Abaküs Yazılım
Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/842
Karar No: 2021/35
Karar Tarihi: 27.01.2021

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/842 Esas 2021/35 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/842
Karar No : 2021/35


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı - ...
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...


İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Vergi mükellefiyeti re’sen terkin edilen Tasfiye Halinde ... Medikal Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin sonraki bir tarihte tasfiyesinin tamamlanması nedeniyle işi bırakma bildiriminde bulunulmasının ardından re’sen terkin tarihi ile işi bırakma bildiriminde belirtilen terk tarihi arasında elektronik ortamda beyanname verilmediğinden bahisle tasfiye memuru olan davacı adına 213 sayılı Kanun’un mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle davalı idareye dava açma süresi içinde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesi kapsamında yapılan başvurunun reddi üzerine anılan özel usulsüzlük cezalarına karşı dava açılmıştır.
... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı:
Davacı tarafından, mükellefiyeti 20/11/2008 tarihinde re'sen terk ettirilen tasfiye memuru olduğu şirketin muhtelif vergi türü ve 2009, 2010 ve 2011 yıllarının muhtelif vergilendirme dönemlerine ilişkin beyannamelerinin kanuni süresinde elektronik ortamda verilmediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca adına kesilen özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
Sermaye şirketlerinin Türk Ticaret Kanunu ve vergi kanunları uyarınca kuruluşundan itibaren ticaret sicilinden kaydı silinene kadar vergi mükellefi olduğu kabul edildiğinden limited şirketlerin sicilden kayıtları silinene kadar mükellefiyeti devam etmekte ise de 213 sayılı Kanun'un 160. maddesinde, yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamayan ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilemeyenlerin mükellefiyet kaydının terkin edilmesine imkân tanınarak re'sen terkten sonra mükellefin faaliyette bulunduğunun tespiti halinde geçmişe dönük vergilendirme yapılabileceği ve ceza kesilebileceği kuralı getirilmiştir. Ancak, tasfiyesi tamamlanmadığı halde mükellefiyeti terk ettirilen şirketlerin faaliyette bulunduğu tespit edilmediği sürece tekrar mükellefiyetinin açılmasına olanak bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Kanun'un mükerrer 355. maddesinde değişiklik yapan 5904 sayılı Kanun'un 22. maddesinin yürürlüğe girdiği 01/08/2009 tarihinden sonra elektronik ortamda verilmesi gereken beyanname ve bildirimlerin verilmemesi veya süresinden sonra verilmesi durumlarında, bahse konu yükümlülüklerin yerine getirilmesi hususunda ilgililere herhangi bir bildirimde bulunulmasına gerek bulunmadığından, mükelleflerin mevzuatın öngördüğü süreler içerisinde bu yükümlülükleri gereği gibi ve eksiksiz yerine getirmeleri gerekmektedir. Ancak, bu hüküm gerçek usulde mükellefiyeti olanlara uygulanabileceğinden, hakkında gerçek usulde mükellefiyet tesis edildiğinden ve vergi beyannamelerini vermesi gerektiğinden bilgisi olmayanlar adına ceza kesilmesi mümkün değildir.
Uyuşmazlıkta, davalı idarece, tasfiye halinde bulunan şirketin, tasfiye memurundan bilgi istenilmeksizin adresinde bulunulmaması nedeniyle mükellefiyetinin re'sen terk ettirilmesi yerinde olmamakla birlikte 2005 yılında tasfiyeye giren, aynı yılda alacaklılara ilan yapılan ve sadece sınırlı olarak tasfiye amacıyla faaliyette bulunabilecek olan ve re'sen terk tarihinden sonra ticari faaliyette bulunduğu tespit edilmeyen şirketin, sırf tasfiyesinin kapatıldığına 30/12/2011 tarihinde karar verilmesi nedeniyle adına geçmişe dönük mükellefiyet tesis edilmesinde ve beyannamelerin verilmemesi nedeniyle ceza kesilmesinde yasaya uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan, şirket adına gerçek usulde mükellefiyet tesis ettirildiği, beyannamelerin geçmişe dönük olarak elektronik ortamda vermesi gerektiği hususunda davacıya herhangi bir tebliğde bulunmadan, doğrudan elektronik ortamda beyanname verilmemesi nedeniyle özel usulsüzlük cezaları kesildiğinden, kesilen özel usulsüzlük cezalarında bu yönüyle de hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle özel usulsüzlük cezalarını kaldırmıştır.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 09/02/2017 tarih ve E:2013/1747, K:2017/1087 sayılı kararı:
213 sayılı Kanun'un 116 ilâ 124. maddelerindeki düzenlemelere göre, dava açma süresi geçtikten sonra ancak, kanunda belirtilen durumlarla sınırlı olarak hukuki ihtilaf içermeyen, basit ve açık hataların düzeltme ve şikayet yolu ile dava konusu edilmesi mümkündür.
Uyuşmazlıkta, Tasfiye Halinde ... Medikal Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi'nin 01/05/2005 tarihinde tasfiyesine karar verilmiş ve davacı da bu şirkete tasfiye memuru olarak atanmıştır. Şirketin vergi mükellefiyeti, bilinen adreslerinde bulunmaması nedeniyle 2004/13 seri nolu Uygulama İç Genelgesi gereğince 20/11/2008 tarihi itibarıyla re'sen terkin edilmiştir. Davacının vergi dairesine başvurarak şirketin tasfiyesinin 30/12/2011 tarihi itibarıyla tamamlandığını bildirmesi üzerine re'sen kapatılan kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyeti terk tarihi itibariyle tekrar açılarak 30/12/2011 tarihi itibarıyla "tasfiye sonu terk" olarak kapatılmıştır. Re'sen terk tarihinden tasfiye sonu terk tarihi aralığında beyanname verilmemesi nedeniyle davacı adına tasfiye memuru sıfatıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezaları 15/02/2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı tarafından 15/03/2012 tarihli dilekçe ile anılan özel usulsüzlük cezalarının kaldırılması istemiyle davalı idareye düzeltme başvurusunda bulunulmuş, başvurunun davalının 19/03/2012 tarih ve ... sayılı işlemi ile reddedilmesi üzerine de anılan işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Düzeltme talebinin reddine ilişkin uyuşmazlığın çözümünde davalı idarece tesis edilen re'sen terk işlemiyle belirlenen terk tarihi ile tasfiyenin sonuçlandığı tarih arasındaki dönem için özel usulsüzlük cezası kesilip kesilemeyeceğinin hukuken tartışılması gerekmektedir.

Bu durumda, düzeltme isteminin hukuki ihtilaf kapsamında bulunduğu açık olup re'sen terk tarihi ile tasfiyenin sonuçlandığı tarih arasındaki dönemler için elektronik ortamda beyanname verilmediğinden bahisle özel usulsüzlük cezası kesilmesi vergi hatası olarak değerlendirilemeyeceğinden, düzeltme ve şikayet başvurusu kapsamında incelenmesi mümkün olmayan düzeltme talebinin esasını inceleyerek davayı kabul eden Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.
... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tasfiye Halinde ... Medikal Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin ilgili dönemlere ilişkin vergi beyannamelerini kanuni süresi içerisinde elektronik ortamda vermediği, anılan dönemlerde davacının şirketin tasfiye memuru olduğu hususları karşısında dava konusu özel usulsüzlük cezalarında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek aksi yöndeki gerekçeyle verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ....'NİN DÜŞÜNCESİ : Israr kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe ile bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan ısrar kararı, aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın bozulmasını gerektirecek durumda görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin REDDİNE,
2- ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/01/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.







X - KARŞI OY:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi