10 gün içinde idaremize şikâyet başvurusunda bulunulabilir." ifadesinin yer aldığı, dolayısıyla davacı şirketin ihale komisyonu tarafından şikâyet başvurusuna yönlendirildiği, başka bir anlatımla, komisyon kararının davacı şirketi yanlış merciye yönlendirdiğinden, yukarıda belirtilen Anayasal zorunluluk karşısında itirazen şikâyet başvurusunun süresinde olmadığının kabul edilemeyeceği sonucuna varıldığından, başvurunun süre yönünden reddine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, başvurunun süre yönünden reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukukî isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ilk derece ve temyiz yargılama giderleri toplamı …-TL ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın ve istemi hâlinde ilk derece aşamasında kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 14/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
