14. Hukuk Dairesi 2014/1632 E. , 2014/7256 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Avanos Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2013
NUMARASI : 2013/122-2013/337
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.07.2011 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, maliki olduğu ..parsel sayılı taşınmazından çıkan suyu, davalının taşınmazda kepçe ile çalışma yaparak su borusu döşeyerek suyu kendi taşınmazına taşımak suretiyle suyu kullanmasına engel olduğunu belirterek davalının suya ve taşınmazına elatmasının önlenmesini ve kaynağın eski hale getirilmesini istemiştir.
Davalı, suyun kaynağının davacının taşınmazı olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 15.01.2013 günlü 2012/22554 Esas, 2013/254 Karar sayılı ilamı ile “...Su kaynağının, davacıya ait taşınmaz içerisinde kaldığının tespiti halinde ise, suyun debisi ve akış istikameti gözetilerek, özel su sayılıp sayılmayacağı hususunda bilirkişiden rapor alınmalıdır. Suyun davacının taşınmazından çıktığı ve genel su olduğunun saptanması halinde ise; davalının suyu götürmek için döşediği borular nedeniyle davacının taşınmazına bir müdahalesinin bulunup bulunmadığı (irtifak hakkı tesisi gerekip gerekmeyeceği hususu) değerlendirilip, tartışılmalıdır.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile davalının davacı taşınmazına ve suya elatmasının önlenmesine ve taşınmazın zemini ile suyun eski hale getirilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 756. maddesine göre; kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyetinin ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabileceği belirtilmiştir.
Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir.
Dosya içerisinde bulunan 07.05.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda dava konusu suyun kaynağının ve su borusunun 7,20"mlik kısmının .. parsel sayılı taşınmazda kaldığı belirtilmiştir.
Bozmadan evvel jeoloji mühendisi bilirkişiden alınan 4.9.2012 tarihli bilirkişi raporunda ise dava konusu suyun dere yatağından çıktığı belirtilmişken bozmadan aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 10.5.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda, suyun .. parselden çıktığını ancak çıkan su arazi sahibinin arazisinden çıktıktan sonra bir yatak oluşturup araziden çıkıyor ise tapulu araziden kaynak şeklinde çıksa bile genel su sayıldığı bildirilmiştir.
Özel su, tapulu taşınmazdan çıkan ve sadece o taşınmazın ve malikinin kişisel ihtiyacını karşılamaya yeterli olan sudur. Ancak tapulu taşınmazdan çıkmış olsa bile çıktığı taşınmaz ve malikinin kişisel ihtiyacından fazla ve taşınmazın dışına taşacak bir fazlalığa sahip su varsa bu su genel su niteliğindedir. Genel sulardan ise kadim ve öncelik hak ihlal edilmemek suretiyle herkes ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Bu durumda mahkemece, suların az olduğu dönemde uzman bilirkişiler aracılığıyla (Jeoloji mühendisi, ziraat mühendisi ve fen elemanından oluşacak bir heyet ile) yeniden keşif yapılarak, dava konusu suyun debisi ölçülerek özel kaynak suyu mu yoksa genel su mu olduğu duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmeli, genel su olduğu sonucuna varılırsa; genel sulardan herkes ihtiyacı oranında öncelikli ve kadim hak korunarak yararlanabileceğinden tarafların suya ihtiyaçları araştırılıp gerektiğinde irtifak hakkı tesisi de düşünülüp sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.