22. Hukuk Dairesi 2015/8584 E. , 2016/15965 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı ... Tur. Ltd. Şti. avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ve fazla çalışma alacaklarını, birleşen dava ile de işsizlik ödeneğini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Şirket, davacının haklı bir sebep olmaksızın istifa ederek işten ayrıldığını ancak davacının istifa ettiği tarihte otelin iş yoğunluğu dikkate alınarak sezon bitimine kadar çalışmasının istendiğini, izinlerin otelin müşteriye kapalı olduğu kış aylarında kullandırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen dosya davalısı ..., davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı ... İnş. San. Ltd. Şti. temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda; davacının fazla çalışma talebi tanık anlatımlarına göre hesaplanıp hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftanın altı günü 07:30-20:00 saatleri arasında çalıştığı ve bir buçuk saat ara dinlenmesinin düşülmesi ile haftada yirmi bir saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilmiştir. Taraf iddia ve savunmaları, tanık anlatımları, davacının çalıştığı işyeri ve yaptığı iş ile dosyadaki diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının sezon dışı dönemde haftanın altı günü 08:30-18:30 saatleri arasında bir saat ara dinlenmesi ile çalıştığı ve haftada dokuz saat fazla çalışma yaptığının kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Bu durumda, davacının fazla çalışma alacağı sezonda haftada yirmi bir saatten, sezon dışı dönemde ise haftada dokuz saatten hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Genel tatil alacağı yönünden de aynı ilke geçerlidir.
Somut olayda; dosyadaki bir kısım ücret bordrolarında fazla çalışma ve genel tatil ücreti tahakkuk ettirildiği, ancak bordroların imzasız olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davacının ücretini aldığı bankadan banka hesap hareketleri celp edilmeli ve imzasız bordro ile tahakkuk ettirilen fazla çalışma ve genel tatil ücretinin ödenip ödenmediği tespit edilerek, ödeme yapıldığının anlaşılması halinde ödenen tutarlar hesaplanan alacaklardan mahsup edilmelidir. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Kabule göre de; mahkemece asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı ret vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına rağmen, birleşen dava yönünden kurulan hükümde vekalet ücretinin “davalılara verilmesine" karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde “davalıya verilmesine” yazılması da hatalı olmuştur.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.