17. Hukuk Dairesi 2015/7655 E. , 2016/9093 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 18.10.2016 Salı günü davalı vekili Av. ... geldi. Davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin yolcusu olduğu plakası belirlenemeyen motorsikletin karıştığı trafik kazasında müvekkilinin yaralanıp malul kaldığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000-TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, bedel artırım dilekçesiyle talebini 127.578,09.-TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davacının tam kusurlu olduğunu, motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlardan müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, hatır taşıması olduğunu, davacının bindiği motorsikletin sürücüsünü tanımayıp plakasını bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, plakanın araştırılması gerektiğini, müvekkili tarafından davacıya 11.03.2011 tarihinde 17.988 TL lütuf ödemesi yapıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davasının kabulüne; 127.578,09.-TL"nin 16/07/2009 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
...
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Olay yeri görgü tutanağı ve soruşturma dosyasındaki beyanlardan motorsiklet yolcusu davacının kask takıp takmadığı tespit edilemiyor ise de, mahkemece aldırılan maluliyet raporuna göre davaya konu trafik kazası sonucu davacının sol kulağında işitme kaybı ve davacıda hafif-orta evre frontal tip demans meydana geldiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacının motorsikletle seyri esnasında koruyucu önlem almadığı, bunun indirim nedeni olduğu savunulmuştur.
Motorsiklet yolcusu davacının, maluliyet nedeni itibariyle kaza sırasında zararın artmasını önleyecek güvenlik tedbiri olan kask takıp takmadığı, takmamış ise bu durumun müterafik kusur oluşturup oluşturmayacağının, 818 sayılı BK.nun 44. maddesi uyarınca tazminattan makul oranda indirim gerekip gerekmediğinin tartışılması ve sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nin 43.(6098 sayılı TBK’nin 51.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda, davacı hazırlık beyanında evinin karşısındaki bakkal önünde arkadaşlarıyla beklerken tanımadığı, kimliği tespit edilemeyen motorsiklet sürücüsünün
..
kendisine kahvehanenin yerini sorduğunu, kendisinin de ""Ben oraya doğru gidiyorum, seni götüreyim."" dediğini, motorsiklet sürücüsünün de ""Gel o zaman, motorsiklete bin."" dediğini, motorsiklete bindiğini ve sonra yere düştüğünü hatırladığını beyan etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde davacının hatır için taşındığını savunmuştur. Hüküm gerekçesinde bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. O halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.