
Esas No: 2020/3785
Karar No: 2021/153
Karar Tarihi: 20.01.2021
Danıştay 3. Daire 2020/3785 Esas 2021/153 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/3785
Karar No : 2021/153
Kararın Düzeltilmesini İsteyen : 1-…
2- … Vergi Dairesi Müdürlüğü
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Davacı adına, ... İnşaat Malzemeleri ve İnşaat Petrol Turizm Gıda Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi'nin 2013 yılına ait kurumlar vergisi ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla düzenlenen 04/12/2015 tarih ve … ve … takip numaralı ödeme emirlerini; 25/02/2013 tarihinde alınan ve 06/03/2013 tarih ve 8272 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan ortaklar kurulu kararıyla tüm hisselerini devrederek ortaklıktan ayrılan davacının ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonra doğan kamu alacağından sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle iptal eden .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:......, K:...... sayılı kararının; dava konusu ödeme emirlerinin içerdiği kamu alacağının 06/03/2013 tarihinden sonraki döneme isabet eden kısmı yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemini aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle reddeden, kamu alacağının, 2013 yılına ilişkin kurumlar vergisi ve gecikme faizinden oluştuğu olayda, hisse devrine ilişkin ortaklar kurulu kararının 06/03/2013 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmesi suretiyle ortaklık sıfatı sona eren davacı bu tarihe kadar olan şirket tüzel kişiliğine ait kamu alacağından hissesi oranında sorumlu tutulabileceğinden, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği ve idarece kamu alacağının şirketten tahsiline ilişkin tüm takip yollarının tüketilip tüketilmediği araştırılarak yeniden karar verilmek üzere dava konusu ödeme emirlerinin içerdiği kamu alacağını davacının ortaklık sıfatının sona erdiği tarihten önceki dönemlere isabet eden kısmı yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrasını bozan Danıştay Üçüncü Dairesinin 09/12/2019 tarih ve E:2016/13975, K:2019/6966 sayılı kararının; davacı tarafından usul ve hukuka aykırı düştüğü, dava konusu ödeme emirlerinin 2013 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin 2014 yılı Nisan ayı içerisinde verilmesi ile tahakkuk eden bir borcu içerdiği, asıl borçlu şirketin ortaklığından ayrılışının tescil edildiği 06/03/2013 tarihinde henüz bir borcun oluşmadığı, kurumlar vergisinin bir bütünlük teşkil ettiği, bölünemeyeceği, ödeme emri düzenlenirken 06/03/2013 tarihine kadar ve sonrası için ayrı bir hesap yapılmadığı, borcun tahakkuk ettiği Nisan 2014 dönemindeki yetkili ve ortakların borçtan sorumlu tutulabilecekleri, Ocak ila Mart dönemlerinde geçici vergi beyannameleri matrahsız verildiğinden 06/03/2013 tarihinde bir borç doğmadığı, amme alacağının öncelikle asıl borçlu şirketten, daha sonra ise kanuni temsilciden aranması gerektiği, aynı şirketin ortağı Fatih Silin hakkında aynı borçtan dolayı düzenlenen ödeme emrini, 06/03/2013 tarihinde devredilen ortaklık sonrasında sorumlu olmadığı gerekçesiyle iptal eden vergi mahkemesi kararına yöneltilen istinaf isteminin reddedildiği, davalı idare tarafından ise gerekçenin yeterli olmadığı, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek düzeltilmesi istenmiştir.
Savunmanın Özeti : Taraflarca savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi :Davacı kararın düzeltilmesi isteminin kısmen kabulü ile Danıştay Üçüncü Dairesince verilen kararın kaldırılıp, vergi mahkemesi kararının dava konusu 04/12/2015 gün ve … ve … takip numaralı ödeme emri içeriği alacaklarının 25/02/2013 tarihinden önceki döneme isabet eden kısmının iptaline yönelik hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince davacının kararın düzeltilmesi istemine ilişkin dilekçesinde ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan, davacının kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Danıştay Üçüncü Dairesinin 09/12/2019 tarih ve E:2016/13975, K:2019/6966 sayılı kararının; 04/12/2015 tarih ve … ve … takip numaralı ödeme emirleri içeriği kamu alacaklarının 06/03/2013 tarihinden önceki döneme isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına karar verildikten sonra temyiz istemi bu yönden yeniden incelenerek işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz istemine konu edilen Vergi Mahkemesi kararının; dava konusu ödeme emirlerinin, 25/02/2013 ila 06/03/2013 tarihleri arasındaki döneme ait kamu alacaklarından kaynaklanan kısmı yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Dairemizce de uygun görülmüştür.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinin birinci fıkrasında, limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kurala bağlanmıştır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun limited şirketlerde idare ve temsil yetkisini düzenleyen 540. maddesinde, limited şirketlerle ilgili olarak aksi kararlaştırılmış olmadıkça ortakların hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlemlerini idareye ve şirketi temsile yetkili oldukları, 595. maddesinde ise esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılacağı ve tarafların imzalarının noterce onanacağı kurala bağlanmıştır.
6183 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile limited şirket ortaklarını, şirket tüzel kişiliği hakkındaki takip yollarının usulüne uygun biçimde tüketilmesine karşın şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında sorumlu tutulmasına hükmedilmiştir.
Bir borç ilişkisinde taraf olma durumunu temsil etmekle birlikte pay; kanun koyucu tarafından bağımsız bir hak olarak kabul edilmekte ve bu taraf olma durumunun bir işlemle devrine, intikaline veya üzerinde hukuki işlem yapılmasına olanak vermektedir. Payın devralana geçirilmesi, devir işleminin tam olarak gerçekleşmesini gerekli kılar. Devir işlemi iki aşamadan oluşmakta; bu aşamalardan ilki devreden ve devralan arasında yapılan devir sözleşmesidir. Sözleşmenin devri, bir tasarruf işlemi olup, işlem sözleşmede taraf olma durumunun devri olduğundan, bir hukuki ilişkinin bir hukuki işlemle başka kişiye geçirilmesi amaçlanmaktadır. Görünüşte payın devri olarak ortaya çıkan bu işlemde gerçek amaç, devralanın limited ortaklıkta ortak sıfatını kazanmasıdır. Bu nedenle devir sözleşmesi tek başına payın ve buna bağlı olarak ortak sıfatının geçmesi sonucunu doğuramayacak, bu işlem ortaklık onayıyla tamamlanacak, ancak payın devrinin ortaklar tarafından tasdikiyle, devir sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren ortaklık sıfatının kazanıldığı sonucuna varılacaktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının şirketteki hissesini 25/02/2013 tarih ve 02 sayılı ortaklar kurulu kararıyla devrettiği, bu kararın 06/03/2013 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği, dava konusu 04/12/2015 gün ve … ve … takip numaralı ödeme emirlerine konu kamu alacaklarının, 05/06/2015 tarihinde verilen düzeltme beyannamesi üzerine tahakkuk ettirilip ödenmeyen 2013 yılına ait kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluştuğu anlaşılmıştır.
Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeler uyarınca, hisse devrinin gerçekleştiği 25/02/2013 tarihine kadar davacının ortak sıfatıyla sorumluluğun devam ettiği açık olduğundan, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği ve idarece kamu alacağının şirketten tahsiline ilişkin tüm takip yollarının tüketilip tüketilmediği araştırılarak yeniden karar verilmek üzere ödeme emirlerinin belirtilen tarih öncesine isabet eden kamu alacakları yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulüyle .... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:......, K:...... sayılı kararının, … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirleri içeriği alacaklarının, 25/02/2013 tarihinden önceki döneme isabet eden kısmının iptaline yönelik hüküm fıkrasının bozulmasına, 25/02/2013 ila 06/03/2013 tarihleri arasındaki döneme isabet eden kısmı yönünden iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin reddi ile değinilen hüküm fıkrasının onanmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, Dairemiz kararının diğer hüküm fıkrasına yönelik olarak davalı idarenin kararın düzeltilmesine ilişkin dilekçesinde ileri sürülen nedenler 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinde yazılı sebeplerden hiçbirine girmediğinden davalı idarenin kararın düzeltilmesi isteminin reddine, 20/01/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
