Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/608
Karar No: 2016/3251
Karar Tarihi: 11.04.2016

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/608 Esas 2016/3251 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından müebbete hüküm giyen sanığın cezasının yeniden değerlendirilmesi için yapılan kanun yararına bozma talebini incelemiştir. Suç tarihinde yürürlükte olan Türk Ticaret Kanunu’nun belirlediği zorunlu unsurlardan biri olan tanzim tarihinin bulunmaması nedeniyle, suça konu senetlerin özel belge niteliğinde değerlendirilerek resmi belge olarak kabul edilemeyeceği kararına varılmıştır. Ayrıca, suçların aynı anda işlenmesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün değildir. Sanığın eylemi kül halinde tek bir suç olarak kabul edilerek, özel belgede sahtecilik suçu işlediği belirtilmiştir. Son olarak, sanığın mükerrir olduğu için denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Konuyla ilgili kanun maddeleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 207/1, 43/1, 53/1, 58; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108/4; 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 688; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309/4-d maddeleridir.
15. Ceza Dairesi         2016/608 E.  ,  2016/3251 K.
"İçtihat Metni"



Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından hükümlü ....."ın, TCK"nın 204/1, 43/1 53/1, 58, 157/1, 52/2, 52/4, 53/1, 58 maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis 1 yıl hapis ve 2.000 TL adli para cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına, hak yoksunluğuna, hükmedilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın tamamlanmasından sonra başlamak üzere 5275 sayılı Yasanın 108/4 maddesi uyarınca sanığın 2 yıl 6 ay ve 1 yıl sürelerle denetimli serbestlik altında bulundurulmasına ilişkin .... Asliye Ceza Mahkemesinin 06/11/2012 tarih ve 2012/465 esas, 2012/648 sayılı karar aleyhine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/01/2016 tarih ve sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosyanın yapılan incelemesinde;
1-Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 688. (6102 sayılı Kanunun 776.) maddesinin 5 ve 6. fıkraları uyarınca senet metninde bulunması gerekli zorunlu unsurlardan olan "tanzim tarihinin" bulunmaması halinde senedin özel belge niteliğinde olacağı, dosyada mevcut suça konu senetler üzerinde düzenleme tarihinin bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 207. maddesi uyarınca özel belgede sahtecilik suçunu oluştaracağı gözetilmeden, yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
2-5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda gerçekleşen fiilerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, ancak belge sayısının TCK"nın 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiğinden, sanığın suça konu senetlerin aynı anda teslim etmesi şeklinde gerçekleşen eyleminde zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, TCK"nın 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,
3-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58/7. maddesi gereğince "mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, infazda duraksamaya, karışıklığa neden olacak ve infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde denetimli serbestlik tedbirinin süresinin de belirlenmesi isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden; suça konu senetlerde; suç tarihinde yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanunu’nun 688. maddesinde (6102 sayılı Kanun’un 776. maddesinde) yazılı zorunlu unsurlardan olan "düzenleme tarihlerinin" bulunmaması nedeniyle, bu senetlerin aynı kanuna göre özel belge niteliğinde olduğundan resmi belge sayılamayacağı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.06.2010 tarihli ve 2010/11-98, 143 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesinde düzenlenen, “değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” ifadesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, bir kişiye karşı aynı suçların mutlaka değişik zamanlarda işlenmesi gerekli olup, somut olayda, belgelerin aynı anda kullanıldığı ve farklı tarihlerde düzenlendiğine dair de delil bulunmaması nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, sanığın eyleminin kül halinde 5237 sayılı TCK’nın 207/1. maddesinde düzenlenen tek bir özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağının gözetilmemesi ile mükerrir olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/7. maddesi gereğince "Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, sahtecilik suçundan kurulan hükümde 2 yıl 6 ay; dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde ise, 1 yıl süreli olmak üzere denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle kanun yararına bozma istemleri yerinde görüldüğünden, Tavşanlı Asliye Ceza Mahkemesi’nden verilip kesinleşen, 06.11.2012 gün ve 2012/465-648 sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı kanunun 309/4-d maddesi gereğince vermiş olduğu yetkiyle ve bozma nedenine göre;
Sahtecilik suçundan kurulan hükmün birinci ve ikinci bentlerinin çıkarılmasından sonra, “Hükümlü C.. K..’ın özel belgede sahtecilik suçundan sabit olan eylemine uyan TCK’nın 207/1. maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işlendiği yer ve zaman, suçun konusunun önem ve değeri ile hükümlünün güttüğü amaç ve saik ile suç belgelerinin fazlalığı göz önünde bulundurularak takdiren ve teşdirden 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına” denilmesi ile her iki hükümde tekerrür hükümlerinin uygulandığı bölümlerde yer alan “2 yıl 6 ay süre ile” ve “1 yıl süre ile” ibarelerinin çıkarılmasına ve her iki hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına, infazın bu ceza üzerinden yerine getirilmesine, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi