9. Hukuk Dairesi 2014/11887 E. , 2015/25301 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağı, genel tatil ücreti, prim alacağı, fazla mesai ücreti alacalarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti;
Davacı vekili özetle; Davacının ...."nde 1997 tarihinde işe başladığını, çalışmaya devam ederken davacının ...."nin ortakları tarafından kurulan .... bünyesine geçirilerek burada çalışmaya devam ettiğini, davacının teknik servis departmanı şefi olarak görev yaptığını en son aylık ücretinin net 2.000,00 TL olduğunu, davacının 03/11/2008 tarihinde emeklilik hakkını kazandıktan sonra davalı iş yerinde çalışmaya devam etmesine rağmen sigorta çıkışının yapıldığını ve primlerinin yatırılmadığını, davacının SGK girişinin tekrar yapılmasını talep etmesi üzerine 12/11/2011 tarihinde hiçbir haklı gerekçe gösterilmeksizin iş akdine son verildiğini, davacının hak ve alacaklarını engellemek ve haksız feshi gizlemek amacıyla işverenin Noterliğinin 21/11/2011 tarihli ihtarnamesini keşide ederek 14/11/2011, 15/11/2011, 16/11/2011 tarihlerinde işe gelmediğini bu nedenle iş akdine son verildiğini bildirdiğini, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında belirtilen her şantiye için davacıya bir maaş tutarında prim verilmesi kararlaştırılmasına rağmen ... ve ... şantiyeleri bitmesine rağmen davacının iki aylık maaşı tutarındaki prim alacağının ödenmediğini, davacının çalıştığı dönemlere ilişkin yıllık izin ücreti, genel tatil ücreti ve fazla mesai ücreti alacağı bulunduğunu, davacının 10:00-22:00 saatleri arasında çoğu zaman haftanın 7 günü çalıştığını iddia edere, prim alacağı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, genel tatil ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle; Davacının ...’nden emekli olduğunu ve tüm yasal haklarını aldığını, davacının davalı şirkette kıdem ve ihbar tazminatını hak edecek bir çalışması olmadığını, davacının ....nden ayrıldıktan sonra çalışmadığını, davalı şirkette iş oldukça çalıştığını, en son ... da sinema salonlarının yapılması söz konusu olunca 25/10/2011 tarihinde işe alınarak ... bildirimi yapıldığını, davacının burada çalışırken işe gelmediğini, çağrılara cevap vermediğini, davalı şirket yetkilisinin ..."da kaldığı evin kapısını kırarak içeri girdiğini, davacının burada bulunamaması üzerine yapılan araştırmada ... adındaki başka bir iş yerinde işe başladığının öğrenildiğini, bunun üzerine Bakırköy 27. Noterliği"nden ihtarname keşide edilerek davacının iş akdinin feshedildiğini, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü gibi bir alacağının bulunmadığını, primle çalışılan bir yerde ayrıca fazla mesainin olamayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacının ıslah talebi “ 1 haftalık süre içerisinde ıslah yapılmadığından “ kabul edilmemiştir.
D) Temyiz:
Kararı, taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir
2-Davacı tarafından yapılan ıslahın, süresinde olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK"nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Ancak, davacının peşin harç yanında başvuru harcını da yatırarak yeni bir talep de bulunması hallerinde ise bir ek dava olarak açıldığının kabulü gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, 29/11/2013 tarihli celsede davacı vekilinin, “Bilirkişiden rapor alınmayacak ise ıslah dilekçesini ibraz etmek üzere mehil talep ederim ” dediği, yerel Mahkemece, “davacı vekiline ıslah dilekçesini ibraz etmek üzere iki hafta mehil verilmesine,” dair ara kararı kurularak duruşmanın 07/02/2014 tarihine ertelendiği, 11/12/2013 tarihinde davacı vekilinin ıslah dilekçesini sunduğu ve 12/12/2013 tarihinde ıslah harcını yatırdığı, ancak Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında “Davacı vekili 12.12.2013 tarihli ıslah dilekçesini ibraz etmiş ise de , ıslah dilekçesinin HMK 181. maddesinde belirtilen 1 haftalık yasal süresi içerisinde ibraz edilmediğinden ve harcı ikmal edilmediğinden ıslah hiç yapılmamış gibi kabul edilmiştir.” gerekçesiyle ıslah talebinin reddine karar verdiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından yapılan ıslah HMK"nun 181. maddesinde belirtilen kısmi ıslah olup, ıslah işlemi muvafakate ve/veya süreye bağlı değildir. Islah karar verilene kadar yapılabilir. Bu nedenle davacının usulüne uygun ıslah talebinin yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır.
3-Dosyada mübrez bilirkişi raporunda emeklilik sonrası kıdem tazminatı hesabında, 2011 yılının 2. yarısında uygulanacak kıdem tazminatı tavanı olan 2.731,85 TL. nin dikkate alınmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.