17. Hukuk Dairesi 2014/12342 E. , 2016/9526 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ... şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenen aracın 20.11.2010 tarihinde davacının kullandığı motosiklete çarpıp kazaya neden olduğunu, bu kaza sonucu motosiklet sürücüsü olan davacının meslekte kazanç kaybı oluşturacak şekilde yaralandığını belirtip belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla tedavi gideri ve meslekte kazanç kaybı nedeni ile oluşan zararı için 1.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 06.11.2013 tarihinde tazminat taleplerini 48.890,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, tarafların kusur oranları ile davacının meslekte kazanç kaybı raporlarının .... alınması gerektiğini, ... tarafından davacıya yapılmış ödeme var ise bunun tazminattan indirilmesi gerektiğini, ayrıca dava açılmadan önce kendilerine başvurulmadığı için temerrüdün dava açılmakla oluştuğunu ve kendilerinden tedavi gideri talep edilemeyeceğini belirtip davanın reddine karar verilmesini istemiştir
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile davacı tarafın tedavi gideri isteği olmadığı için bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, meslekte kazanç kaybından oluşan tazminat isteği yönünden 48.890,00 TL"nin dava tarihi olan 25.01.2013 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
...
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Trafik kaza tespit tutanağında, davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu; makina mühendisi bilirkişiden aldırılan 25.09.2013 tarihli raporda ise davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün %80, davacının %20 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir. Mahkemece kusur konusunda yeni bir rapor aldırılmamış, hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen 28.10.2013 tarihli raporda sigortalı araç sürücüsü %80 kusurlu kabul edilerek hesaplama yapılmış ve mahkemece bu rapor doğrultusunda karar verilmiştir.
Bu hali ile kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu arasında açık çelişki mevcuttur. O halde mahkemece raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek mahiyette, uzlaştırıcı, denetime açık ve ayrıntılı bir rapor aldırılarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
3-Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanması sırasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
Somut olayda, desteğin pasif dönem geliri hesaplanırken asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda pasif dönem hesabı yapılırken asgari geçim indirimsiz asgari ücretten hesaplama yapıldığı belirtilmişse de tablolardan asgari geçim indirimi uygulanmış asgari ücretin esas alındığı görülmekle mahkemece, bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla tedavi gideri ve meslekte kazanç kaybı nedeni ile oluşan zararı için 1.000,00 TL tazminat talep
...
etmiş, ancak son celsede tedavi gideri talepleri olmadığını,
sadece meslekte kazanç kaybı talepleri olduğunu belirtmiş, mahkemece tedavi giderleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacının talep sonucunu azaltması daraltması davayı değiştirme sayılmaz. Bu nedenle davacının talep sonucunu azaltması için kural olarak davalının muvafakatine ihtiyaç olmadığı gibi ıslah yoluna başvurmasına da gerek yoktur. Davacı, talep sonucunu kısmi feragat yolu ile daraltabilir. Müddeabihin azaltılması ıslah kavramı kapsamında değil, davadan feragat müessesesi içinde mütaalaa edebilir. Bu durumda talep sonucunun azaltılan kısmı yönünden davanın feragat nedeniyle reddine ve reddedilen kısım üzerinden davalı taraf yararına vekalet ücretine karar verilmesi ayrıca yargılama giderlerinin kabul-red oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekir.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak meslekte kazanma gücü kaybı ve tedavi gideri tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiş, daha sonra talep sonucunu daraltarak (azaltarak) tedavi gideri talepleri olmadığını belirtmiş, mahkemece tedavi gideri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilip yargılama giderlerinin tamamının davalıdan alınmasına hükmedildiği gibi, kendisini dava ve duruşmalarda vekil ile temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine de hükmedilmemiştir.
Bu durumda mahkemece davacının talebinin ne kadarının tedavi gideri olduğu belirlendikten sonra davacı tarafın talep sonucunu daraltmasının davadan kısmi feragat olarak kabul edilerek yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre taraflar arasında paylaştırılmasına ve davalı taraf lehine reddedilen miktar yönünden yürürlükteki .... gereğince vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması da isabetli görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2),(3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 31/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.