15. Ceza Dairesi 2013/25667 E. , 2016/3746 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : 1) TCK"nun 158/2 delaletiyle 158/1, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (1 kez)
2) TCK"nun 158/2 delaletiyle 158/1, 35/1, 52/2, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet (2 kez)
Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihlerinin 17/06/2009, 09/11/2009 olması gerektiği halde, gerekçeli kararda eksik gösterilmiş olması, mahallinde düzeltilebilir maddi hata kabul edilmiştir.
TCK"nın 158. maddenin İkinci fıkrasında yer alan bu düzenlemeyle failin, kamu görevlileriyle ilişkisi olduğunu, onlar nezdinde hatırı sayıldığını ileri sürerek ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin etmesi nitelikli dolandırıcılık kabul edilmektedir. Suçun maddî unsuru, kamu görevlileri yanında hatıra sayıldığının, onlarla ilişkisi bulunduğunu iddia ederek, yapılacak aracılık karşılığında kamu görevlisine verilmek üzere para veya başkaca menfaat almak, kabul etmektir. Kamu görevlisi, TCK madde 6’da tanımlanmış ve açıklanmıştır. Bu suçun meydana gelmesi için, suç konusunun resmi nitelikte bir iş olması ve failin kamu görevlileriyle ilişkisi olduğundan bahsederek dolandırıcılık eylemini gerçekleştirmesi gerekir. Faildeki ahlaki kötülüğün, yalnız başkalarını dolandırmakla kalmayıp, aynı zamanda kamu görevlilerini şüphe altına sokmasındaki vahameti, suçu nitelikli hâle getirmiştir. Bu iddia yapıldığında,o kamu görevlisinin gerçekten var olup olmadığı, ya da o işi yapmaya yetkili bulunup bulunmadığının bir önemi yoktur. Ancak nüfuzdan faydalanacağı söylenen kişinin kamu görevlisi olması gerekir. Kamu görevlisi sayılmayan bir kişiyle ilişkisinden dolayı bir yarar sağlanması halinde bu nitelikli hal uygulanmayacaktır. Kamu görevlisinin taraflarca tanınan ve bilinen bir görevli olması aranmaz. Asıl olan tarafların anladıkları ve anlattıkları memurun makam olarak belirlenebilen bir görevli olmasıdır. Failin mağdurdan sağladığı çıkarı….Başsavcısına,…kaymakamına, vereceğim şeklindeki beyanında Başsavcının,Kaymakamın kişi, makam ve görev olarak yeterince belirliliği bulunmaktadır. Failin,belirli bir memur yanında hatırı sayıldığından bahsedilmeksizin, bakanlardan, milletvekillerinden, hakimlerden, tanıdıkları olduğu ve işi halledeceğini söyleyerek çıkar sağlanması halinde basit dolandırıcılık söz konusu olacak ve TCK"nın 158/2. maddesi uygulanamayacaktır. Keza,failin, belli bir memur yanında hatırı sayıldığından söz etmeksizin kendisini Kamu kurumunda görevli (müfettiş, genel müdür vb.) olarak tanıtıp müştekinin tayinini yaptırabileceğini söylemesi halinde eylemi, basit dolandırıcılık suçunu oluşturacaktır.
Sanığın çevrede kendisini Milletvekili ... yeğeni olarak ve soy ismini de ... olmasına rağmen, ... olarak tanıtıp itimat sağladığı, işsiz kişileri işe sokacağı yönünde telkinlerde bulunduğu, bu amaçla ilk önce mağdurlardan ..."ı suç tarihi olan 17/06/2009 günü işe sokma vaadiyle kimlik fotokopisi, sabıka kaydı ile 200.00 TL parasını alarak kayıplara karıştığı, sanığın eylemlerine devam ederek daha sonra 09/11/2009 tarihinde mağdurlar ... ve ..."ya da aynı şekilde kendisini Milletvekilinin yeğeni ve soy ismini de ... olarak tanıtıp, kendilerine karşı itimat ve güven sağladıktan sonra her iki mağduru ... Santralinde işe sokacağı vaadiyle nüfus cüzdan fotokopilerini, diploma suretlerini aldığı ve 180.00 TL para talep ettiği, ancak mağdurların çevrede yaptıkları araştırmada, sanığın güvenir biri olmadığını öğrenerek parayı vermedikleri, bu şekilde sanığın farklı zamanlarda mağdurlara karşı nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda;
1-Sanık hakkında mağdur ..."a yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizin incelenmesinde;
Sanığın mağdur ..."ya yönelik olarak, Milletvekili ... yeğeni olarak kendisini tanıttığı ve işe sokma vaadi karşılığında menfaat temin etmiş olduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı gerekçesine dayanan kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2-Sanık hakkında mağdurlar ... ile ..."ya yönelik olarak nitelikli dolandırıcılık suçuna teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyizinin incelenmesinde ise;
Mağdurların soruşturma aşamasında, sanığın kendisini “Milletvekili ... yeğeni” olarak tanıttığına dair bir beyanlarının bulunmamasına karşılık, sanık hakkında diğer mağdur ..."nın dava dosyası ile birleştirilerek bu dosyadaki iddianame anlatımında, “Sanığın kendisini Milletvekili ... yeğeni olarak” tanıttığı iddia edilerek kamu davası açıldığı, görevsiz mahkemede alınan mağdur beyanlarında hazırlık beyanlarının aksine, sanığın kendisini “Milletvekili Mehmet Sağlam"ın yeğeni” olarak tanıttığını ifade etmeleri üzerine, görevsizlik kararı sonrasında hükmü veren mahkemede, çelişkinin mağdurlardan sorulması sırasında, mağdurların özellikle “kolluk beyanlarını tekrarlamakla yetinerek, kolluk beyanlarının doğru olduğunu” söylemeleri ve sanığın da mağdurların hazırlık beyanlarındaki anlatımları gibi “ ... yeğeni” cümlesini kullanmadığını belirten savunması ile eylemin bu iki mağdura yönelik, birlikte evrakların teslim edilmesi ve suç tarihinin de aynı olması karşısında; zincirleme suretle basit dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfına yanılgı ile yazılı şekilde sanık hakkında fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 Sayılı CMUK.un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.