8. Hukuk Dairesi 2019/2682 E. , 2019/5312 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.02.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden taraftan gelen olmadı ve karşı taraftan ... bizzat ve vekili Avukat ... geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu 189 parsel üzerindeki 4-5 katlı betonarme binanın vekil edenine aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... vekili, davalılar ..., ... ve ... yargılama sırasında, dava konusu binanın mirasçılardan..... tarafından yapıldığını, sadece davacı tarafından yapılmasının söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuşlar, diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece ilk hükümle, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairenin 23/09/2014 tarihli ve 2014/3444 Esas 2014/16685 Karar sayılı ilamı ile "... Davacı vekili, taşınmaz üzerindeki binanın tamamının vekil edeni tarafından yapıldığını, davalıların hiçbir katkısının bulunmadığını belirterek istekte bulunmuştur. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, taşınmaz üzerindeki eski binanın yıkılarak 2004-2005 yıllarında 4-5 katlı bina yapıldığı, binanın davacı ile davalılardan... tarafından yapıldığı, mirasçılardan Musa’nın bina nedeniyle taahhüt ettiği ödemeyi yapmadığı anlaşılmaktadır. Esasen dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın davacı ... ile davalılardan Yusuf ve Gürsel tarafından yapıldığı hususunda duraksama bulunmamaktadır. Davacı vekili, taşınmaz üzerindeki binanın tamamına yönelik olarak istekte bulunmuş ise de binanın 1/3’ünün davacı tarafından yapıldığı belirlendiğine ve dava mirasçılar arasında yürüdüğüne göre, çoğun içinde az da vardır genel kuralı gereğince davacının payına düşen oranda aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonunda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir..." gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemesince bozmaya uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu binanın 1/3"nün davacı tarafından yapıldığının ve 1/3 ünün davacıya ait olduğunun tespitine,fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından esasa ve vekalet ücretine ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanaklarını münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin davalılar ... ve ... lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince,
Muhdesatın tespiti davalarında davanın konusu (müddeabih) davalıların payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup; yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcının, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına takdir edilecek vekalet ücretlerinin iş bu müddeabih esas alınarak hesaplanması gerekir.
Ayrıca, az yukarıda açıklanan esaslar dikkate alınarak yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde 6100 sayılı HMK"nin 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetin sözkonusu olması halinde ise miras payları göz önünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerekir.
Somut olayda, dava konusu 189 parsel sayılı taşınmaz taraflar adına elbirliği şeklinde tapuda kayıtlı olup, ortak muris ..."in veraset ilamına göre, davada kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar ... ile ..."in miras payları toplamda 6/32 oranındadır. Mahkemece bu husus gözönüne alınmaksızın reddedilen kısmın toplam değeri üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi yanlış olmuştur. Ne var ki; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden temyiz edilen hükmün 8. fıkrasının HUMK"un 438/5. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme hükmünün 8. fıkrasındaki "".... 16.816,26 TL ...."" ifadesinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine “3.858,28 TL ....” ifadelerinin yazılmasına 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 21/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.