Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 1998/1102
Karar No: 1999/1241
Karar Tarihi: 25.03.1999

Danıştay 4. Daire 1998/1102 Esas 1999/1241 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı şirket, tasfiye halindeyken 1989 yılında muhtasar beyannamelerini vermediği gerekçesiyle takdir komisyonunun tarhiyatına tabi tutulmuş ve vergi ceza ihbarnameleri şirket ortağına tebliğ edilmiştir. Vergi dairesi, sonraki tarihlerde ödeme emirleri düzenleyerek tasfiye memuruna tebliğ etmiştir. Ancak, dava konusu vergi ve cezaların tasfiye dönemine ait olması nedeniyle tebliğ işleminin tasfiye memuruna yapılması gerektiği belirtilen yasal mevzuatın ihlal edildiği gerekçesiyle ödeme emrine karşı dava açıldı. Vergi Mahkemesi, ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edildiği gerekçesiyle davayı reddetti. Yapılan temyize karar veren Danıştay Dördüncü Dairesi de aynı şekilde ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilmediği ve kararın bozulması gerektiği sonucuna vardı.
Kanun maddeleri:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesi (tüzel kişilere tebligat)
- 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun tasfiye ile ilgili maddeleri

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 1998/1102
Karar No: 1999/1241

Temyiz Eden : …
Karşı Taraf : Mercan Vergi Dairesi Müdürlüğü İSTANBUL
İstemin Özeti : 1989 yılına ilişkin amme alacağının tahsili amacıyla Tasfiye Olmuş … Anonim Şirketi adına ödeme emri düzenlenip,tasfiye memuruna tebliğ edilmiştir. ... Vergi Mahkemesinin,… günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı şirketin 1989 yılında muhtasar beyannamelerinin hiçbirisini vermediğinin anlaşılması üzerine re'sen yapılan tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin şirket ortağı …'ye, amme alacağının kesinleşmesi üzerine düzenlenen ödeme emirlerinin de tasfiye memuruna tebliğ edildiği, olayda, ödeme emirlerinin dayanağı ihbarnamelerin şirket yetkilisine tebliğ edildiğinin açık olduğu,buna dayanılarak herhangi bir ödeme de bulunulmadığı veya yargı yoluna gidilmediği, bu durumda ortada usulüne uygun biçimde kesinleşmiş amme alacağı bulunduğunun açık olduğu, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların tamamen tarh aşamasına yönelik iddialar olduğundan bu aşamada incelenmesinin mümkün olmadığı, davacı şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinde yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı şirket tasfiye memurunun adı ve adresi Vergi Dairesinde mevcut olduğu halde takdir komisyonu kararları ve ihbarnamelerin tasfiye memuruna tebliğ edilmesinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93 üncü maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Savcısı …'in Düşüncesi : Tasfiye halindeki şirketin 1989 yılı Muhtasar beyannamesini vermemesi nedeniyle takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden resen cezalı vergi tarhiyatı yapılmış,düzenlenen vergi ceza ihbarnameleri şirket ortaklarından birine tebliğ edilmiş ve vergi borcu süresinde ödenmediği gerekçesiyle düzenlenen ödeme emirlerinin ise davacı şirketin adresinde tasfiye memura tebliği üzerine, ödeme emirlerine karşı dava açılmıştır.
Uyuşmazlığa bakan Vergi Mahkemesi,ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edildiği ve amme alacağının kesinleştiği gerekçesiyle davayı reddetmiş, mahkeme kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 94 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında,tüzel kişilere yapılacak tebliğin,bunların başkan,müdür veya kanuni temsilcilerine Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılır hükmü yer almıştır.
Tasfiye halindeki tüzel kişiliklerde ise şirket temsilcisinin resmi görevli tasfiye memuru olduğu Türk Ticaret Kanununun şirketlerin tasfiyesi ile ilgili maddelerinde açıkca belirtilmiştir.
Bu durumda her türlü tebligatın şirketi temsile yetkili kişiye yapılması zorunluluk olup tasfiyeye girmiş şirkette şirket ortaklarına yapılan tebligat usulsüzdür.
Dava konusu olayda ise davacı şirketin Aralık 1989'da tasfiyeye girdiği,kararın 3 Ocak 1989 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği,tasfiye memuru tayin edildiği,yine tasfiyenin sona erdiğinin 11.1.1991 günlü Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilerek şirketin hukuki varlığınında ortadan kalktığı anlaşılmaktadır.
Oysa 11.1.1995 günlü Vergi ceza ihbarnamelerinin 19.1.1995'te tasfiye halindeki … Tic.Anonim Şirketi adıyla mevcut olmayan şirketin eski ortağına tebliğ edildiği,borcun ödenmemesi üzerine bu kezde ödeme emirlerinin tasfiye memurluğu yapmış olan şahsa tebliği yoluyla amme alacağının tahsiline çalışıldığı görülmektedir.
Dosyadaki 26.2.1990 günlü tutanaktan,vergi dairesinin bu tarihte şirketin tasfiyede olduğunu ve tasfiye memurunun kimliğini bildiği,ancak,buna rağmen 1989 yılı gelir stopaj vergisi alacağı için 1995 yılına kadar hiçbir işlem yapmadığı, alacağını takip etmediği de anlaşılmaktadır.
Bu durumda,ilgili şirket hakkında yasaların öngördüğü takip işlemleri yapılıp bu yol tüketilmeden tasfiyesi bitmiş,hukuken ortadan kalkmış olan şirketin vergi borcu bulunduğu gerekçesiyle hem eski ortak adına hemde görevi sona ermiş tasfiye memuru adına ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmesi yasalara uygun olmayıp dava konusu ödeme emirlerinin iptali gerektiğinden,davacının temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir
Tetkik Hakimi …'nin Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında; tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür ve kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde bunları İdare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı belirtilmiştir. 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun tasfiye ile ilgili maddelerine göre Tasfiye halinde tüzel kişilerde şirketi temsile yetkili kişi tasfiye memuru olup, her türlü tebligatın tasfiye memuruna yapılması yasa gereğidir.
Olayda, davacı şirket 28.12.1988 tarihinde tasfiyeye girmiş ve tasfiye kararı 3.1.1989 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmiştir.Şirketin tasfiyeye girmesiyle birlikte tasfiye memuru tayin edilmiş ve tasfiyenin sona erdiği 11.1.1991 günlü Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmiştir. Ancak dava konusu ödeme emirlerinin dayanağını oluşturan 11.1.1995 tarihli ve Tasfiye Halinde … Ticaret Anonim Şirketi adına düzenlenen vergi-ceza ihbarnameleri şirket ortağı …'ye tebliğ edilmemiş, ödenmemesi üzerine düzenlenen ödeme emirleri de, tasfiye memuruna tebliğ edilmiştir. Dosyada mevcut, 26.2.1990 günlü tutanaktan davalı İdarenin, şirketin tasfiyede olduğunu ve tasfiye memurunun kimliğini bildiği, buna rağmen 1989 yılına ilişkin gelir (stopaj) vergisi ve vergi cezasına ait ihbarnameleri şirketin eski ortağına tebliğ ettiği anlaşılmaktadır. Ödeme emri içeriği vergi ve cezalar tasfiye dönemine ilişkin olduğundan, ihbarnamelerin tasfiye memuruna tebliğ edilmesi yasa gereği olup, şirket ortağına tebligat yapılmakla usulüne uygun olarak kesinleşmiş amme alacağından söz edilemeyeceğinden, ödeme emrine yönelik davayı reddeden mahkeme kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlele, ... Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 25.3.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi