Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18645
Karar No: 2020/7649
Karar Tarihi: 24.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/18645 Esas 2020/7649 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı vekili, miras bırakanın terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise davanın süresi içerisinde açılmadığını ve dava şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece araştırılması gerektiğini savunmuştur. Mahkeme, mirasın hükmen reddine karar vermiştir. Ancak, mirasın borca batık olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirtmiştir. TMK'nun 605/2. maddesi gereğince ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması gerekir. TMK’nin 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçıların mirası reddetme hakkı bulunmadığından davacı mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadıkları da araştırılmalıdır.
14. Hukuk Dairesi         2016/18645 E.  ,  2020/7649 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 07.09.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.06.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı vekili, 27.04.2011 tarihinde vefat eden ...’in terekesinin borca batık olduğunun tespiti ile mirasın hükmen reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın süresi içerisinde açılmadığını, dava şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin mahkemece araştırılması gerektiğini, belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, TMK"nin 605/2. maddesi uyarınca mirasın hükmen reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Dava, TMK"nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanununun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
    Davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak, bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler, tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekir.
    Mahkemece murisin ölüm tarihi esas alınarak bankalarda mevduatının bulunup bulunmadığının, murisin adına kayıtlı taşınmaz ve adına kayıtlı araç olup olmadığının belirlenmediği görülmektedir. O halde murisin ölüm tarihi olan 27.04.2011 tarihi itibariyle bankalarda mevduat hesabının, taşınmaz kaydı ve trafik sicilinde araç kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması için ilgili banka, tapu müdürlüğü ve emniyet müdürlüklerine yazı yazılmalıdır. Terekenin pasifinin belirlenmesi amacıyla da murisin 27.04.2011 tarihi itibariyle borçlarının tespiti sağlanmalıdır. TMK’nin 610/2. maddesine göre terekeyi sahiplenen mirasçıların mirası reddetme hakkı bulunmadığından davacı mirasçının mirası kabul anlamına gelen davranışlarda bulunup bulunmadıkları da araştırılmalıdır. Halkbank A.Ş’nin 28.03.2016 tarihli 320 sayılı yazısı ekinde gönderilem hesap hareketleri incelenerek davacının mirası kabul anlamına gelen bir davranışının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Terekenin ve davacının durumu net olarak tespit edildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Kabule göre de, mahkemece davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderinden davalının değil davacının sorumlu tutulması, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1). bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2). bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi