19. Ceza Dairesi 2015/16491 E. , 2016/13854 K.
"İçtihat Metni"
Takvim Gazetesinin 18/01/2014 tarihli nüshasının birinci sayfasında “..." başlıklı haber ile devamında 12. ve 13. sayfalarında yer alan haberlerin ilgilisinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan bahisle ... vekili Avukat ...’nın cevap ve düzeltme talebinin kabulüne dair ... Sulh Ceza Mahkemesinin 19/02/2014 tarihli ve 2014/121 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin... Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2014 tarihli ve 2014/137 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 19/08/2015 gün ve 54280 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/09/2015 gün ve KYB.2015-300533 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, ... Gazetesinin bir tüzel kişi olduğu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12/1. maddesine göre. “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır”. Aynı Kanun"un Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mütad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.” kuralına aykırı olarak, cevap ve düzeltme metninin, 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 14. maddesi uyarınca, adı geçen gazetenin sorumlu müdürüne gönderilmesi yerine, tekzip metninin yayınlanması için ... Noterliğince ... sorumlu müdürü ..."a gönderilen tebligatın, neden daimi çalışana tebliğ edildiği, muhatap adreste bulunamamış ise hangi sebepten dolayı adreste bulunamadığının tebligatta belirtilmediği, tebligatın bu haliyle 7201 sayılı Tebligat Kanununun 17 ve 20. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu gözetilmeden, itirazın bu yönlerden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
5187 sayılı Basın Kanunu"nun 14/1 maddesinde yer alan “Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlal edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır.” şeklindeki hüküm uyarınca kişilerin, süreli yayınlarda şeref ve haysiyetinin ihlal edildiği veya hakkında gerçeğe aykırı yayım yapıldığı iddiasıyla 5187 sayılı Kanun kapsamındaki düzeltme ve cevap yazısı yayımlanması taleplerinin doğrudan sorumlu müdüre gönderilmesinin gerektiği, düzeltme ve cevap yazılarının hükmi şahıs niteliğindeki gazeteye gönderilemeyeceğinden, kanun yararına bozma isteminde yer alan hükmi şahıslara tebligatı düzenleyen 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. maddesinin olayda uygulama yerinin bulunmadığı gibi, somut olayda, ... Gazetesinin 18/01/2014 tarihli nüshasının birinci sayfasında “..." başlıklı haber ile devamında 12. ve 13. sayfalarında yer alan haberler nedeniyle talep eden ... vekili tarafından gazetenin sorumlu müdürü ... adına gönderilen cevap ve düzeltme istemini içerir ... Noterliğinin 29/01/2014 tarih ve 3681 yevmiye no’lu ihtarnamesinin 30/01/2014 tarihinde “muhatabın adreste daimi çalışanına tebliğ edildiği” şerhi ile tebliğ edilmesine karşın, sorumlu müdür ... vekilinin anılan tebligatın alınmadığına veya usulsüz olduğuna ilişkin bir iddialarının da bulunmadığının anlaşılması karşısında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 24/03/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sayın çoğunluk ile uyuşmazlık gazete yazı işleri müdürü olan sanığa cevap ve düzeltme hakkının kullanılması amacıyla yapılan tebligatın kanuna uygun olup olmadığına ilişkindir.
5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesinde cevap ve düzeltme hakkı şu şekilde düzenlenmiştir. ""sorumlu müdür kendisine sunulan düzeltme ve cevap yazısını; günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır."" Görüldüğü üzere ""sorumlu müdür yazıyı aldığı tarihten itibaren"" denilmek suretiyle cevap ve düzeltme yazısının sorumlu müdüre bizzat tebliğinin gerektiği anlaşılmaktadır.
Ayrıca belirtelimki düzeltme ve cevabın yayınlanmasıda bizzat yazı işleri müdürü sorumludur ve bu sorumluluğa aykırı davranmak 5187 sayılı Kanun"un 18. maddesinde suç olarak düzenlenmiştir. Bu itibarla, cevap ve düzeltme hakkına ilişkin olup hukuki ve cezai sorumluluk doğuracak nitelikteki tebliğlerin mutlaka sorumlu müdürün şahsına bizzat yapılması gereklidir. Nitekim Yargıtay 7. Ceza Dairesi 25.02.1994 gün 1994/592-1450 sayılı kararında tebligatın sorumlu müdür yerine sadece yazı işleri müdürüne yollanması ve cevabın yayınlanmaması durumunda cezai sorumluluğun doğmayacağını kabul etmiştir.
Diğer yandan 7201 sayılı Tebligat Kanununun 17.maddesinde tebliğ adresinde tebligat belgesinde ismi yazılı şahıs aranacak o bulunamadığı takdirde ve bu husus evraka şerh edildikten sonra tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılabilecektir. Yargıtay 2. Hukuk dairesi 9.7.2012 gün 2012/1416, 19282 sayılı kararında gösterilen adresin davalının çalıştığı işyeri adresi olduğu, tebligatı davalı adına alan şahsın, davalının daimi memur veya müstahdemi olmayıp, davalıyla aynı işyerinde birlikte çalışan diğer bir işçi olduğu anlaşılmaktadır. Muhatabın adresine çıkarılan tebligatın, arananın kolayca bulunması mümkün olmayan yerlerden ise, tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin etmesi, bunlar tarafından muhatabın derhal buldurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa tebliğin kendilerine yapılması icap edeceğini belirtmiştir.
Somut olayımızda sorumlu müdür ... adına çıkarılan tebligatta “muhatabın adreste bulunmaması nedeniyle daimi çalışanına tebliğ edilmiştir” şeklinde bir ibarenin bulunduğu görülmektedir. Sorumlu yazı işleri müdürü ..., Tebligat Kanunu anlamında “belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icra eden kişi” statüsündedir. Bu konumdaki bir kişiye yapılacak tebligat ise Kanun’un 17. maddesi hükümlerine göre gerçekleştirilecektir. Söz edilen maddeye göre ise; “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.”
Tebligat Kanunu’nun 17. maddesine göre, tebliğ adresinde öncelikle muhatap aranacak; o bulunamadığı takdirde ve -bu husus evraka derç edildikten sonra- tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılabilecektir.
Tebliğ yapılan işyeri adresinin onlarca kişinin çalıştığı tahmin edilen bir gazete merkez binası olduğu gözetildiğinde daimi çalışanın konumunun ne olduğu tebligat şerhinden anlaşılamamaktadır. Dolayısıyla Kanun’un 17. maddesinin aradığı anlamda “muhatabın aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birisi” olup olmadığı bu evraktan belirlenememektedir, belgelendirilemektedir.
Açıklanan sebeplerle, sorumlu müdüre yapılan tebliğin usulsüz olması nedeniyle Basın Kanunu’nun 14. maddesine göre cevap ve düzeltme hakkının kullanılması talebinde bulunma için kanuni şartlar oluşmamıştır. Bu itibarla, kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle Sayın Çoğunluğun kararına katılamıyoruz.