Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/196
Karar No: 2019/5442
Karar Tarihi: 03.04.2019

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2019/196 Esas 2019/5442 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2019/196 E.  ,  2019/5442 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    Alacaklı tarafından borçlular aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların yasal sürede icra dairesine verdiği itiraz dilekçelerinde, yetkili icra dairesinin ... İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek ... İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, ayrıca borcun zamanaşımına uğradığını, alacaklıya borçlarının bulunmadığını bildirerek borca ve fer’ilerine de itirazda bulundukları, bunun üzerine alacaklının borçluların itirazları ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece ilk olarak yetki itirazı değerlendirilmeksizin davanın kabulü ile takibin devamına karar verildiği, Dairemizin 23.01.2017 tarih ve 2016/9433 E. - 2017/825 K. sayılı ilamı ile; “... mahkemece, öncelikle alacaklının, yetki itirazının kaldırılması isteminin çözümlenmesi ve borçluların yetki itirazı yerinde görülmez ise, borca itirazın kaldırılması talebinin incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının kaldırılması istemi incelenmeksizin ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...” gerekçesi ile hükmün bozulduğu, bozma üzerine, mahkemece, yetkiye ve borca itirazın kaldırılması ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verildiği görülmüştür.
    2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 50. maddesinin birinci fıkrasına göre; HMK"nın yetkiye ilişkin hükümleri, para ve teminat alacaklarına dayalı takiplerde kıyas yolu ile uygulanır. Konusu para ve teminat alacaklarına ilişkin davalarda yetki, genel yetki kuralına göre çözümlenir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1086 Sayılı HUMK"nın 22. maddesinde; tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri, buna göre tüzel kişilerin yanında gerçek kişilerin de yetki sözleşmesi yapabilecekleri düzenlenmiş bulunmakta idi.
    6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde
    açılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir.
    Yetki sözleşmesine ilişkin olarak yapılan bu düzenlemede, tacirler veya kamu tüzel kişileri ile diğer kişiler, yetki sözleşmesi yapmak açısından birbirinden ayırt edilmiştir. Tacirler veya kamu tüzel kişileri, kendi aralarındaki hukuki ilişkilerde hukuken eşit konumda sayılabilirler. Buna karşılık, tacirler veya kamu tüzel kişileri, gerçek kişiye göre, daha güçlü konumda bulunmaktadır. Daha zayıf konumda olan kişilerin daha güçlü olan tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı korunma ihtiyacının ortaya çıkması nedeniyle kanun koyucu böyle bir düzenlemeye gitmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, yeni düzenlemeye bakıldığında, tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki diğer kişilerin, kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmaları da kabul edilmemiştir.
    Söz konusu düzenleme ile ilgili olarak belirtilmesi gereken bir başka husus da, yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmasının aranmasıdır. Diğer bir anlatımla, maddedeki tacirden anlatılmak istenen, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; alacaklının kredi sözleşmesine dayanarak 24.06.2013 tarihinde ilamsız takibe başladığı, kredi sözleşmesinde ... (icra dairelerinin) mahkemelerinin yetkili kılındığı, ödeme emrinin borçlu ...’e 23.07.2013 tarihinde, diğer borçlu...’a 22.07.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların yasal süresinde icra dairesine yetkiye, borca ve fer’ilerine itiraz ettikleri, ayrıca dava dışı diğer borçlular yönünden de ... icra dairesinin yetkisinin kesinleşmediği görülmektedir. Bu durumda, HMK’nın 448. maddesi gereğince, bu kanun hükümlerinin tamamlanmamış işleri etkilememek kaydıyla (olayımızda tamamlanmamış bir iş bulunduğundan) derhal uygulanacağı ilkesi de dikkate alınarak, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK’nın 17. maddesi kapsamında itirazın değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Somut olayda, borçluların kredi sözleşmesinde adreslerinin bulunmadığı, ancak kredi borcu nedeni ile çekilen ihtarnamelerin ve ödeme emirlerinin borçlulara ...’da tebliğ edildiği, borçluların da ... icra dairelerinin yetkili olduğunu iddia ettikleri görülmektedir. Her ne kadar kredi sözleşmesinde ... mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili olduğu yazılmış ise de, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesi gereğince taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesi geçersizdir.
    O halde, mahkemece, borçluların yetkiye yönelik itirazının kabulü yerine işin esası incelenerek yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ: Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    03/04/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi