Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/2120
Karar No: 2017/1544
Karar Tarihi: 06.12.2017

Su aboneliği - Kanal katılım bedeli ve şebeke hisse bedeli - İstirdat - Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2120 Esas 2017/1544 Karar Sayılı İlamı

 

 

Hukuk Genel Kurulu         2017/2120 E.  ,  2017/1544 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi


Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 10. Tüketici Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 09.06.2015 gün ve 2013/3764 E., 2015/1157 K. sayılı kararın davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 01.06.2016 gün ve 2015/13329 E., 2016/8703 K. sayılı kararı ile;
"...Davacı vekili, dilekçesi ile; müvekkilinin su aboneliği için davalı kuruma müracaat ettiğini ve abonelik için kendisinden kanal katılım bedeli ve şebeke hisse bedeli adı altında bir miktar ücret alındığını, alınan tutarın haksız olduğunu iddia ederek; şimdilik, 200,00 TL"nin iadesine, yapılan kesintinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah suretiyle dava değerini 4.056,00 TL ye çıkartmıştır.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davacının su şebekesi ve kanal hizmetinden ilk kez yararlandığını bu nedenle kanal katılım ve şebeke bedelinin başvuru sahibi olarak davacıdan tahsilinin zorunlu olduğunu, katılım payının sunulan hizmet karşılığı bir kez alındığını ve 2464 sayılı Yasaya uygun olarak alındığını, davacıdan alınan tutarın ferdi aboneliğe geçiş esnasında tahsil edilen fark mahiyetinde olup mükerrer tahsilat olmadığını ve tahsil edilen tutarın yasaya uygun olarak belirlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davalı kurumun dava konusu aboneliğin bağlandığı kanal ve şebekeye dair katılım payı tahsilatı toplamını bildiremediği, kurumun talep ettiği tutarla birlikte bu zamana kadar ki tahsilatlarının 2464 Yasanın 89. Maddesindeki sınırı aşmadığını tespite yarar verileri bildirmediği, bu konuda yargısal denetimi imkansız hale getirdiği, yargılama sırasında mahkemenin söz konusu bilgiye başkaca bir yöntemle ulaşma ve değerlendirme yapma imkanı da bulunmadığı, katılım payı alınan kanalizasyon hattını 2004 tarihinde, su şebekesini 2006 tarihinde faaliyete geçirildiği, davacının ise 07.10.2010 tarihinde bağımsız bölümün maliki olduğu gözetildiğinde davacının ödediği 4.056 TL katılım payının yasaya uygun olarak talep edildiği ispatlanamadığı gerekçesi ile, davanın kısmen kabulüne, 4.056 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hükmedilen tutarın 200TL"sine dava tarihi olan 07.12.2013"ten, 3.856 TL"sinin ıslah tarihi olan 09.06.2015"ten itibaren değişen oranlı yasal faizi yürütülmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık, davacının malik olduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi için davacının, davalı idareye kanal katılım ve şebeke hisse bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.
01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır:
a) Kanalizasyon tesisi yapılması,
b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.” düzenlemesi getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi ile de su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörülmüştür.
2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkarılan ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine ... Genel Müdürlüğünce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır.
Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir.
Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir.
Yine 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca İmar Kanununun 30/3. maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez.
Somut olayda; davalı idarece, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının bu hizmetten yararlandığı sabittir.
Öyle ise mahkemece, bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk malikinin (davacının) ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke hisse bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, mahkemece davacının ödemesi gereken bedelin hesabı konusunda gerekli olmayan bir kısım belgelerin dosyaya celp edilmeye çalışılarak, celp edilemediğinden bahisle, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir..."
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava ferdi su aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan kanalizasyon ve su tesisleri harcamalarına katılım payının iadesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin maliki olduğu taşınmazın su aboneliğini yaptırmak üzere davalı kuruma başvurması sırasında kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altında toplamda 4.105,12 TL’nin haksız şekilde tahsil edildiğini, tahsil edilen bedelin dayanağı olan ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39’uncu maddesinin vergi mahkemesi kararı ile iptal edildiğini ileri sürerek hukuken davalı tarafından istenmesi mümkün bedelin tespiti ile müvekkilinden bu değerden fazla yapılan tahsilatın iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, belirsiz alacak olarak dile getirdiği talebini 09.06.2015 tarihli ıslah beyanı ile 4.056,00 TL olarak netleştirilmiştir.
Davalı ... vekili şebeke bedeli ve katılım payının 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca sunulan hizmet karşılığı bir kez alınan bir bedel olduğunu, davacıdan katılım bedelinin tahakkuku sırasında ilgili tarifeler yönetmeliğinin henüz iptal edilmemiş ve yürürlükte olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39’uncu maddesinin "Kurumun bu konuda yönetmelik çıkarma yetkisi olmadığı" gerekçesi ile Ankara 2. Vergi Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olması karşısında yönetmelik hükümlerinin iptal edilinceye kadarki dönemde dahi hukuk düzeni içerisinde sonuç doğuramayacağının kabulünün gerektiği, belediyelerin katılma payı gelirlerinin Belediye Gelirleri Kanununda düzenlendiği, talep edilen tutarın bu düzenlemeye uygun olup olmadığının tespiti açısından dava konusu aboneliğin kapsamında bulunduğu kanalizasyon ve su şebekesi hatlarından bugüne kadar tahsil edilen katılım payı miktarının ve hatların belediyeye maliyetinin ne olduğu, yine hatların faaliyete geçirildiği tarih itibariyle yükümlü gayrimenkullerin tespit edilerek sahipleri adına katılım payı tahakkuku yapılıp, cetvelin ilan edilip ilgilisine tebligat yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılması gerektiği, bu yönde davalıdan bilgi ve belgeler istenmiş ise de herhangi bir cevap verilmediği, kanuna uygun miktarda katılım payı talep edildiğini ispat yükünün davalıda olduğu, giderinden fazla tahsilat yapamayacak olan idarenin bu hususun tespitine yarar verileri bildirmemesinin yargısal denetimi imkânsız hâle getirdiği, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulduğu tarihteki malikin sorumlu olması gerektiği, davalı idarenin hizmetin tamamlandığı tarihteki taşınmaz maliklerini belirleyip mükellef olarak katılma payı tahakkuk ettirip, taşınmaz sonradan el değiştirse bile mükellefiyet eski malikten yeni malike geçmeyeceğinden eski maliki usulüne uygun olarak takip etmesi gerektiği; katılım payı alınan kanalizasyon hattının 2004 tarihinde, su şebekesinin 2006 tarihinde faaliyete geçirildiği, davacının ise 07.10.2010 tarihinde bağımsız bölümün maliki olduğu gözetildiğinde, davacının ödediği 4.056,00 TL katılım payının yasaya uygun olarak talep edildiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne 4.056,00 TL’nin 200,00 TL’sinin dava, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları üzerine hüküm Özel Dairece yukarıda karar başlığında yazılı gerekçeler ile bozulmuştur.
Yerel mahkeme Belediye Gelirleri Kanununun 94’üncü maddesine göre katılma payına dair yönetmelik çıkartma yetkisinin İçişleri Bakanlığında olmasına rağmen davalı kurumun yetkisi bulunmayan bir konuda çıkardığı yönetmeliğin idari yargıda verilen iptal kararı olmasa dahi hukuken sonuç doğuramayacağını, bu nedenle taraflar arasında bu yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına imkân bulunmadığını, aksi hâlde ilgili ilgisiz her kurumun yetkisi dâhilinde olmayan konuda yönetmelik çıkarıp, iptal edilinceye kadar yönetmeliğin hukuk düzeninde sonuç doğurmasını sağlayabilir hâle gelebileceğini; Yönetmeliğin aksine anılan Kanuna göre katılma payının verilen hizmetlerden dolayı yapılan giderlerden ibaret olduğunu ve bu giderlerin 89’uncu maddedeki giderden fazla gelir elde edilemeyeceğine dair sınır dahilinde ve hizmetten istifade eden taşınmazların şebeke hattının faaliyete geçirildiği tarihteki maliklerinden, abonelik tesisi beklenmeksizin Kanun hükümlerince tahakkuk ettirilmesi gerektiğini, sözü edilen Kanuna uygun miktarda katılım payı talep edildiğini ispat yükünün davalıda olduğunu ancak davalının dava konusu aboneliğin bağlandığı şebekeye dair giderler ile katılım payı tahsilatı tutarını bildiremediğini gerekçesinde açıklayarak önceki kararında direnmiştir.
Direnme kararı davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık: tüketiciden su aboneliğinin tesisi sırasında tahsil edilen kanalizasyon ve su tesisleri harcamalarına katkı payının hesaplanmasında, kanun gereği düzenleme yetkisinin İçişleri Bakanlığında bulunmasına rağmen Belediye tarafından çıkarılmış olması nedeniyle iptaline karar verilen ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39’uncu maddesinin uygulanmasının mümkün olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu çerçevesinde yapılacak hesaplamada gider nispetinde katılım payı tahsili kuralı doğrultusunda bu tesise ilişkin harcamalar ve buna karşılık tüketicilerden tahsil edilen toplam katılım payı tutarının miktarlarının tespit edilmesi ve bu değerin de hizmetten istifade eden taşınmazların hizmetin verildiği tarihteki maliklerinden tahsil edilmesi gerektiğini kabul eden yerel mahkeme kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkeme ve Özel Daire arasındaki uyuşmazlığın çözümünde öncelikle konu ile ilgili mevzuat hükümlerinin açıklanması yerinde olacaktır.
01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda uyuşmazlık ile ilgili düzenlemeler aynen şu şekildedir:
“ Kanalizasyon harcamalarına katılma payı:
Madde 87 – Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı alınır:
a) Yeni kanalizasyon tesisi yapılması,
b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi.
İki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller, hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında o yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.
Su tesisleri harcamalarına katılma payı:
Madde 88 – Belediyelerce veya belediyelere bağlı müesseselerce beldede aşağıdaki şekillerde su tesisleri yapılması halinde, dağıtımın yapıldığı saha dahilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden, Su Tesisleri Harcamalarına Katılma Payı alınır:
a) Yeni içme suyu şebeke tesisleri yapılması,
b) Mevcut şebeke tesislerinin tevsii ve ıslahı.
Birden fazla yol kenarında bulunan gayrimenkullere ait payın hesabında, bunların yalnız suya bağlandıkları yol üzerindeki uzunlukları esas alınır.
Payların hesaplanması:
Madde 89/a- Katılma payları bir program dahilinde veya istek üzerine doğrudan doğruya yapılan işlerde, bu hizmetlerden dolayı yapılan giderlerin tamamıdır. Şu kadar ki yapılacak giderler peşin ödendiği takdirde bu paylar ilgililerden % 25 noksanıyla alınır. Ancak bu tür hizmet giderleri bayındırlık ve iskan bakanlığı ile iller bankası tarafından tespit edilen ve yayınlanan rayiç ve birim fiyatlara göre hesaplanan tutarları aşamaz.
Özel devlet yardımları, karşılıksız fon tahsisleri, bu işler için yapılacak bağış ve yardımlar ve istimlak bedelleri giderler tutarından indirilir.
Payların tahakkuk şekli:
Madde 90- Yol Harcamalarına Katılma Payı, bu hizmetin yapıldığı yollardan faydalanan, Su Tesisleri İle Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payları ise hizmetten faydalanma şekillerine göre ilgili gayrimenkul sahipleri arasında ve 89"uncu maddeye göre hesaplanan katılma payları toplamının ilgili gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtılması suretiyle hesaplanıp tahakkuk ettirilir. Şu kadar ki, ibadet yerleri hakkında harcamalara katılma payı tahakkuku yapılmaz.
Tahakkuk zamanı:
Madde 91- Harcamalara katılma paylarının tahakkuku, işler hangi ihale usulü ile yapılmış olursa olsun, hizmetin tamamlanarak halkın istifadesine sunulmuş olmasından sonra yapılır.
Ancak, yapılacak yazılı tebliğ ile verilecek süre içinde ilgililerin harcamalara katılma paylarını peşin ödemeyi kabul etmeleri halinde, bu paylar, kabule ilişkin yazılı başvuru tarihinden itibaren bir ay içinde tahakkuk ettirilir.
Payların ilanı:
Madde 92- Yukarıdaki maddelerde yazılı esaslar dairesinde hesaplanan paylar, mükelleflerin soyadları, adları, adresleri ve kendilerine isabet eden pay miktarını gösteren ve mahiyetlerine göre mahalle, cadde ve sokak itibariyle düzenlenecek tahakkuk cetvellerinin bir ay süre ile belediye ilan yerlerine asılması suretiyle ilan olunur.
Katılma payları tutarları mükelleflere ayrıca tebliğ olunur.
Tahsil şekli:
Madde 93- Harcamalara katılma payları belediyelerce veya bunlara bağlı müesseselerce, 92 nci maddeye göre payların ilan ve tebliğ edildiği yılı takip eden yıldan itibaren iki yılda ve dört eşit taksitte, peşin ödemelerle tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde tahsil olunur. Ancak, yukarıda yazılı ödeme sürelerini, ilgili belediyelerin teklifi üzerine, 5 yıla (peşin ödemelerde bir yıla) kadar uzatmaya ve buna göre taksit sürelerini tespit etmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bakanlar Kurulunca bu yetkinin kullanılması halinde, uzatılan ödeme süreleri için belediyeler, belediye meclislerinin kararı üzerine ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca alınan tecil faizi oranını aşmamak üzere faiz alabilirler.
Satış, hibe ve trampa gibi devir hallerinde ferağ sırasında o tarihe kadar ödenmemiş taksitler peşin olarak tahsil olunur.
Harcamalara katılma payına tabi gayrimenkullerin listesi belediyelerce ilgili tapu dairelerine bildirilir. Bu gayrimenkullerin satış, hibe ve trampaları halinde tapu dairesi payın tahsilini sağlamak üzere, belediyeyi haberdar eder ve pay ödenmedikçe intikal işlemi yapılmaz.
Yönetmelikle tespit olunacak hususlar:
Madde 94- Harcamalara Katılma Paylarının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye, Bayındırlık ve İmar ve İskan Bakanlıklarının görüşü alınarak İçişleri Bakanlığınca düzenlenecek bir yönetmelikte belirtilir.”
Kanun koyucu 94’üncü maddede konu ile ilgili yönetmelik çıkarma yetkisini İçişleri Bakanlığına vermiş olup, bu yetkiye istinaden İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu"nun Harcamalara Katılma Payları ile İlgili Hükümlerin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik 21.08.1981 tarihli 17435 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış ve 01.07.1981 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir.
Bu Yönetmelik hükümlerine göre;
“Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı
Madde 8- Belediye veya bağlı kuruluşlarınca, belediye sınırları ve mücavir alanlar içerisinde,
a) Yeni kanalizasyon tesisi yapılması,
b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi hallerinde, bu tesislerden faydalanacak gayrimenkullerin sahiplerinden Kanalizasyon Harcamalarına katılma payı alınır. İki veya daha fazla yol kenarlarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış iseler, payın hesabından o yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.”
Katılma payının hesabında Yönetmeliğin yol harcamalarına katılma payı ile ilgili 5’inci maddesinde düzenlenen usulün izlenmesi gerektiği, 9’uncu maddede “Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı bu yönetmeliğin 5"inci maddesinde belirtilen esaslar dahilinde hesaplanır” denilmek suretiyle belirlenmiştir.
Yönetmeliğin bahsi geçen 5’inci maddesinde “Bayındırlık Bakanlığı ve İller Bankası Genel Müdürlüğünün o yıllar için tespit ederek yayınlandığı birim fiyatlar ve rayiçlere göre hesaplanan gerçek bedeli” geçmemesi kaydıyla yapılan işin giderinden, özel Devlet yardımları, karşılıksız fon tahsisleri, bu işlem için yapılan bağış ve yardımlar ile istimlak bedelleri düşüldükten sonra kalan tutarın üçte birinin hizmetten yararlanan gayrimenkul taşınmaz sahibi mükellefler adına Belediye Encümeninin kararını müteakip tahakkuk ettirileceği düzenlenmiştir.
Aynı usulün, 12’nci maddeye göre yeni içme suyu şebeke tesislerinin yapılması veya mevcut şebeke tesislerinin tevsii ve ıslahı hallerinde, dağıtımın yapıldığı saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden tahsil edilecek su tesisleri harcamalarına katılma payının belirlenmesinde de uygulanacağı 13’üncü maddede hükme bağlanmıştır.
Devam eden maddelere göre harcamalara katılma payının üst sınırı bina ve arsaların vergi değerinin yüzde birini geçemez (m.16). Bu esaslara göre hesaplanan tahakkuk cetvelleri bir ay süre ile Belediye ilan tahtasında ve varsa belediye ses yayın aracı ile ilan edilir ve tutarlar mükelleflere ayrıca tebliğ olunacağı gibi tahsilde de bu tebliğ tarihi esas alınır (m. 19).
Yönetmeliğin açıklanan bu ayrıntılı düzenlemeleri, dayanağı olan 2464 sayılı Kanunla örtüşmektedir.
Uyuşmazlığa konu olayda ise davalı ... bu düzenlemeler yerine, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 02.12.1991 tarih, 474 sayılı kararı ile kabul edilen ve Başkanlığın 03.12.1991 tarih ve 5658 sayılı onayı ile 04.01.1992 tarihinde yürürlüğe giren Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Tarifeler Yönetmeliğine Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.03.2008 tarih ve 778 sayılı kararıyla değiştirilen 39’uncu maddesine dayanarak pay bedeli tahakkukunda bulunmuştur.
Bu maddede aynen:
“Yapılacak yeni; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevsi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine ... Genel Müdürlüğünce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri
harcamalarına katılma payı alınır.
Su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı = KP
Tesislerden yararlanacak gayrimenkulün yola nazaran arsa cephesi = L
Gayrimenkulün yararlanacağı su veya kanal hattına metre / tûl maliyeti = T
Gayrimenkulün toplam inşaat alanı = S
Adil bir katılımın sağlanmasına yönelik katsayı :
N = S/1000 Olmak üzere;
Su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payları:
KP =(LxT)/2 x N
Formülüne göre hesaplanan değerdir. Bu değer gayrimenkulün vergi değerinin %2’sini
geçemez.” düzenlemesi mevcuttur.
