Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4892
Karar No: 2012/11119
Karar Tarihi: 23.11.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/4892 Esas 2012/11119 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/4892 E.  ,  2012/11119 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi

    ... ile ... aralarındaki elatmanın önlenmesi davasının reddine dair Polatlı Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 16.01.2012 gün ve 174/20 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı vekili, Polatlı İlçesi, Özyurt Köyündeki 228 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazı vekil edeninin üç yıldan beri ekip sürdüğünü, hal böyle iken 2010 yılı Ekim ayında bu tarlanın kazayağı çekilmek suretiyle ekime hazır hale getirildiğini, tecavüz edenin davalı ...’ün oğlu olduğunu duyduğunu, ancak davalının kendisine Polatlı 3. Noterliğinden keşide edilmiş 29.12.2010 tarihli ihtarname göndererek kazayağını kendisinin çektiğini bildirmesi nedeniyle davalının taşınmaz üzerindeki zilyetliğine vaki müdahalenin önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davacı aynı iddia ve yer için Polatlı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/18 Esasında kayıtlı davayı Bilal Bingöl aleyhine açmış olup, her iki dava arasındaki irtibat nedeniyle 2011/18 Esasında kayıtlı dava dosyasının eldeki 2011/174 Esasta kayıtlı dosya ile birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür.
    Davalı ..., öncelikle zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Ayrıca, davacının iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu açıklamıştır. Öte yandan davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, 11.10.2011 tarihli oturumda dosyanın duruşmasız yargılama için duruşmadan çekilmesine, taraflara gider avansını yatırmaları için iki hafta kesin süre verilmesine karar verildiği, davalı vekilinin gider avansını süresi içerisinde yatırmasına karşın davacı vekilinin gider avansının süresi içerisinde yatırmadığı anlaşılmakla dava şartı yokluğu nedeniyle davanın kısa kararda HMK. nun 320. maddesi uyarınca, gerekçeli kararda ise, HMK. nun 114 ve 115. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
    Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde yazılan nedenlerle temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; 228 nolu parsele ilişkin tapu kaydı getirilmiştir. Tarla niteliğiyle 39300 m2 olarak, tam mülkiyet üzere, tapulamadan, 29.09.1970 tarihinde Hazine adına tescil edildiği dava tarihi itibariyle kaydın Hazine üzerinde olduğu görülmüştür. Eldeki dava, harcı ödenmek suretiyle 23.02.2011 tarihinde açılmıştır. Birleştirilen dava ise, aynı davacı tarafından aynı taşınmazla ilgili olarak Bilal Bingöl aleyhine harcı ödenmek suretiyle 05.01.2011 tarihinde açılmıştır. Mahkeme, birleştirilen 2011/18 Esastaki dosyada 17.03.2011 günü ilk duruşmasını yapmış, yargılamayı 28.04.2011 gününe talik etmiş, ertelendiği 28.04.2011 günü ise, birleştirme kararı vermiştir. Eldeki davanın ilk oturumu 28.04.2011 günü yapılmıştır. Davacı vekili açıklamalarda bulunmuştur. Yargılama 05.07.2011 gününe ertelenmiştir. Ertelendiği oturumda davacı vekili hazır bulunmuş, davalı tarafın mazeret bildirdiği görülmüştür. Bunun üzerine yargılama 11.10.2011 tarihine ertelenmiştir. Mahkemece, 11.10.2011 günlü üç nolu oturumda ise dosyanın HMK. nun 139 ve 140. maddelerinden bahisle duruşmasız yargılaması için duruşmadan çekilmesine, taraflara gider avanslarını yatırmaları için HMK. nun 324. maddesi uyarınca iki haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiştir. 16.01.2012 tarihli inceleme tutanağında, davacı tarafın iki haftalık süre içerisinde gider avansını yatırmadığı belirlenmekle, HMK. nun 320. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiği, buna göre gerekçeli kararın yazıldığı belirlenmiştir.
    Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Uyuşmazlık, asıl davanın ve birleştirilen davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK. hükümlerinin mi, yoksa 12.01.2011 tarihinde kabul edilip, 04.02.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK. nun hükümlerinin mi, uygulanacağında toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak; her dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümlerine tabidir. Bundan ayrı, usul yasaları kamu hukukuyla doğrudan ilgili olduğundan aykırı bir hüküm bulunmadığı taktirde yayınlandığı tarihten itibaren yürürlükteki davalara uygulanacağı da tartışmasızdır.
    Somut olayda; her iki davada 1086 sayılı HUMK. nun yürürlükte olduğu tarihte açılmıştır. İlk oturumları önceki yasa yürürlükte olduğu tarihte yapılmıştır. Dolayısıyla 1086 sayılı Yasa hükümlerinin eldeki davaya uygulanacağı tartışmasızdır. Biran için 6100 sayılı HMK. nun uygulanacağı kabul edilse dahi 11.10.2011 günlü oturumdaki üç nolu ara kararı usule uygun değildir. Hazır bulunan taraf vekillerine gerekli ihtarlar yapılmamıştır. Kaldı ki, 6100 sayılı Yasanın 320. maddesinin, 2. fıkrasının somut olayda uygulama yeri yoktur. Bundan ayrı, mahkemece, 11.10.2011 günü iki haftalık kesin süre verilmiş; ne var ki kesin sürenin bittiği tarihten seksen gün gibi uzun bir süre geçtikten sonra temyize konu edilen karar verilmiştir. Oysaki, mer-i Anayasa’nın emredici hükümleri ve usul yasalarının asıl amacı; davaların en kısa sürede, doğru, adil ve en az masraflı olarak sonuçlandırılması olmalıdır.
    Hal böyle olunca, mahkemece yapılacak iş; tarafların dosyaya sunmuş oldukları delillerinin toplanması, uyuşmazlığın nitelemesinin yapılması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde asıl dava ve birleştirilen dosya için bir karar verilmesi gerekirken, birleştirilen dosyayla ilgili olarak nihai kararda bir hüküm de kurulmaksızın yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve HUMK.nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 23.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi