13. Hukuk Dairesi 2012/24227 E. , 2013/9556 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı (karşı davalı), taşınmazlarının kamulaştırılması nedeniyle 26.05.2005 tarihinde Av. ... ve Av. ... ile sözleşme imzaladığını, vekaletname verdiğini, avukatların Av. ..."i tevkil ettiklerini, tahsil edilen paraların kendisine ödenmediği için avukatları azlettiğini, azilnamaye rağmen tahsilata devam ettiklerini, kendisine 150.000.00 TL ödeme yapıldığını, kalan parasının ödenmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000.00 TL"nin azil tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı (karşı davacı), avukatlık görevini gereği gibi yerine getirdiğini, haksız yere azledildiğini, davacının 1 yıl içinde dava açmadığı için Av. K. 40"ıncı maddesine göre zamanaşımı süresinin dolduğu, davacının davalı belediye ile anlaşarak vekalet ücreti ödememek için kendisini azlettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Karşı davasında ise davacıdan vekalet ücreti alacağı olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000.00 TL"nin faiziyle davacı (karşı davalıdan) tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının (karşı davalı) davasının zamanaşımı nedeniyle reddine, Davalının (karşı davacı) davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı (karşı davalı) tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı (karşı davalı) avukatlarının tahsil ettikleri paraları kendisine ödemediklerini ve azil edilmelerine rağmen tahsilat yaptıklarını ileri sürerek eldeki davayı açmışdır. Davalı, (karşı davacı) zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini dilemiş ve alacaklı olduğu iddiasıyla karşı dava açmıştır. Mahmemece, davacının 29/05/2009 tarihli azilname ile durumu öğrenmesine rağmen 16.10.2010 tarihinde dava açtığı ve Avukatlık Kanunun 40. Maddesi gereğince zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Taraflar arasındaki ilişki vekalet sözleşmesine dayanmakta olup, vekalet sözleşmesinin en önemli unsurları arasında; vekilin talimata uygun hareket etme borcu, özen borcu ve hesap verme borcu gelmektedir. Vekalet sözleşmesinde vekilin hesap verme borcu vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup;işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. BK.nun 392.maddesi hükmü gereğince vekil, talep üzerine yaptığı işin hesabını vermeye ve müvekkili nam ve hesabına edindiği herşeyi iade etmeye, iade edinceye kadar da almış olduğu şeyleri saklamaya mecburdur. Bu nedenle de vekilin aldıklarını geri verme borcunda zamanaşımı vekalet sözleşmesi sürdükçe işlemez. Bir başka deyişle iade borcunda muacceliyet vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. Nitekim Hukuk Genel Kurulu"nun 2011 tarih ve 2011/13-161 esas ve 2011/276 karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Vekalet ilişkisi azil tarihi olan 29.05.2009 tarihinde sona erdiğine göre beş yıllık zamanaşımı süresi dava tarihi itibariyle henüz dolmamıştır. O halde mahkkemece, işin esasına girilerek sonucuna uygun şekilde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde asıl davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına bozulmasına, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 148.50 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.4.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.