17. Hukuk Dairesi 2016/10169 E. , 2016/8272 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalıya ait aracın dava dışı sürücü tarafından alkollü olarak kullanımı sonucu dava dışı araca çarptığını, davalının zorunlu trafik sigortasının ekonomik zaafiyet içinde olup sigortacılık ruhsatının iptal olması nedeniyle hasar gören dava dışı araca müvekkili tarafından ödenen hasar tazminatının davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe davalının haksız itirazının iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakma görevinin ... Tüketici Mahkemeleri olduğu, HMK nun 20/1 maddesi uyarınca iş bu kararın kesinleşmesi ve 2 haftalık başvuru süresinde talep halinde dava dosyasının belirtilen görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasında hasar gören dava dışı araç için ... tarafından 3. kişiye ödenen hasar tazminatının davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
08.11.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde belirtilmiştir. Kanun"un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK"nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı ..., Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalıya rücu etmektedir. Davalı gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında tüketici işlemi ve sigorta akdi de bulunmamaktadır.
Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkemece asliye hukuk mahkemesi görevli olduğundan bahisle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile Tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.