17. Hukuk Dairesi 2015/3662 E. , 2016/9087 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-...
2-...
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ..."ın 30.12.1991 tarihinde evlendiğini, .... 18.10.2009 tarihli kararı ile boşandıklarını, müvekkili ve davalı eşinin evlilik birliği içinde ortak kazanç ile alıp davalı eş adına kayıtlı beş adet taşınmazın boşanma davasından önce mal kaçırma amacıyla 4.12.2008 tarihinde davalı eş ... tarafından kardeşi davalı ..."e satıldığını, satışların mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olması nedeniyle iptali ile tapunun davacı ile davalı ... adına müştereken tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, boşanma davası kesinleşmediğinden mal rejimine ilişkin dava açılamayacağını, edinilmiş mallara ilişkin olarak ayni hak talep edilemeyeceğini, muvazaanın ise yazılı delille ispatlanması gerektiğini, dava konusu taşınmazların borç için satıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma toplanan delillere göre, gerek 713 Sayılı TMK"nun 170.maddesi uyarınca mal rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı, gerekse 4721 Sayılı TMK hükümleri gereğince yasal mal rejimi olarak benimsenen edinilmiş mallara katılma rejiminden doğan katılma alacağı şahsi hak niteliğinde alacak
...
olup mülkiyet hakkı niteliğinde olmadığı, davacının mülkiyet isteme olanağının bulunmadığı, davacının bir akit ilişkisinin varlığı savı ile tapu kaydının kendi adına düzeltilmesini isteyebilmesi için aralarında MK"nun 634.maddeye uygun şekilde bir aktin varolması gerektiği, dava konusu olayda taraflar arasında illiyet bağını sağlayan akti bir ilişki bulunmadığından davacının mülkiyet isteme hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre; davacı, davada davalı eş ... tarafından diğer davalı ...’e yapılan satışların muvazaalı olduğu iddiası ile iptali; davalı eşe dönecek tapu kaydının eşler arasındaki mal rejimi gereğince tasfiye edilerek tapu kaydının iptali ile davacı ile davalı eş adına müştereken tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davacının davalı 3.kişi ... geçen taşınmazlara ait tapu kaydının iptali ile eski malikine yani davalı eş ....dönüşünün sağlanması ile ilgili davayı açmakta davacının hiç şüphesiz hukuki yararı bulunmaktadır. Anılan taşınmazların tapu kaydının iptali ile eski malike dönüşü sağlandığında açılacak edinilmiş mallara katılma alacağının tahsili sağlanmış olacaktır. Davacının istekleri arasında yer alan taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi gereği tapu kaydının iptali ve tescili (katılma alacağı)isteği bakımından bu davaların çözüm yeri 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi gereğince Aile Mahkemeleri olup Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise ....Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karar bağlanması gerekir. Davacının diğer isteği ise TBK’nun 19.maddesine dayalı şahsi hakka ilişkin muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkin olduğundan bu istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yeri HMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel Mahkemelerdir.Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulur.Mahkemece her iki davanın birlikte Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek karara bağlanması doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş, temyize konu beş taşınmaz bakımından mal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptali ve tescil (olmadığı takdirde katılma alacağı) davası yönünden ilgili davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi daha sonra da tefrik edilen dosyada görevli
...
mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesinden ibarettir. Aile Mahkemesince anılan taşınmazlar yönünden katkı payı alacağına hükmedilmesi durumunda hükmedilen katkı payı alacağı ile ... 18.10.2009 tarihli boşanma davasının kesinleşip kesinleşmediği,tenfiz edilip edilmediği de belirlenerek anılan dava sonucu hükmedilen nafaka, maddi ve manevi tazminat alacakları da gözönüne alınarak eldeki dava yönünden dava konusu beş taşınmazla ilgili 4.12.2008 tarihli tasarrufların TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olmadığının mevcut delillere göre değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ile boşanma davası ile hükmedilen ve kesinleşen nafaka, maddi ve manevi tazminat ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK’nun 283/1 maddesinin kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesinden ibarettir. Anılan yasal düzenlemeler gözardı edilerek yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.