Maddenin devamında su ve kanalizasyon şebekelerine katılım paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmının, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edileceği; ayrıca Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.10.2010 tarih ve 3007 nolu kararıyla kabul edilen yönetmelik gereği, bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tek su aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere kanal vizesi verilmesi aşamasından önce binada o bağımsız bölümde lehine kat irtifakı tesis edilen veya kat irtifakı tesis edilmemiş ise arsa payı karşılığı malik olarak görünen kişiden katılım payı tahsil edileceği ve bu payların tahsili yapılmadan binaya kanal vizesi verilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Yerel Mahkeme ... Tarifeler Yönetmeliğinin açıklanan 39’uncu maddesinin vergi mahkemesi kararı ile iptal edilmiş olması nedeniyle İdarenin ancak Belediye Gelirleri Kanunu çerçevesinde yapılacak hesaplama ile belirlenecek katılım payını, bu Kanunda düzenlenen sınırlamaları aşmamak ve kanuni prosedürü uygulamak kaydıyla, tahakkuk ve tahsil edebileceğini kararına gerekçe kılmıştır.
Oysa Özel Daire bozma kararında sonradan iptal edilmiş olsa bile somut uyuşmazlık tarihi itibari ile yürürlükte olan 39’uncu madde düzenlemesine dayanılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı değerlendirmesinde bulunmuştur.
Hâl böyle olunca önce ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39’uncu maddesinin iptaline ilişkin yargılama süreci üzerinde durulması gerekir.
Ankara 2. Vergi Mahkemesinin 02.05.2012 gün ve 2011/543 E., 2012/963 K. sayılı kararı ile “... Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Tarifeler Yönetmeliğinin 1. maddesinde belirtildiği üzere, Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün; su satışı, kanalizasyon tesisi bulunan yerlerdeki kullanılmış suların uzaklaştırılması, septik çukurlarının boşaltılması ile bu işlemlere ilişkin hizmetlerle ilgili tarifelerin hangi esaslara göre saptanacağını ve uygulanacağını belirtmek amacıyla yayınlandığı ve Yönetmeliğin yayınlanmasına dayanak gösterilen 2560 sayılı Yasanın 23. maddesinde de Belediye Gelirleri Kanunu ile getirilen su tesisleri harcamalarına katılma payı ile ilgili olarak Yönetmelik yayınlayarak tarife belirleme yetkisi tanımadığı açık olduğundan, Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünce yayınlanan Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesinde su tesisleri harcamalarına katılma payı ile ilgili olarak tarifeye ilişkin düzenleme yapılmasında hukuka uyarlılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne ve dava konusu Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinin iptaline” karar verildiği, bu kararın Danıştay 9. Dairesinin 26.11.2015 gün, 2012/6360 E., 2015/14481 K. sayılı kararı ile onandığı; İdare tarafından karar düzeltme yoluna başvurulması üzerine aynı Dairenin 23.11.2017 gün ve 2016/15553 E.-2017/8514 K. sayılı kararı ile karar düzeltme başvurusunun reddine karar verilerek iptal kararının 23.11.2017 tarihi itibari ile kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Eldeki uyuşmazlığın doğduğu tarih itibari ile ... Tarifeler Yönetmeliğinin mahkeme kararı ile iptal edilmemiş olduğu çekişmesizdir. Çekişme, iptal edilmemiş olduğu dönemde dahi bu yönetmeliğin uygulanmasının mümkün olup olmadığı noktasındadır.
Bu aşamada konuya idare hukuku açısından da bakılması gerekir. Bilindiği üzere idarenin genel, objektif, bireysel nitelikte olmayan kural işlemler yapma yetkisine “düzenleme yetkisi”, bu yetkinin kullanılması sonucu yapılan işlemlerine de düzenleyici işlemler denilmektedir (Gözübüyük, Ş./Tan, T.: İdare Hukuku- Genel Esaslar, C.I, 7.b., Ankara 2010, s.111).
İdarenin düzenleme yetkisi sınırlı, tamamlayıcı ve bağımlı bir yetkidir. Bu nedenle Anayasa’da öngörülen ayrık durumlar dışında, kanunlarla düzenlenmemiş bir alanda, kanun ile yürütmeye genel nitelikte kural koyma yetkisi verilemeyeceği gibi (Anayasa Mahkemesinin 06.07.1993 gün ve 1993/5 E., 1993/25 K. sayılı kararı), idarenin yasallığı ilkesi gereği kanuna dayanılmaksızın, başka bir anlatımla kanun koyucu yasama organının yürütmeye tanıdığı ve kanun ile sınırlarını çizdiği düzenleme yapma yetkisini aşarak, düzenleyici idari işlem yapılamaz.
Eldeki uyuşmazlıkta 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda konu ile ilgili düzenleyici idari işlem yapma yetkisi İçişleri Bakanlığına verilmiş ve Bakanlık da bu doğrultuda yukarıda sözü edilen yönetmeliği yürürlüğe koymuş olup, Belediyenin yetkisi olmadığı hâlde tarifeler ile ilgili düzenleyici işlem yapması nedeniyle 39’uncu madde mahkeme kararı ile iptal edilmiş, yargılama sürecinde bu karar kesinleşmiştir.
Bu durumda, iptal kararının kesinleşmesinden önce doğan uyuşmazlıklarda bu madde hükümlerinin uygulanmasının mümkün olup olmadığı tartışılmalıdır.
Bir idari işlemin yargı kararıyla iptal edilmesi hâlinde, söz konusu kararın dava konusu işlemin tesis edilmesi sırasında unsurlarında bulunan sakatlıkları saptadığı, işlemi yapıldığı andan başlayarak ortadan kaldırdığı, bu özelliği nedeniyle geriye yürüyen sonuçlar doğurduğu idare hukukunun ilkelerindendir. Dolayısıyla iptal kararları, iptali istenilen idari tasarrufu ve ona bağlı işlemleri tesis edildikleri tarihten itibaren ortadan kaldırarak bu tasarruf ve işlemlerin tesisinden ve icrasından önceki hukuki durumun yürürlüğünü sağlar. Diğer bir deyimle iptal edilmiş olan işlemi hukuk aleminde hiç doğmamış hâle getirir.
Her ikisi de objektif hukuk düzenine aykırılık oluşturan hukuksal işlemleri iptal ederek onu koruyan bir işlev yerine getirmesine karşın, Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararları Anayasa’nın 153’üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince geriye yürümediği halde, idari yargı yerlerince verilen iptal kararları geriye yahut geçmişe yürümektedir. İdari yargı yerlerince verilen iptal kararlarına tanınan bu etki ve sonuç tamamen içtihadîdir (Kaplan, G.: İptal Kararlarının Etki ve Sonuçlarının Zaman Yönünden Yargıç Tarafından Sınırlandırılması, Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.III, 2013,S.2, s.30-38).
Bu prensip Danıştay kararlarında “iptal hükümlerinin davanın tevcih edildiği idari muameleme ve kararın ittihaz edildiği tarihe kadar tesirde bulunması, hukuk idarenin maruf bir kaidesidir” şeklinde ifadesini bulmaktadır (Danıştay Dava Daireleri Umumi Heyetinin 25.01.1938 gün, 1937/202 E., 1938/14 K. sayılı kararı). Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 30.09.1994 gün ve 1993/247 E., 1994/559 K. sayılı kararında da ifade edildiği gibi sakat bir idari işlemin hukuk düzenine girmesi ile hukuka aykırı bir durum doğar. Bu durumun giderilebilmesi için iptal kararı hukuken sakat idari işlemi geriye yürür biçimde ortadan kaldırır ve hukuka aykırı işlem yapılmasından önceki hâle dönülür.
Bu hâlde idare iptal kararının amaç ve kapsamına göre yeni bir işlem ya da işlemler yapmak, iptal edilen idari işlemden doğan tüm sonuçları ortadan kaldırmak görevi ile yükümlüdür. Aksi düşünüş tarzı, idari yargı kararlarının uygulanmaması gibi hukukun kabul edemeyeceği bir sonuç doğurur (Danıştay 12. Dairesinin 02.04.2014 gün, 2013/795 E., 2014/2164 K. sayılı kararı ve benzer mahiyette Danıştay 8. Dairesinin 23.03.2015 gün, 2015/1996 E.-2015/2057 K. sayılı, 5. Dairesinin 25.02.1998 gün, 1997/13 E.-1998/515 K.sayılı kararları).
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; düzenleyici işlem yapma yetkisine sahip olmadığı açık olan idarenin uygulamaya koyduğu ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39’uncu maddesinin eldeki uyuşmazlıkta uygulanması mümkün olmayıp, yerel mahkemenin 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ile belediyelere tanınan yol, su, kanalizasyon hizmetler giderlerini hizmetten yararlananlardan tahsil etme yetkisinin ancak iptal edilen bu düzenleme dışında kalan yasal düzenlemeler çerçevesinde kullanılabileceği; bu doğrultuda, katılım paylarının hizmetten istifade eden taşınmazların şebeke veya kanalın tamamlanarak hizmete sunulduğu yahut mevcut şebeke tesislerinin tevsii ve ıslahı tarihinde maliki olan kişilerden Belediye Gelirleri Kanununun belirlediği usul ve sınırlar dâhilinde tahsil edilmesi gerektiği yönündeki kabulünde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.


Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesinin vergi mahkemesinin iptal kararının kesinleşmesine kadar yürürlükte olduğu, bu maddenin yürürlükte olduğu dönemde yapılan ferdi abonelik başvurularında uygulanarak abonelerden ilk abonelik sırasında alınan alt yapı katkı paylarının başvuru tarihlerinde yürürlükte bulunan tarifeye göre hesaplanmasının mümkün olduğuna işaret eden bozma kararının yerinde olduğu görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüşl açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Tüm bu nedenlerle yerel mahkemenin yazılı şekilde karar vermesinde bir isabetsizlik görülmediğinden usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararının ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 06.12.2017 gününde oy çokluğu ile karar verildi.


Dava, Davacının yeni yapılan inşaattan malik olduğu konut nitelikli bağımsız bölüme ilk defa ferdi su aboneliğinin tesisi için davalı kuruma yaptığı başvuru sırasında, davalı idareye kanal katılım ve şebeke hisse bedeli ödemesinin gerekli olup olmadığının tespiti ile buna göre davacı abone tarafından ödenen bu alt yapı katılım paylarının istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece ; ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39. maddesinin Ankara 2. Vergi Mahkemesince Kurumun bu konuda yönetmelik çıkarma yetkisi olmadığı gerekçesi ile iptal edilmiş olması karşısında yönetmelik hükümlerinin iptal edilinceye kadarki dönemde dahi hukuk düzeni içerisinde sonuç doğuramayacağının kabulünün gerektiği, Belediyelerin katılma payı gelirlerinin 2464 sayılı Kanunda düzenlendiği, ancak talep edilen tutarın yasaya uygun olup olmadığının tespiti açısından dava konusu aboneliğin dahil olduğu kanalizasyon ve su şebekesi hatlarından bu güne kadar tahsil edilen katılım payı miktarının ne olduğu, hatların belediyeye maliyetinin ne olduğu, yine hatların faaliyete geçirildiği tarih itibariyle yükümlü gayrimenkullerin tespit edilerek sahipleri adına katılım payı tahakkuku yapılıp, cetvelin ilan edilip ilgilisine tebligat yapılıp yapılmadığı hususlarının araştırılması gerektiğini, bu yönde davalıdan bilgi ve belgeler istenmiş ise de herhangi bir cevap verilmediği, Yasaya uygun miktarda katılım payı talep edildiğini ispat yükünün davalıda olduğu, giderinden fazla tahsilat yapamayacak olan davalının bu hususun tespitine yarar verileri bildirmemesinin yargısal denetimi imkansız hale getirdiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı Kurumun temyiz itirazları üzerine hüküm Özel Dairece “ ... davalı kurum tarafından 2464 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra davalıya ait taşınmazın bulunduğu bölgede yeni olarak kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı, davacının da bu tesislerden yararlandığının ihtilafsız olduğu, bu halde abonelik tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri çerçevesinde ilk malik olarak davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke hisse bedelinin bilirkişi marifeti ile tespiti gerekirken, bedelin hesabı konusunda gerekli olmayan bir kısım belgelerin sunulmamış olmasına dayanılarak hatalı gerekçe ile karar verilmesinin hukuka aykırı olduğundan ...” bahisle bozulmuş,
Yerel mahkeme “.... 2464 sayılı Kanunun 94. Maddesine göre katılma payına dair yönetmelik çıkartma yetkisi İçişleri Bakanlığında olmasına rağmen davalı kurumun yetkisi bulunmayan bir konuda çıkardığı yönetmeliğin idari yargıda verilen iptal kararı olmasa dahi hukuken sonuçdoğuramayacağını, bu nedenle taraflar arasında bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına imkan bulunmadığını, aksi halde ilgili ilgisiz her kurum yetkisi dahilinde olmayan konuda yönetmelik çıkarıp, iptal edilinceye kadar yönetmeliğin hukuk düzeninde sonuç doğurmasını sağlayabilir hale gelebileceğini, 2464 sayılı Kanuna göre ise katılma payının verilen hizmetlerden dolayı yapılan giderlerden ibaret olduğunu, ancak davalının dava konusu aboneliğin bağlandığı şebekeye dair giderler ile katılım payı tahsilatı tutarını bildiremediği ....” gerekçesinde açıklayarak önceki kararda direnmiştir.
01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bu kanunun yürürlüğe girmesi sonrasında  bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınması gerektiği düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeye göre 1981 yılı sonrasında ;
a) İlk defa Kanalizasyon tesisi yapılması,
b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi,
durumları gerçekleştiğinde bu tesislerden yararlanan taşınmaz sahiplerinden alt yapı harcamalarına katılma payı alınması gerekecektir.
Bu durumlarda; İki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile iller Bankası tarafından tespit edilen ve yayınlanan rayiç ve birim fiyatlara göre hesaplanan maliyet tutarlarını aşmayacak şekilde 2464 Sy K.nun, 89.md. ne göre katılma payının hesabı taşınmazın cepheli olduğu yola göre yapılacaktır.
Aynı Yasanın 88.maddesi ile de su tesis ve şebekeleri için kanalizasyon harcamalarına katılmanın düzenlendiği 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörülmüştür.
2560 Sayılı İSKİ kanunun EK madde 5 uyarınca ... hakkında da uygulanması gereken Kanun olan 2560 sayılı Kanunun 2. Maddesinde de davalı idare Kanalizasyon ve içme suyu hatlarının yapımı ile ilgili her türlü yetkiyi kullanmakla görevlendirilmiş, 23. Maddesinde ise Kuruma Ücretlendirme Tarifeleri belirleme yetkisi verilmiştir.
2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ile 2560 sayılı İSKİ Kuruluş Yasasına eklenen Ek-4 maddesi uyarınca görevli olunan hizmetlerin ifası bakımından ... kuruluş yasasının 2. Maddesinde belirlenen görev ve yetki alanı içerisindeki abonelere götürülen her türlü hizmetin güvence bedel ve yaptırımları bakımından ... Tarifeler Yönetmeliği , Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 02.12.1992 Tarih ve 474 sayılı kararıyla kabul edilmiş ve 04.01.1992 Tarihinde  Yürürlüğe girmiş , Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 14.03.2008 Tarih ve 778 sayılı kararıyla kabul edilen 39. Maddesinde taşınmaz sahiplerince taşınmazlarının faydalandıkları kanalizasyon ve su şebekelerinin harcamalarına katılma paylarının hesaplama , tahakkuk ve tahsilat usulü düzenlenmiştir.
Ancak bu Tarifenin 39. Maddesinin iptali için başka bir abone tarafından Ankara 2.Vergi mahkemesinde açılan iptal davasında 02.05.2012 tarih 2011/543 E. 2011/543 K. Sayılı kararı ile bu 39. Madde iptal edilmiş ,bu kararın temyizi üzerine DANIŞTAY 9. DAİRESİ 26.11.2015 TARİH 2012/6360 E. 2016/14481 K. Sayılı kararı ile ONANMIŞ, Aynı daireye yapılan karar düzeltme başvurusu ise DANIŞTAY 9. Dairesinin 23.11.2017 Tarih E. 2016/ 15553 K. 2017/ 8514   sayılı kararı ile Reddedilmiş olup bu tarih itibariyle kesinleşmiştir.
Bu nedenle ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39. Maddesi Vergi Mahkemesinin İptal kararının kesinleşmesine kadar yürürlükte olduğundan bu maddenin yürürlükte olduğu dönemde yapılan Ferdi abonelik başvurularında uygulanarak abonelerden ilk abonelik sırasında alınan alt yapı katkı paylarının başvuru tarihlerinde yürürlükte bulunan tarifeye göre hesaplanması , bu tarifenin 39. Maddesindeki hususlarda daha sonra yapılan değişikliklerin bu degişiklik tarihi sonrasındaki başvurularda uygulanacağına ilişkin özel Daire Kararlarıyla uygulama getirilmiştir.
Anayasa mahkemesi ve Danıştay’ ın İstikrar kazanan uygulaması da idarenin Düzenleyici işlemi niteliğinde olan Yönetmelik iptalleri halinde iptal kararının tüm kanun yollarının tüketilmesi sonrasında kesinleşmesi ile hüküm ifade edeceği kabul edilmiştir. Davaya konu ferdi abonelik ile dava Tarihi ve Özel Daire Temyiz inceleme tarihleri sırasında da henüz İptal kararının Kesinleşmesi gerçekleşmediğinden bu tarihler itibariyle yürürlükte olan Tarifenin 39.Maddesine göre hesaplama yapılarak , ferdi abonelik için yapılan başvuru sırasında davalı idareye ödenen tutarın bu olması gereken miktarla denetlenerek fazlalık varsa istirdat kararı verilmesi yönünde uygulama yapılarak abonelik başvurusu sırasında ödenen katılım bedellerinin iadesi talepli olarak açılan davalarda “ başvuru tarihine göre geçerli olan tarife hükümlerinin uygulanması gerekir “ denilerek uyuşmazlıklar sonuçlandırılmıştır.
Yerel mahkemelerin bir kısmı ise iptal edilen tarife hükmüne ilişkin iptal kararının kesinleşmesi beklenmeksizin geçmişe yürürlüklü olarak yürürlükten kalkacağından abonelik başvurusu yapılan taşınmazlar için yeni kanalizasyon ve içme suyu şebekesi yapılmış olsa bile abonelik başvurusu sırasında bu alt yapı hizmetlerine katılım payı alınmaması gerekeceğinden ödenen bu katılım paylarının iadesine karar verilen dosyalardaki kararlar Özel Daire tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucunda "tarifeler yönetmeliği iptal kararının kesinleşmediği, 2464 sayılı Kanun uyarınca alt yapı hizmetlerine katılımın zorunlu olduğundan dolayı katılım payı alınabileceği " gerekçesi ile bozulmuş, ilk derece mahkemelerinin önceki kararda direnmeleri üzerine bu direnme kararları Yargıtay HGK nun 06.06.2012 Tarih E. 2012/13-157 K 2012/345 ve 05.06.2015 Tarih E.2013/ 13-2333, K. 2015/1496 sayılı kararlarıyla direnme kararları Özel Dairenin bozma gerekçeleri uygun görülerek bozulmuştur.
ANAYASA MAHKEMESİ ise bir başka abone tarafından 14.08.2014 tarihli ve 2014/13241 Sayılı olarak benzer bir konuda yapılan Bireysel başvuru üzerine “... Tarifeler yönetmeliğinin 39. Maddesinin Vergi Mahkemesince verilen iptal kararı sonrasında temyiz incelemesi sonrasında bu kararın onanması ve bu onama kararı üzerine Danıştaya yapılan Karar Düzeltme başvurusunun sonuçlanmadığından iptal kararının kesinleşmeyeceğinden bu iptal kararının kesinleşmesine kadar tarifenin iptal edilen hükmünün uygulanmasına devam edilmesinin ve davacı abonenin bu iptal edilen hükme ilişkin ödenen kanal katılım ve şebeke hisse bedelinin iadesi davasında kısmen kabul kararı verilmesi , tamamının iade edilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkına ilişkin olarak BİREYSEL HAK İHLALİ oluşmayacağı, gibi Karar DÜZELTME yoluna davalı tarafından gidilip bu kanun yolunun henüz neticelenmediği için iptal kararının HALEN KESİNLEŞMEDİĞİNDEN idareye başvuru tarihinde de yürürlükte olan hükme göre yargı mercilerince uygulama ve değerlendirme yapılmasında HUKUKA AYKIRILIK bulunmadığı belirtilerek hak ihlaline dayalı Bireysel başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna 08.12.2016 tarihinde karar verilmiştir.
... tarafından 2012 Tarihinde bu alt yapı katılım paylarının düzenlendiği Tarifenin 39. Maddesinin Vergi Mahkemesi tarafından iptali Sonrasında ; iptal kararının 20.06.2012 de tebliği üzerine ... yönetim kurulu 3194 sayılı İmar kanunun 23. Maddesi ,2464 sayılı belediye Gelirleri kanunun 87 ila 94. Maddeleri ile İçişleri bakanlığınca 21.08.1981 tarih ve 17435 sayılı RG de yayımlanarak yürürlüğe giren 2464 sayılı Belediye gelirleri kanunun Harcamalara katılma Payları ile ilgili Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik Hükümlerine göre yeniden düzenlenerek 04.07.2012 tarih 164 sayılı kararı ile “ ... GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SU VE KANALİZASYON TESİSLERİ HARCAMALARA KATILMA PAYLARI TAHAKKUK VE TAHSİLAT UYGULAMA YÖNERGESİ yürürlüğe konulmuş 04.07.2012 tarihi sonrası ABONELİK Başvurularında bu değişen yönerge uygulanmıştır.
Sayıştay Daireler Kurulunun 21.05.2013 TARİH VE 28769 Sayılı Kararı Doğrultusunda Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 16.08.2013 Tarihve 1532 Sayılı Kararı İle 1991 Tarihli Tarifeler Yönetmeliği yürürlükten kaldırılarak “Ankara Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Tarifeler Ve Abone Hizmetleri Yönetmeliği “ 2013 yılında KABUL EDİLMİŞ, Bu kabul edilen son yönetmeliğin 19. Maddesinin verdiği yetkiye dayalı olarak ; ... yönetim kurulunun 05.03.2014 Tarih 70 sayılı kararı ile ... Genel Müdürlüğü İçme Ve Kullanma Suyu Ve Kanalizasyon Tesisleri Harcamalarına Katılma Payları Tahakkuk Ve Tahsilat Uygulama Yönergesi kabul edilmiş olup halen Kanal katılım ve şebeke hisse bedellerinin tesbit ve tahsilinde bu 2014 Tarihli YÖNERGE uygulanmaktadır.
Davacı abonenin başvuru Tarihindeki ... tarifeler Yönetmeliğinin 39 Maddesinde ;
“2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine ... Genel Müdürlüğünce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma paylarının tahsil usulü olarak :
1-YAPI RUHSATI ALINMASI SIRASINDA ; Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir.
2-FERDİ ABONELİK BAŞVURUSU SIRASINDA ; Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir.
2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 87 ve 88 Maddelerindeki Kanal katılım payı ve Şebeke hisse bedellerinin bir kısmının bu hizmetlerden faydalanan taşınmazlardan ( sahiplerinden) alınacağı belirtilmiş ve aynı kanunun 94. Maddesine göre çıkarılan 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Harcamalara Katılma Payları İle İlgili Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin ilgili hükümlerinde de Alt yapı hizmetlerinin yeni yapımı veya ıslahı sonrası bu hizmetlerden faydalanan taşınmaz sahiplerinin bu harcamalara katılması gerektiği belirtilmiştir.
Yine 3194 sayılı İmar Kanununun 23/6 maddesinde “ Toplu mesken alanlarında, ilgili şahıs veya kurumlarca ilgili idarenin izni ile bütünü inşa ve ikmal edilen teknik altyapının iki tarafındaki diğer parsellerin sahiplerinden, kendi parsellerine isabet eden bedel alınmadıkça, kendilerine yapı ruhsatı verilmez. “ düzenlemesi mevcuttur.
Aynı Kanunun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30./ maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almakta olup İskan ruhsatının alınması sonrasında daha önce aynı taşınmaz için ödenmeyen alt yapı katılım paylarının sonradan alınmasına cevaz verilmiş,
2565 Sayılı İSKİ kanunun 23. Maddesinde de (bu kanunun Ek 4. Maddesi uyarınca ... kurumunda da uygulanır )Tarife tespit esasları:
“Su satışı, kanalizasyon tesisi bulunan yerlerdeki kullanılmış suların uzaklaştırılması, septik çukurların boşaltılması giderleri için ayrı tarifeler yapılır. Bu tarifelerin tespitinde, yönetim ve işletme giderleri ile, amortismanları doğrudan gider yazılan (aktifleştirilmeyen) yenileme ,ıslah ve tevsi masraflar ve (…) (2) bir kar oranı esas alınır. (2)Tarifelerin tespiti ile tahsilatla ilgili usul ve esaslar bir yönetmelik ile belirlenir.”
Hükmü bulunmakta olup bu hüküm uyarınca da ..."ye tarife uygulaması ve hizmet bedellerinin bir kısmının tahsiline imkan vermiştir.
Yukarıda belirtilen 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 87 ve 88 maddeleri ile Vergi Mahkemesinin iptal kararının kesinleşmesine kadarki düzenleme ile iptal sonrasındaki yeni tarife hükümleri birlikte değerlendirildiğinde ; davalı idarece davacının yeni inşa edilen konutunun bulunduğu sahada; 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunun yürürlük tarihinden sonra yeni olarak 2004 yılında Kanalizasyon, 2006 Yılında ise Su şebekesi yapıldığı gibi davacı taşınmazı bu hizmetten ilk defa bu abonelik başvurusu üzerine faydalanmaya başlamıştır. Bu durum da davacı taşınmazı da bu tesislerin hizmet edeceği saha dâhilinde olduğu davalı idarenin bu tesislerden faydalanan taşınmazlardan ilgili kanun gereğince BİR DEFA yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır.
Davacının bu katılım paylarının taşınmaza bina yapımı öncesindeki maliklerce ödendiği iddia edilmediği gibi kanıtlanamamıştır.
Başvuru tarihindeki ilgili tarifenin daha sonradan kesinleşen Danıştay kararı ile iptal edilmişse de 2464 Sayılı Belediye Gelirleri kanunun ilgili hükümleri ile bu kanuna göre İçişleri Bakanlığınca 01.07.1981 Tarihinden itibaren yürürlükte olan yönetmelik gereğincede Kanalizasyon ve su şebekelerinden faydalanan taşınmaz sahiplerinin bu alt yapı harcamalarına katılımı kanun ve yönetmelikler gereğidir.
Başvuru tarihindeki tahakkuk ve tahsilat şeklinin düzenlendiği yönetmelik hükmünün iptali 2464 Sayılı Kanun gereği olarak alınmasında zorunluluk olan katkı paylarından , hizmetten faydalanan taşınmaz maliklerini bu harcamalara katılmada istisna tutmadığı gibi muafta kılmayacaktır.
Davalı idarenin 2004 yılında yapılan kanalizasyon ve 2006 yılında yapılan su şebekelerinden davacı taşınmazının ilk defa ferdi abonelik ile faydalanmaya başlaması nedeniyle bu şebekelerin yeni olarak yapıldığının kanıtı olup, davalı idarenin imalatlar ile ilgili bir kısım belge ve cetvellerin gönderilmemesi hali bu maliyet ve katkı payı hesaplarının Bilirkişi incelemesi ile tesbiti mümkün olup TBK m.51 deki kriterlere göre de mahkemece takdiri olarak belirlenip ödenmesi gereken miktarın tesbiti ve buna göre de davacının abonelik sırasında ödediği miktarla karşılaştırılarak davacının fazla ödemesi olduğunda iade kararı verilebilecektir.
Alt Yapı hizmetlerinden FAYDALANMA nın İskan Ruhsatı alınması sonrasında İlk defa abonelik başvurusu ile gerçekleştiğinden son ödemeyi yapan abonenin taşınmazın mülkiyetine bağlı faydalanmanın maliyetine katılması ve bunun gereği olarak bu katılım payından sorumluluğu Genel hukuk kuralları gereğidir.
Somut olayda; davalı idarece, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede yeni olarak kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının taşınmazının da bu hizmetten yararlandığı sabittir.
Buna rağmen direnmeye konu olan mahkeme kararın da ferdi abonelik başvuru tarihindeki ... tarifesinin 39. Maddesinin iptaline ilişkin Vergi Mahkemesi Kararının verilmiş olması ile yeni olarak yapılan kanalizasyon ve su şebekesinin yapılışına ilişkin maliyet hesap cetvellerinin davalı kurum tarafından gönderilmemesi nedeniyle davacının sahibi olduğu taşınmazında ilk defa abonelik sırasında ödenen kanal katılım ve şebeke hisse bedellerinin haksız olarak aboneden tahsil edildiğinin kabulü ile istirdat talepli açılan dava sonucunda tamamının ödeyen aboneye iadesine ilişkin mahkeme kararı taşınmaz maliklerinin yeni yapılan alt yapı hizmetleri harcamalarına katılmayı zorunlu kılan 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 87 vd. maddelerine aykırılık oluşturacağı gibi Özel Dairenin aynı gerekçelerle verdiği Bozma kararlarına karşı verilen direnme kararları Özel dairenin bozma gerekçesi benimsenmek suretiyle Yargıtay Hukuk Genel kurulu tarafından Bozma kararı verilmiş olup taşınmazların ilk defa abonelik başvurusu yapanlardan yeni yapılan alt yapı hizmetleri olduğunda katılım payının alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığının benimsendiği halde bu kez aksi yönde karar verilmesi Hukuki Güvenlik İlkesini de zedeleyecektir. Bu açıklanan gerekçelerle Özel daire Bozma Kararı yerinde olduğundan İlk derece Mahkeme kararının bozulması gerekir.
Yukarıda açıkladığım nedenlerle, Sayın Çoğunluğun direnme kararının onanmasına ilişkin kararına iştirak edilmemiştir.
 

 

 

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi