9. Hukuk Dairesi 2014/13116 E. , 2015/25649 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı ile izin ücreti, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davacı avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.09.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra duruşmaya son verilerek ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işveren yanında fırıncı ve aşçı olarak 1.125 TL net çalıştığını, iş sözleşmesini SSK primlerinin asgari ücret üzerinden yatırılması ve ücretlerinin eksik ödenmesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının iş sözleşmenin devamsızlık nedeniyle haklı nedenle feshedildiğini, ücretlerinin eksiksiz olarak ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini feshetmekte haklı olduğu, kullanmadığı yıllık izinleri bulunduğu, genel tatil çalışması yaptığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır.
Diğer taraftan 6100 HMK.’un tanıkla ilgili hükümleri incelendiğinde, 240/1 maddesinde “Davada taraf olmayan kişiler tanık olarak gösterilebilir” ve 250. Maddesinde “Tanığın davada yararı bulunmak gibi tanıklığının doğruluğu konusunda kuşkuyu gerektiren sebepler varsa, bunu iki taraftan biri iddia ve ispat edebilir” kurallarına yer verilmiştir.
Dosya içeriğine göre davacı 08.12.2006-31.12.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde çalışmıştır. Davacı fazla çalışmanın ispatı hususunda dinlettiği tanıklar davacının arkadaşları veya akrabaları olup davalı işyerinde çalışmaları bulunmadığından tanıklıklarına itibar edilemez. Ancak 2008-2011 yılları arasında davalı işyerinde çalışan davalı tanıkları davacının haftanın 6 günü 08-20 arası çalıştığını açıkça beyan etmişlerdir. Bu çalışma düzenine göre 1,5 saat ara dinlenme düşüldüğünde haftalık çalışma 63 saat olup davacı haftada 18 saat fazla çalışma yapmıştır. Davacının fazla mesai ücret alacağı buna göre hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Bu alacağın reddi hatalıdır.
3- Davalı tarafça dava ve ıslaha karşı HMK düzenlenen süreler geçirildikten sonra zamanaşımı savunmasında bulunulmuştur. Bu durumda zamanaşımı savunmasının dikkate alınabilmesi için davacının açıkça muvafakati gerekmektedir. Davacının bu yönde açıkça muvafakati bulunmadığından davalı tarafça dava ve ıslaha karşı yapılan zamanaşımı savunması geçersizdir. Mahkemece gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davacının 01.01.2008-31.12.2011 dönemine ilişkin olan fazla çalışma alacağı hesaplanarak takdiri indirimde nazara alınmak suretiyle zamanaşımı itirazı dikkate alınmadan hüküm altına alınmalıdır. Mahkemece davalının zamanaşımı savunmasına değer verilmesi isabetsizdir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.