9. Hukuk Dairesi 2020/6024 E. , 2021/3995 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davalı iş yerinde aşçıbaşı olarak çalıştığını, her yıl Ekim ayı sonu itibariyle iş bittikten sonra devam eden sonraki yıl için de mevsimlik olarak çalışmalarının devam ettiğini, tekrar aynı işine başlayacağı söylenmiş ise de davalı tarafça çağrılarak kendisi ile çalışmayacaklarını, yerine bir başkası ile anlaştıklarını söylediklerini, fazla mesai ücretinin ödenmediğini, alacaklarının ödenmesi için talepte bulunduğunu ancak kendisine ödeme yapılmayacağının ifade edildiğini iddia ederek bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, belirsiz alacak eda davası olarak açmasını kabul etmediklerini, davacının çalışmakta olduğu süre içinde işçilikten kaynaklanan tüm hak ve alacaklarını almış bulunduğunu, imzaladığı ibraname ile davalı şirketten hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyan ettiğini, kendi rızasıyla istifası nedeniyle gerçekleştiğini, davacı tarafın alacağı bulunmamakla birlikte talep edilen alacaklarının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, dinlenen tanık beyanlarından davacının istifasını gösterir dilekçenin davalı işverenin baskısı altında imzalandığı, bu nedenle istifası geçersiz sayıldığı, mevsim başında davacıyı işe başlatmaması haksız fesih olarak nitelendirildiği, bu durumda davacı çalışmış olduğu mevsim süreleri için kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, işyeri bakımından otel işletmesi olduğu ve davalı tarafından günlük işe giriş ve çıkışları gösterir turnike bulunduğuna dair beyanı bulunmadığı, tanık beyanlarından davacının haftalık azami çalışma süresi olan 45 saatin üzerinde bir çalışma gerçekleştiği, miktarlar bakımından 15/03/2017 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir,
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, fazla çalışma ücreti alacağı talebinin niteliği itibariyle belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olduğu, kıdem ve ihbar tazminatı yönünden taraflar arasındaki giydirilmiş ücret miktarının ihtilaflı olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.05.2019 tarih, 2016/22-1166 esas 2019/566 karar sayılı son kararı kapsamında, belirsiz alacak davasının koşulları bulunmuyor ve fakat kısmi dava açılabilmesi mümkün ise, bu durumda, mahkemece, açılmış olan davanın kısmi dava olarak nitelendirilmek suretiyle görülüp karara bağlanması gerektiğinin kıdem ve ihbar tazminatı talebine ilişkin olarak nazara alınması gerektiği, davalı vekilinin davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığından bahisle usulden reddedilmesi gerektiği yönündeki istinaf itirazı yerinde görülmediği, istifa dilekçelerinin özel nedenlerinden dolayı ayrılmak istediğine ilişkin soyut beyan niteliğinde olduğu, muhasebeden işçilere imza attırıldığı, atılmazsa maaşlarından olunacağı yönündeki tanık beyanları nazara alındığında bu belgelerin geçerli olmadığı, davacının sezon sonu çıkışının verildiği, yeni sezonda çağrılacağı veya işe başvuru tarihi veya başlama tarihini gösteren askı işleminin bulunmadığı, dosya delillerine göre davacının iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatı hakkının bulunduğu, davacının giydirilmiş ücretinin hesaplanmasında hatalı yön bulunmadığı, taraflar arasında imzalanmış ve fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde hüküm içeren bir iş sözleşmesi bulunmadığından davalı vekilinin bu konudaki istinaf itirazı yerinde olmadığı, davacının aşçıbaşı olarak çalıştığı, işyerinde işyerinde davacının üstü pozisyonunda müdür ve bu silsilede çalışanların bulunacağı açık olup mesaisini kendi belirleyen üst düzey yönetici olarak kabul edilemeyeceği, ücret bordrolarındaki tahakkukların çalışılan genel tatiller için ödenen ücretler olup, bordrolarda fazla mesai tahakkuku bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince davacının işinin niteliği ve tanık beyanları değerlendirilerek sonuca gidilmesinde hatalı yön bulunmadığı, davacının fazla çalışması tanık beyanlarıyla belirlendiğinden ve davacının sürekli aynı şekilde fazladan çalışma yapılması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan, işçinin mazeretli, izinli veya hasta olabileceği günler dikkate alınarak takdiri indirim yapılması gerekirken hakkaniyet indirimi yapılmaksızın hüküm tesisi hatalı olduğu gerekçesiyle %30 oranında hakkaniyet indirimi yapılarak davacının brüt 60.170,37 TL. fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınması gerektiği, davacının talep artırım dilekçesi üzerine ileri sürülen zamanaşımı definin sonuca bir etkisi olmadığı halde mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı def"i nedeniyle ek hesaplama yaptırılarak buna göre davacının brüt 94.983,21 TL. fazla çalışma ücreti alacağı talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olduğu, davacı tarafça buna karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından bu konuda re"sen düzeltim yapılması mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesinin zamanaşımı nedeniyle reddettiği kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücreti hükmedilmesi mümkün olmadığı, hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen kısım sebebiyle de davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri hesaplanıp hükmedilmeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararına karşı davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Fazla mesai yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen söz konusu alacakların ödendiği varsayılır.
Fazla mesainin ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla mesaisi olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda; davacı işçi sezonluk olarak 22.04.2010- 04.11.2014 yılları arasında davalı işyerinde aşçıbaşı olarak çalışmış olup Mahkemece hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda işyerinde çalışma düzenini gösterir kayıt bulunmadığı belirtilerek fazla çalışma alacağı tanık beyanlarına göre tüm çalışma dönemi için hesaplanmıştır. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Tanıkların kendi çalıştığı dönemde görgüye dayalı bilgileri bulunması nedeniyle beyanları sadece davacı ile birlikte çalıştığı dönem için fazla çalışmayı ispatlamış olacağından fazla mesai alacağının tanıkların çalıştığı dönemlerle sınırlı olarak hesaplanması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, dinlenen davacı tanıklarının işyerinde çalıştığı sürelerin tespit edilerek çalıştıkları süre ile sınırlı olarak fazla mesai alacağının hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,16.02.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.