Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2233
Karar No: 2021/64
Karar Tarihi: 11.02.2021

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2233 Esas 2021/64 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi



1. Taraflar arasındaki “hizmet tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Gaziantep 5. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalılar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalılar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili ile Şencam Porselen Tic. Paz. İth. İhr. Ltd. Şti tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 06.11.2006-21.01.2014 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını ancak 06.11.2006-01.01.2012 tarihleri arasındaki hizmetlerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna hiç bildirilmediğini, 01.01.2012 tarihinde sigorta girişi yapılarak 30.12.2013 tarihine kadar sigortalılığının devam ettiğini, bu süre içinde de her ay tam çalışmasına rağmen 2012 yılının 5, 6, 7, 8 ve 12. aylarında çalışmalarının aylık bazda 25 gün eksik bildirildiğini, sigortasının yapılmasını talep edince işten çıkarıldığını, tek vardiya hâlinde günde 10 saat çalıştığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 06.11.2006-01.01.2012 tarihleri arasında hiç bildirilmeyen hizmetleri ile 2012 yılında toplam 125 günlük hizmetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; davanın kamu düzenini ilgilendiren yönü nedeniyle işverenin kabulü yeterli olmayıp öncelikle işveren ve Kurumdaki belge ve kayıtlardan hareketle iddia edilen çalışmaların tespiti gerektiğini, iddianın sadece tanık beyanına dayandırılması hâlinde ise tanık beyanlarının inandırıcılığı üzerinde durularak gerektiğinde işyerinin kapasitesi ve niteliği ile tanık beyanlarının denetlenmesi bakımından keşif yapılması gerektiğini, öte yandan davacının tespitini talep ettiği dönemlere ilişkin Kurumda bilgi ve belge bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
6. Davalı ... ile davanın teşmil edildiği davalı Şencam Porselen Tic. Paz. İth. İhr. Ltd. Şti. davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkeme Kararı:
7. Gaziantep 5. İş Mahkemesinin 26.12.2014 tarihli ve 2014/83 E., 2014/365 K. sayılı kararı ile; bordro tanıkları ile komşu işyeri tanıklarının beyanlarından davacının 31.01.2012 tarihinden önceki tespiti istenen dönemde davalı şirkete ait işyerinde kesintisiz çalıştığının anlaşıldığı, 2013 yılı içinde ücretsiz izne ayrıldığına ilişkin tutanaklardaki inkar edilen imzaların dava dilekçesi ekinde sunulan vekaletnamede parmak izi bulunduğundan davacıya ait olmadığının görüldüğü, bu nedenle 2013 yılında da çalışmasının kesintisiz olduğu kanısına varıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının 06.11.2006-01.01.2012 tarihleri arasında ve 2013 yılı içerisinde bildirilmeyen 125 günlük sürede davalı şirkete ait işyerinde asgari ücretle hizmet sözleşmesine dayalı olarak çalıştığının tespitine, davalı ... hakkındaki davanın ise pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı:
8. Gaziantep 5. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar SGK ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
9. Yargıtay 10. Hukuk Dairesince 11.05.2015 tarihli ve 2015/4838 E., 2015/9199 K. sayılı kararı ile; "...Davacı, davalı şirket işyerinde hamal olarak, 6.11.2006-1.1.2012 tarihleri arası ve 2013 yılından 125 gün çalıştığının tespitini istemiş, Mahkemece, tanık anlatımlarına dayanılarak, hizmet tespiti istemi aynen hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasanın 86. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de gözönünde bulundurulmalıdır.
Mahkemece verilen hüküm, eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; işyeri kapsam ve mahiyeti araştırılarak, işyerinin cam ve porselen işyeri olduğu bu işyerinde malzemelerin indirilmesi ve yüklenmesi işlemlerinin nasıl ve ne sıklıkta yapıldığı, bu indirme ve yükleme sırasında, taşıma işinde sürekli davacının çalışıp çalışmadığı, davalı işyerindeki mevcut sevk ve irsaliyelerde davacının imzasının bulup bulunmadığı araştırılmalı, piyasa hamallığı ve günü birlik iş yaparak geçimini sağlayıp sağlamadığı, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışıp çalışmadığının tespiti için bu yönde piyasa hamallarının bağlı bulunduğu Serbest Hamallar Odası veya Yük Taşıyıcıları Odası vs. gibi bir oda veya dernek varsa davacının kaydı olup olmadığı sorulmalı, davacının bu döneme ilişkin olarak vergi ve oda kaydının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, bilahare tarafları bilir, tarafsız başkaca kamu tanıkları tespit edilip, taraflar arasında hizmet akdinin unsurlarının mevcut olup olmadığı tespit edilmek suretiyle, davacının serbest piyasa hamalı şeklinde çalışıp çalışmadığı araştırılmalı; çalışmanın varlığı, süresi ve sürekliliği ile çalışmanın varlığı halinde kısmi ya da tam gün olup olmadığı da belirlenip tartışılarak, toplanan tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek
sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.


Direnme Kararı:
10. Gaziantep 5. İş Mahkemesinin 02.10.2015 tarihli ve 2015/147 E., 2015/295 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten toplanan delillerin hüküm vermeye yeterli olduğu, öte yandan davacının kardeşi tarafından aynı avukatla takip edilen davanın bu dava ile birlikte yürütüldüğü, aynı delillerle aynı tarihte verilen davanın kabulüne ilişkin kararın aynı Daire tarafından onandığı, bu nedenle hukuk güvenliğinin zedelenmemesi açısından aynı delillere dayanan bu davada da eksik inceleme ve araştırma bulunmadığı gerekçesi ile önceki hükümde direnilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
11. Direnme kararı süresi içinde davalılardan SGK vekili ile Şencam Porselen Tic. Paz. İth. İhr. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK
12. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının 06.11.2006-01.01.2012 tarihleri arasında ve 2013 yılı içinde 125 gün davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti bakımından mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

III. GEREKÇE
13. 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun (5510 sayılı Kanun) Geçici 7. maddesinin birinci fıkrasında; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı, 02/09/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17/07/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanun’un Geçici 20"inci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiili hizmet süresi zammı, itibari hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler” yönünde düzenleme bulunmaktadır.
14. Bu durumda, 01.10.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin hizmet tespiti uyuşmazlıklarında 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu (506 sayılı Kanun); bu tarihten sonraki dönem bakımından ise 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekecektir.
15. Öncelikle ifade etmek gerekir ki, mülga 506 sayılı Kanun ve 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının “a” bendi kapsamında sigortalı niteliğini kazanmanın koşulları başlıca üç başlık altında toplanmaktadır.
16. Bunlar: a) Çalışma ilişkisinin kural olarak hizmet sözleşmesine dayanması, b) işin işverene ait işyerinde ya da işyerinden sayılan yerlerde iş organizasyonu içerisinde yapılması, c) çalışanın 506 sayılı Kanun’un 3. maddesinde (5510 sayılı Kanun’un 6. maddesi) belirtilen istisnalardan olmaması şeklinde sıralanabilir. Sigortalı olabilmek için bu koşulların bir arada bulunması zorunludur.
17. Dolayısıyla sigortalı olarak çalışabilmenin temel koşulu, hizmet sözleşmesine dayalı çalışmanın bulunmasıdır. Bu anlamda bir sözleşme, hizmet sözleşmesi olarak kabul edilmediğinde sigortalılıktan da söz edilmesi de mümkün olmayacaktır.
18. İşçi ve sigortalı kavramlarının tanımında hizmet sözleşmesinden hareket edilmekteyse de, 4857 sayılı İş Kanunu (4857 sayılı Kanun) ile yürürlükten kaldırılan 1475 sayılı İş Kanunu’nda ve 506 sayılı Kanun’da bu sözleşmenin tanımına ilişkin bir hükme yer verilmemiştir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 8. maddesinde, “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.” tanımlaması yapılmıştır. Belirtmek gerekirse, 4857 sayılı İş Kanunu’nda “Hizmet akdi” sözcüğü terk edilmiş, yerine “İş sözleşmesi” ifadesi kullanılmıştır.
19. Hizmet akdi, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 313. maddesinin birinci fıkrasında ise, “Hizmet akdi, bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeği taahhüt eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımda sadece hizmet ve ücret unsurları belirgin iken, 4857 sayılı Kanun’da daha önce Anayasa Mahkemesi ve öğretinin de kabul ettiği gibi “bağımlılık” unsuruna da yer verilmiştir. 5510 sayılı Kanun’un 3/11. maddesinde ise, hizmet akdinin 22.04.1926 tarihli ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda tanımlanan hizmet akdini ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesini veya hizmet akdini ifade edeceği belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, 506 sayılı Kanun döneminde sigortalı niteliğini kazanmanın koşulları 5510 sayılı Kanun döneminde de farklılık arz etmemektedir.
20. Hemen belirtilmelidir ki, 5510 sayılı Kanun’un atıf yaptığı 818 sayılı Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (6098 sayılı Kanun) ile yürürlükten kaldırılmıştır. 6098 sayılı Kanun’un 393. maddesinin birinci fıkrasına göre, “Hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi, işverenin de ona zamana ve yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.”. Bu hâliyle 5510 sayılı Kanun’un 3/11. maddesi uyarınca 818 sayılı Borçlar Kanunu’na yapılan atfın artık 6098 sayılı Kanun’un 393. maddesinin birinci fıkrasına yapıldığının kabulü gerekecektir.
21. Sigortalılık niteliğinin kazanılması açısından işveren ile çalıştırılan kişi arasında hizmet sözleşmesinin yapılması tek başına yeterli değildir. Ayrıca işin işverene ait işyerinde ya da işyerinden sayılan yerlerde yapılması gerekmektedir. Mülga 506 sayılı Kanun’un 5. maddesine göre (5510 sayılı Kanun’un md. 11) işyeri, bir hizmet sözleşmesine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların işlerini yaptıkları yerdir. İşin niteliği ve yürütümü bakımından işyerine bağlı bulunan yerlerle dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır.
22. Ayrıca 5510 sayılı Kanun"un geçici 7. maddesi uyarınca, uygulama yeri bulan 506 sayılı Kanun"un 2. ve 6. maddelerinde öngörülen koşulların oluşmasıyla birlikte çalıştırılanlar, kendiliğinden sigortalı sayılırlar. Ancak, bu kimselerin ayrıca aynı Kanun’un 3. maddesinde sayılan istisnalara girmemesi gerekir. Çalıştırılanların, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın sigortalı niteliğini kazanmaları 506 sayılı Kanun"un 6. maddesinin birinci fıkrasında yer alan açık hüküm gereğidir (5510 sayılı Kanun 4 ve 92. maddeleri).
23. Ne var ki, sigortalıların bazı haklardan yararlanmaları öncelikle Kuruma bildirilmeleri, belirli süre prim ödemiş olmaları ve kanunun gerektirdiği bilgilerin açık bir şekilde bilinmesi koşullarına da bağlıdır. Anılan bilgi ve belgelerin Kuruma ulaştırılmaması veya eksik ulaştırılması hâlinde ise bildirimsiz (kaçak) çalıştırma olgusu ortaya çıkacaktır. Bu durum, prim ve gelir vergisi ödememek için işverenlerce sıklıkla başvurulan bir yol olup, ülkenin gerçeklerinden biridir. İşte bu noktada, işçinin birtakım yasal haklardan yararlanabilmesi için sigortalı hizmetinin tespitini istemesi gereği ortaya çıkmaktadır.
24. Belirtilen amaca yönelik davaların yasal dayanaklarından 506 sayılı Kanun"un 79. maddesinin onuncu fıkrasında “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tespit edilmeyen sigortalıların hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak hizmet tespiti isteyebilecekleri” düzenlemesine; 5510 sayılı Kanun’un 86. maddesinin sekizinci fıkrasında ise “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
25. Sigortalı tarafından açılan hizmet tespiti davasında her türlü delille kanıtlanabilen çalışma olgusunun usulünce belirlenmesinden sonra, bu çalışmanın sigortalı çalışma olup olmadığı ve çalışılan zaman üzerinde durulmalıdır.
26. Sosyal güvenlik hukukunun hem kamu hukuku hem de özel hukuk alanında kalan özellikleri dikkate alındığında, özellikle hizmet tespiti davalarında kendiliğinden araştırma ilkesinin ağır bastığı görülür. Gerçekten hizmet tespiti davaları, taraflarca hazırlama ilkesi kapsamı dışında olup, kendiliğinden araştırma ilkesi söz konusudur.
27. Sigortalılık başlangıç tarihi ve hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi icap ettiği Yargıtay’ın yerleşmiş içtihadı gereği olduğundan, kamu düzenini ilgilendiren hizmet tespiti davalarında, hâkimin özel bir duyarlılık göstererek delilleri kendiliğinden toplaması ve sonucuna göre karar vermesi gerekir. Kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı bu davalarda ispat yükü, bir tarafa yüklenemez.
28. Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunması olduğundan, tespiti istenen dönemde kişinin sigortalı niteliği taşıyıp taşımadığı ile yapılan işin Kanun kapsamına girip girmediği araştırılmalıdır. Çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu ancak bu koşullar varsa inceleme konusu yapılabilecektir.
29. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabileceğinden bu davalarda işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile Kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, mümkün oldukça tespiti istenen dönemde iş yerinin yönetici ve görevlileri, işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın iş yerlerinde, tarafları veya işyerini bilen veya bilebilecek durumda olanlar zabıta marifetiyle araştırılarak saptanmalı, sigortalının hangi işte hangi süre ile çalıştığı, çalışmanın konusu, sürekli, kesintili, mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında beyanları alınarak, tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli, beyanları diğer yan delillerle desteklenmelidir.
30. Bu amaçla tanıkların hizmet tespiti istenen tarihte işyeri veya komşu işyeri sigortalısı ya da işvereni olup olmadıkları araştırılmalı, davalı Kurumdan, bu kişilerin belirtilen tarihte sigortalılık bildirimlerinin hangi işyerinden yapılmış olduğu da sorularak, elde edilen bilgilerin ifadelerde belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediği de irdelenmeli, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmelidir.
31. Diğer taraftan bu davalarda, işverenin çalışma olgusunu kabulü ya da reddinin tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı da göz önünde tutulmalıdır.
32. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 04.07.2012 tarihli ve 2012/21-137 E., 2012/433 K.; 25.09.2013 tarihli ve 2013/21-182 E., 2013/1401 K.; 29.11.2017 tarihli ve 2015/10-3342 E., 2017/1542 K.; 27.06.2018 tarihli ve 2016/21-2358 E., 2018/1289 K.; 12.03.2019 tarihli ve 201/5/10-1862 E., 2019/280 K.; 14.11.2019 tarihli ve 2016/10-374 E., 2019/1184 K. ile 16.12.2020 tarihli ve 2017/21-2336 E., 2020/1044 K.; sayılı ile sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
33. Somut olayda; davacının tespitini talep ettiği 06.11.2006-01.01.2012 tarihleri arasındaki dönemde davalı işyerinden ya da başka bir işyerinden Kuruma bildirilen çalışması bulunmadığı, davalı şirkete ait ... 027 08 19 sicil numaralı işyerine 31.01.2012 tarihinde girişi yapılarak 2012 yılının tamamında; 2013 yılının Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Eylül, Ekim ve Kasım aylarında aylık 30 gün üzerinden; 2013 yılının Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Aralık aylarında ise aylık bazda 5 gün üzerinden hizmet bildirildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Gaziantep İl Müdürlüğünün 02.06.2014 tarihli yazısı ekinde gönderilen 2013 yılı Mayıs, Temmuz ve Ağustos aylarına ilişkin eksik gün bildirim formlarında eksik gün bildirim nedeninin "kod 21 (diğer ücretsiz izinli)" olarak gösterildiği, eksik gün bildirim formlarının eki olan ve davacıya atfen imza bulunan "Tutanaktır" başlıklı belgelerde davacının işlerinden dolayı ücretsiz izne ayrıldığının yazılı olduğu, davacı vekilinin 09.09.2014 tarihli dilekçesinde davacının izne ayrıldığına ilişkin tutanakların gerçeği yansıtmadığını, ücretsiz izne çıktığı belirtilen tarihlerde işyerinde fiilen çalıştığını, ayrıca tutanaklar altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını belirttiği, dava dilekçesi ekinde bulunan Gaziantep 3. Noterliğinin 31.01.2014 tarihli ve 02773 yevmiye numaralı vekaletnamesinin davacının okur yazar olmadığını belirtmesi nedeniyle iki tanık huzurunda düzenlendiği ve davacının vekaletnameyi parmak izi ile onayladığı, Gaziantep İl Müdürlüğünün 12.02.2014 tarihli yazısında ise 23.05.2001 tarihinde Kanun kapsamına alınan davalı işyerinde denetim yapılmadığı, davacının 4/1-a (SSK) kaydı dışında herhangi bir sigortalılığına rastlanmadığının bildirildiği, ayrıca 2006 yılının Kasım ayından 2012 yılının Ocak ayına kadar olan dönem bordrolarının gönderildiği, mahkemece bilgisine başvurulan bordro tanığı ..."un davalı işyerinde çalışmadığını ancak Gatem"de işyerinin bulunduğunu, davacı ve kardeşinin davalının yük indirme işlerini yaptıklarını, normalde serbest hamalların çay ocaklarında beklediklerini ancak davacı ve kardeşini genelde davalının işyerinde gördüğünü belirttiği; komşu işyeri çalışanı ve sahibi olan tanıkların ise davacının davalı işyerindeki çalışmalarını doğrular yönde bilgi verdikleri görülmüştür.
34. Bu durumda yukarıda yapılan açıklamalara, somut olaya ilişkin maddi ve hukuki olgulara göre; toplanan deliller kapsamında davacının davalı şirkete ait işyerinde tespitine karar verilen tarihler arasında hizmet akdi ile çalıştığının kanıtlandığı, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğu, bu nedenle de direnme kararının onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
35. Hâl böyle olunca usul ve yasaya uygun direnme kararı onanmalıdır.
36. Dava tarihinin 06.02.2014 olmasına rağmen direnme kararında "21.06.2015" olarak yazılması ise, mahalinde her zaman düzeltilmesi mümkün maddi hata olarak kabul edildiğinden esas etkili görülmemiş ve bozma nedeni yapılmamıştır.

IV. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalılar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili ile Şencam Porselen Tic. Paz. İth. İhr. Ltd. Şti."nin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11.02.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi