8. Hukuk Dairesi 2018/14154 E. , 2019/5337 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili; alacaklı tarafından, borçlunun borcundan dolayı haczedilen 34 BD 1871 plaka sayılı kamyon ile buna bağlı 35 tonluk vincin müvekkili tarafından takip borçlusundan haciz tarihinden önce 28.11.2008 tarihli Noter Satış Sözleşmesi ile satın alındığını ve müvekkili adına tescil ettirildiğini, mahcuzun borçlu ile ilgisinin kalmadığını ve mülkiyetin davacıya geçtiğini ileri sürerek, davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili; dava konusu araçların davacı 3.kişi ve borçlu tarafından müvekkilinden dolandırma yoluyla elde edildiğini, olayla ilgili olarak bu kişiler hakkında hazırlık soruşturmaları bulunduğunu, devir ve satış işlemlerinin muvazaalı ve alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu mahcuza ait Noter Satış Sözleşmesinin yapıldığı ve aynı tarihte aracın borçlu adına trafik sicilinde kayıtlı olması nedeniyle sicil kaydına güvenerek kamyonu satın alan davacının iyiniyetinin korunması gerektiği, mahcuz kamyon ve vincin bedelinin davacı üçüncü kişi tarafından nakden ödendiği, yasa gereği ödemenin banka veya benzeri kurumlar üzerinden yapılması gerekmekte ise de, bu durumun ispat vasıtası olmadığı, soruşturma dosyasının devam etmekte olduğu ve davacı, diğer şüpheliler ile tanıkların ifadelerinde davacı üçüncü kişinin borçlu ile birlikte hareket ederek mal kaçırma girişiminde bulunduğuna dair bir delilin bulunmadığı, soruşturma dosyasının akıbetinin beklenmesinin usul ekonomisine aykırı olacağı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96 vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Davacı üçüncü kişi, mahcuz kamyon ve vinci 28.11.2008 tarihli Satış Sözleşmesi ile satın aldığını ileri sürmüştür. Ancak 28.11.2008 tarihli faturada davacı üçüncü kişinin “Vezir Triko” unvanını kullandığı anlaşılmıştır. Davacı üçüncü kişinin kamyon, vinç vb. araçlarla ilgili bir alanda faaliyet gösterip göstermediği, gerçekte ne iş yaptığına yönelik mahkemece yapılan araştırmalarda, üçüncü kişinin vinç, kamyon vb alanlarda iş yapmadığı,... Vergi Dairesi tarafından sunulan 12.03.2012 tarihli yoklama fişinde ana faaliyet alanının rüzgar türbinleri, elektrik yalıtkanları vb. elektrikli makine, cihaz ve aletlerin toptan ticareti olduğu, işyerinde emtia olarak dikiş makinası bulunduğunun tutanak altına alındığı görülmüştür. Mahkemece davacı vekilinin hazır olduğu 16.02.2012 tarihli duruşmada satışa ilişkin ödeme belgesinin dosyaya sunulması için 20 günlük kesin süre verildiği, bu süre içinde ödeme belgesinin sunulmadığı anlaşılmıştır. 28.06.2012 tarihli oturumda davacıya ait tüm ticari defter ve kayıtların sunulması için verilen 10 günlük kesin süre sonucunda, davacı vekilince 28.11.2008 tarihli, hacze konu kamyon ve vincin karşılığı olarak 107.380 TL’nin ödendiğine dair tahsilat makbuzu sunulmuştur. Sunulan ödeme belgesinin ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığı ve yukarıda açıklanan diğer nedenler hep beraber değerlendirildiğinde borçlu ile 3. kişi arasında muvazaalı işlemler yapıldığı kanaati ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nin 366. ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.