4. Ceza Dairesi 2020/15349 E. , 2021/5904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Özel hayatın gizliliğini ihlal, bilişim sistemindeki verileri bozma yok etme değiştirme, hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet, karar verilmesine yer olmadığı
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre ve sanık müdafisinin temyizinin özel hayatın gizliliğinin ihlali suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik olduğu, katılan vekilinin temyizinin ise, sanık hakkında hakaret ve tehdit suçundan ayrı ayrı verilen beraat hükümleri ile bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, değiştirme suçundan karar verilmesine yer olmadığı kararına yönelik olduğu belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1) Sanığa atılı tehdit ve hakaret eylemlerine ve yükletilen suçlara yönelik katılan ... vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2) Bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, değiştirme suçundan karar verilmesine yer olmadığı kararı ve özel hayatın gizliliğinin ihlali suçundan mahkûmiyet kararına yönelik temyizlerde ise, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
a) TCK"nın 226. maddesinde düzenlenen müstehçenlik suçunun üçüncü fıkrasında müstehcenliğe karşı çocukları korumaya yönelik iki ayrı suç tanımına yer verilmiştir. Bunlardan birincisi; müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukların kullanılması suretiyle oluşmaktadır. İkinci suç ise, bu ürünlerin ülkeye sokulması, çoğaltılması, satışa arzı, satışı, nakli, depolanması, ihracı, bulundurulması ya da başkalarının kullanımına sunulması fiillerinden birinin işlenmesiyle oluşmaktadır.
Beşinci fıkraya göre; üç ve dördüncü fıkralardaki suçların konusunu oluşturan ve müstehcenlik bakımından mutlak yasak kapsamına giren ürünlerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması, yayınlanmasına aracılık edilmesi ya da çocukların görmesinin, dinlemesinin veya okunmasının sağlanması, ayrı bir suç oluşturmaktadır.
Yapılan açıklamalar ışığında incelemeye konu olayda; sanığın yaşı küçük katılan ...’a ait çıplak fotoğrafları, katılanın kullanımında olan “facebook” isimli sosyal paylaşım sitesinde bulunan hesap içeriğine girerek alması şeklinde gerçekleşen eylemde, sanığın aşamalardaki ikrarı da dikkate alınarak, sanığın yaşı küçük katılana ait müstehcen içerikli görüntüleri depoladığı, eylemin hem TCK"nın 226/3. maddesinin son cümlesinde tanımlanan müstehcenlik, hem de özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarını oluşturacağından, tek eylemle birden fazla suçun oluşması nedeniyle sanık hakkında TCK"nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca, bu suçlara ilişkin en ağır cezayı öngören TCK"nın 226/3. maddesi uyarınca mahkûmiyet hükmü kurulması gerekirken, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Sanığın yaşı küçük katılan ...’a ait çıplak fotoğrafları katılanın akrabaları olan Hasan Arslan, Emine Kul, Yılmaz Kul ve yaşı küçük katılanın arkadaşları Salih Elmas ve ..."e facebook üzerinden gönderdiği bu suretle mağdurenin müstehcen görüntülerini depolamak ve yayınlamak suçlarını ayrı ayrı işlediğinin iddia olunduğu olayda, sanığın savunmasında “…akrabalarını uyarmak amacıyla Hasan Arslan, Yılmaz Kul ve ..."e bu fotoğrafları gönderdim, …, ben facebook adresinde herhnagi birşeyi silmedim, sadece oradan elde ettiğim fotoğrafları başka yere gönderdim” şeklinde ikrar içeren beyanı karşısında, her ne kadar sanığın eylemi TCK"nın 226/3. maddesinin son cümlesi ve 226/5. maddesindeki iki ayrı suçu oluştursa da, TCK"nın 44. maddesinde tanımlanan fikri içtima kuralı gereğince en ağır cezayı öngören ve sanığın bu görüntüleri internet ortamında yayınlaması nedeniyle TCK"nın 226/5. fıkrasıyla uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden, suçun vasfında hataya düşülerek, yasal ve yerinde olmayan gerekçeyle, sanığa atılı eylemin TCK"nın 134. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında kaldığı, sanık hakkında bu suçtan verilmiş bir mahkumiyet bulunduğundan, bu eylem nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlali suçundan ayrıca hüküm kurulmasına yer olmadığı şeklinde karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve katılan ... vekili ve sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.