15. Ceza Dairesi 2013/22645 E. , 2016/1935 K.
"İçtihat Metni".... Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
Nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanığın, 2008 yılının Mart ayı içerisinde Y.. G.. isimli mağdura ait nüfus cüzdanını ele geçirerek kendi fotoğrafını yapıştırmak suretiyle sahtecilik yaptığı ve aynı kişi adına maaş bordrosu, .... belgesi, işyeri imza sirküleri ve ikametgah belgesi ürettikten sonra bu belgeler ile 13.03.2008 günü ...... şubesine başvurarak 6.250,00 TL tüketici kredisi çektiği, yine 2008 yılı Mart ayı ortalarında M.. Ş..’e ait kimlik bilgilerine göre sahte olarak düzenlenmiş nüfus cüzdanı, maaş bordrosu, SSK belgesi, işyeri imza sirküleri, ikametgah belgesi ile birlikte 21.03.2008 tarihinde ..... şubesine yaptığı başvurunun kabul edilmesi neticesinde 6.250,00 TL tüketici kredisi aldığı, aynı şekilde B.. S.. adına sahte olarak oluşturduğu nüfus cüzdanı, sahte bordro, SSK belgesi, işyeri imza sirküleri ve ikametgah belgelerini ibraz ederek 31.03.2008 tarihinde ..... şubesinden 7.000,00 TL tüketici kredisi çektiği, yine K.. C.. kimliğine kendi fotoğrafını yapıştırıp sahte nüfus cüzdanı düzenleyip, elindeki belge örneklerine K.. C.."ın adını yazarak ürettiği sahte bordro, SSK belgesi, işyeri imza sirküleri, ikametgah belgesi ve nüfus cüzdan suretiyle 16.05.2008 günü ..... şubesinden 4.000,00 TL tüketici kredisi çektiği, daha sonraki günlerde E.. Ö.. adına oluşturduğu sahte nüfus cüzdanı, maaş bordrosu, SSK belgesi, işyeri imza sirküleri, ikametgah belgesi ve nüfus cüzdan sureti birlikte 24.06.2008 günü .... şubesine kredi başvurusunda bulunduğu, ancak banka güvenlik görevlisi .....’ın E.. Ö.."ü tanıyor olması sebebiyle durumun ortaya çıktığı ve sanığın yakalandığı, yine yakalanmadan önce aynı gün şikayetçi M.. K.."ya ait nüfus cüzdanına kendi fotoğrafını yapıştırarak sahte nüfus cüzdanı ürettiği, ancak bunu herhangi bir yerde kullanmadığı, yakalandığı sırada üzerinden çıkan mağdurlar E.. Ö.. ve M.. K.."ya ait sahte nüfus cüzdanlarının kriminal incelemesinde aldatma kabiliyetlerinin bulunduğunun tespit edilmesine rağmen, suçta kullanıldığı anlaşılan Y.. G.., M.. Ş.., B.. S.. ve K.. C.."a ait nüfus cüzdanlarını ise olaydan sonra imha ettiğinden ele geçirilemediklerinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükümler ile mağdurlar E.. Ö.., M.. K.., Y.. G.., B.. S..’e yönelik eylemleri nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;
Mağdurlar M.. K.. ile E.. Ö.. adına çıkarılan sahte kimliklerin ele geçirilip iğfal kabiliyetlerinin bulunduğunun tespit edilmesi yanı sıra açılan kamu davasında, Y.. G.. ile B.. S.. adına düzenlenen ikametgah belgesi ile birlikte diğer belgelerde de sahtecilik yapıldığının belirtilmiş olması ve bu belge asıllarının dosya içerisinde yer alması ile iğfal kabiliyetlerine haiz olduklarının anlaşılması karşısında, bu mağdurlara yönelik kurulan resmi belgede sahtecilik suçlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı; yine, sanığın ..... ile ....’ın değişik şubelerine yapmış olduğu eylemlerinin, zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken, TCK’nın 158/1-f-son maddesine göre adli para cezasının, aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel gün birim sayısı üzerinden belirlenip, artırım ve indirimlerin yapılmasından sonra elde edilen sonuç gün birim sayısının, 20-100 TL arasında tespit edilecek bir gün karşılığı para miktarı ile çarpılması suretiyle tayin edilmesi gerekirken, Vakıfbank’a yönelik eyleminde haksız menfaat miktarının 19.500,00 TL olması nedeniyle temel adli para cezasının en az 1950 gün olarak belirlenip bu meblağ üzerinden hesaplama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi ile ...... şubesine yönelik eyleminde, başvuruda bulunup da talebinin reddedilmesi nedeniyle teşebbüs aşamasında kalan suç nedeniyle elde edeceği 6.500,00 TL miktarın da hesaba katılması suretiyle 1050 gün üzerinden tayin edilen para cezası üzerinden indirim ve artırım oranlarının uygulanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, hükümlerin hukuka aykırı olduğuna ve cezalarının ertelenmesi gerektiğine ilişkin sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden sanık hakkında dolandırıcılık suçundan ve yukarıda adı geçen mağdurlara yönelik eylemleri nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hüküm fıkralarından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin tamamen çıkartılıp yerlerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmesi suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanık hakkında mağdurlar M.. Ş.. ve K.. C..’a yönelik eylemleri nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan incelemede;
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Resmi belgede sahtecilik suçuna konu nüfus cüzdanı, imza sirküleri ve ikametgah il muhaberi asıllarının dosya içerisinde mevcut olmaması nedeniyle iğfal kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığı konusunda inceleme yapılaması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, ..... ile ....’a müzekkere yazılarak, söz konusu evrak asıllarının verilip verilmediğinin sorulması, varsa getirtilip, denetime elverişli olacak şekilde dosya arasına alınarak, iğfal kabiliyetlerinin bulunup bulunmadığı konusunda da değerlendirme yapılması; yoksa, ilgili yerlerden (muhtarlık, nüfus müdürlüğü ve ilgili noterden) suça konu belge asıllarının araştırılması sonucunda, gerçek oldukları ve/veya aldatıcılık özelliklerinin bulunduğunun anlaşılması halinde, kredi sözleşmesi ile diğer özel belgeleri de içerisine alacak şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulup, duruma göre zincirleme suç hükümlerine göre artırım yoluna gidilmesi; asıllarının ele geçirilememesi ya da iğfal kabiliyetlerinin bulunmadığının anlaşılması halinde ise, mevcut olan sahte kredi sözleşmeleri doğrultusunda sanığın her bir mağdura yönelik eylemi dolayısıyla özel belgede sahtecilik suçundan ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesine istinaden halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aynı kanunun 326. maddesi gereğince sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.